Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “210 kilovata kadar ki düşük tarife ve 210 kilovatsaatin üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımız tarafından vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Ticari işletmelerimiz için de küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının elektrik aboneliği de ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürülecektir” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji fiyatlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin uyguladığı ekonomi politikalarının doğruluğunun kimi mahcubiyetle, kimi dolaylı yollardan işaretle de olsa içeride ve dışarıda teslim edilmeye başlandığını belirten Erdoğan, “Aldığımız tedbirlerin insanlarımızın günlük hayatlarına olumlu etkileri kendini her geçen ay biraz daha belli edecektir. Ülkemizi 2023'e, milletimize söz verdiğimiz gibi cumhuriyetimizin 100. yılını gururla kutlayacağımız bir siyasi ve ekonomik iklime kavuşmuş olarak sokmakta kararlıyız” diye konuştu.

“Vatandaşımıza gelen elektrik ve doğalgaz faturaları elbette yüksektir”

Son dönemde üzerinde en çok konuşulan ve en çok istismar edilen konuların başında enerji fiyatları olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye bugün enerji konusunda elektriklerin yokluğunu değil, sadece fiyatını tartışabiliyorsa, bunu geçtiğimiz 20 yılda 32 bin megavattan 100 bin megavat seviyesine çıkarttığımız kurulu enerji gücüne borçludur. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle ülkemizin elektrik üreten santral sayısını 298'den bin 808'e yükselterek, iletim ve dağıtım şebekelerimizin uzunluğunu bir milyon 275 bin kilometrenin üzerine çıkartarak toplam elektrik üretimini dört kat artırdık. Son dönemde enerji fiyatları tüm dünyada oldukça yükseldi. Ama bu sadece bize ait değil. Bu sadece bize mahsus bir durum değil. Küresel düzeyde doğalgaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır. Dolayısıyla dünyanın her tarafında, üstelik de bizden her bakımdan çok daha yüksek oranlarla fiyat artışları günlük hayata yansımaktadır” şeklinde konuştu.

Elektrik ve doğal fiyatlarının Euro cinsinden rakam ve asgari ücrete oranları üzerinden Avrupa üzerinden karşılaştırmasını yapan Erdoğan, “Özellikle milletime sesleniyorum, milletimin bunları değerlendirmesi ve aklıselim ile kararını vermesi birçok şeyi düzlüğü çıkartacaktır. Konutlarda aylık 200 kilovat tüketim üzerinden bakıldığında Türkiye Avrupa'daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan üçüncü ülke durumundadır. Ülkemizdeki elektriğin 200 kilovata denk gelen tutarı 18 Euro iken bu rakam Norveç'te 35, Fransa'da 45, Hollanda'da 60, Belçika'da 92, Almanya'da 100 Euro'dur. Aynı miktardaki tüketim bedelini asgari ücretle mukayese ettiğimizde ülkemizde yüzde 5,5'luk bir oran karşımıza çıkarken Almanya'da yüzde 6,2, Bulgaristan'da 7,5, Çekya'da yüzde 10, Romanya'da yüzde 15'lik oranlarla karşılaşıyoruz. Benzer bir tablo doğalgaz konusunda da geçerlidir. Türkiye 100 metreküplük tüketime 18,5 Euro'luk fatura ile Avrupa'nın vatandaşına en ucuz doğalgaz hizmetini sunan ülkesidir. Bu rakam Macaristan'da 30, Polonya'da 63, Yunanistan'da 100, İtalya'da 156, Almanya'da 256 Euro düzeyine yükselmektedir. Doğalgaz fiyatının asgari ücretle mukayesesinde de ülkemiz yüzde 5,6 ile en uygun fiyat konusunda yine ilk sıralarda yer alınken bu oran Macaristan'da yüzde 9, Yunanistan'da yüzde 13, Almanya'da 15,2, Romanya'da yüzde 31'lik seviyelere çıkmaktadır. Vatandaşımıza gelen elektrik ve doğalgaz faturaları elbette yüksektir. Buna rağmen Türkiye hem fiyat hem asgari ücrete oranı bakımından vatandaşına en uygun tarifeli elektrik ve doğalgaz hizmeti sunan ülkelerin başında gelmektedir. Geçtiğimiz yıl sadece elektrik, doğalgaz ve akaryakıtta 165 milyar liralık sübvansiyon yaparak salgın sebebiyle zaten sıkıntı içinde olan vatandaşımızın ilave yükler altına girmesine engel olduk. Geçtiğimiz yıl hane başına yaklaşık 5 bin lira enerji desteği verdik. Sadece bu 3 kalemdeki sübvansiyon rakamının Türkiye'nin toplam yatırım harcamaları kadar olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Rakamlar vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir”

Yılbaşı itibariyle tarifelerde yapılan düzenlemelere rağmen elektrikte ve doğalgazda haneleri desteklemeye devam ettiklerini belirten Erdoğan, “Geçtiğimiz Kabine toplantısında 150 kilovat olan en düşük tarife dilimini 210 kilovata yükseltmek suretiyle nispi bir rahatlama sağlamıştık. Yapılan analizler Ocak ayı itibariyle tüketicilerin yüzde 64'nün düşük tarifeden faydalandığını, yüzde 36'lık bir kesimin de üst tarifeden fatura ödediğini göstermektedir. Bugünkü toplantımızda vatandaşlarımızı daha da rahatlatacak yeni adımların karanı aldık. Öncelikle 210 kilovata kadar ki düşük tarife ve 210 kilovatsaatin üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımız tarafından vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Ticari işletmelerimiz için de küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının elektrik aboneliği de ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürülecektir. Böylece dernekler, vakıflar, cemevleri dahil ticarethane statüsünden fatura ödeyen kuruluşların elektrik bedelleri önemli oranda düşecektir. Daha önce sözünü verdiğimiz doğalgaz tüketim desteği ile ilgili hazırlıklar tamamlandı. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kriterlerine uyan 4 milyon hane için yılda 2 defada ödenmek üzere 450 lira ile bin 150 lira arasında değişen miktarlarda doğalgaz desteği sağlayacağız. Kronik hastaların ve yaşam destek cihazına bağlı olarak hayatını sürdüren kişilerin bulunduğu haneler için bu rakama yüzde 5 ilave yapılacaktır. Bu destek için başvurular 81 ilimizin tamamında Cuma günü başlayacaktır. Elektrik desteğinde halen 2,1 milyon hane olan kapsamı 4 milyon haneye çıkartıyoruz. Ayrıca sosyal güvenlik şemsiyemizin hem kapsama alanını hem etkisini genişletecek 15 milyar liralık yeni bir sosyal destek paketiyle ilgili hazırlıklara başlanması talimatını verdik” dedi.
Yeşil Büyüme Strateji çerçevesinde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimine ağırlık verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu amaçla rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına KDV istisnası ve Gümrük Vergisi muafiyeti uyguluyoruz. Şimdi de mevcut desteklerin kapsamını genişleterek güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üreten lisansız faaliyetler kapsamındaki yatırımların 4. Bölge Desteklerinden yararlanabilmesini temin ediyoruz. Böylece güneş ve rüzgar enerjisi yatırımcılarına KDV istisnası ve Gümrük Vergisine ilave olarak yüzde 30 oranında vergi indirimi, 6 yıl boyunca sigorta prim işveren hissesi desteği sağlamış oluyoruz” açıklamasında bulundu.

“26 Şubat 2022'de hizmete sunuyoruz”

Önümüzdeki hafta sonu açılışı yapılacak 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara Çanakkale Otoyolu Projesi hakkında bilgi veren Erdoğan, “Bu dev projenin inşasını 2 milyar 545 milyon Euro yatırım bedeliyle tamamladık. Yaklaşık 5 bin 100 personel ve 740 adet iş makinesiyle gece gündüz çalışarak tamamladığımız otoyolumuzu ve köprümüzü 26 Şubat 2022'de hizmete sunuyoruz. Çanakkale Boğazı'nın bir gerdanlık gibi taşıyacağı köprümüz, büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin somut bir ifadesi olarak kalkınma tarihimizdeki yerini alacaktır” dedi.

Çiftçilere müjde

Konuşmasında çiftçilere de müjdeler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Bilindiği gibi Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış merkezlerinde hafta başı itibariyle üre ve çay gübrelerinin fiyatlarında yüzde 30'a varan indirimler yaptık. Buna ilave olarak yarından itibaren can gübresi, amonyum sülfat ve nitropower gübrelerinde de yüzde 30'luk indirime gidiliyor. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın girdi maliyetlerini düşürmek amacıyla karma hayvan yemi yüzde 12 indirimle satılmaya başlanacaktır. Pancar üreticilerimizin Mart ayında alacakları pancar bedellerinin ödemesini bir ay öne çekiyor, Cuma günü hesaplarına yatırıyoruz. Ayrıca 2021 yılı pancar alım fiyatının üzerine ton başına 15 lira prim desteği ödüyoruz. Bu sezonun pancar alım kesim fiyatını da hasattan önce açıklayacağımızı tekrar hatırlatmak istiyorum.”

Öğrencilere müjde

Gençlerin talepleri üzerine yurtlarda 16 gigabayt olan internet desteğini 2 kat artışla 32 gigabayta çıkarttıklarını belirten Erdoğan, “Şimdi de akademik yılın ikinci döneminden başlamak üzere yurtlarda kalan gençlerimize verdiğimiz beslenme yardımını aylık 570 liradan 750 liraya yükseltiyoruz. Böylece üniversite öğrencilerimizi enflasyon nedeniyle yemek ücretlerinde yaşanabilecek muhtemel artışlara karşı koruma altına almış oluyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan KDV indirimi açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Bakanlıklarımız, KDV indiriminin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip edecek, aksi yönde davranış sergileyen firmalara da gereken yaptırımları uygulayacaklardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan karantina sürecine ilişkin, ”5 Şubat Cumartesi günü yaptırdığımız Covid-19 testinde korona virüsün omikron varyantına maruz kaldığımız anlaşılmıştı. Bunun üzerine kendimizi İstanbul'daki evimizde karantinaya almıştık. Hamdolsun hastalığı hafif belirtilerle geçirdik. Karantina döneminde çalışmalarımızı evden sürdürdük, bu süreçte yürekten gelen dualarıyla iyi dilekleri ile gönülden gönle kurdukları köprülerle yanımızda olan milletimizin her bir ferdine en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bizzat arayarak veya çeşitli mecralarda mesaj yayınlayarak geçmiş olsun temennilerini ileten Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentop ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'e, diğer tüm siyasi parti genel başkanlarına, yöneticilerine, milletvekillerine, iş insanlarına Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerine şansım ailem adına teşekkür ediyorum. Yine geçmiş olsun dileklerini iletmek için arayan çok sayıda ülke liderleri ile telefon görüşmesi yaptık veya mesajlarını cevaplandırdık” dedi.

Kendisine geçmiş olsun dileklerini ileten isimlere teşekkür eden Erdoğan, ”Telefonla arayarak bize ve eşime geçmiş olsun dileklerini bizzat sunan arama sırasına göre Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'e, Irak Başbakanı Sayın Kazimi'ye, İsrail Devlet Başkanı Sayın Herzog, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Tatar, Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Muhammedov‘a İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi'ye , şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Aynı şekilde mesaj veya mektupla geçmiş olsun dileklerini ileten 23 ülke ve uluslararası kuruluş başkanı ile 26 ülke ve uluslararası kuruluş temsilcisi ne de teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

"Gereken yönlendirmeleri yaptık, talimatları da verdik"

Karantina döneminde çalışmalarını sürdürdüğünü bildiren Erdoğan, “Çeşitli vesilelerle telefonla görüştüm farklı illerden insanlarımız vasıtasıyla pek çok hususu doğrudan hayatın içinden takip etme imkanı bulduk. Aynı şekilde devlet ve hükümet işlerini de hem yakından takip ettik hem de gereken yönlendirmeleri yaptık, talimatları da verdik. Testimizin negatife dönmesinin ardından Cuma günü Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Konseyi üyeleri ile bir araya gelerek ortak gündemimizi ve birlikte yapacağımız çalışmaları Vahdettin Köşkü'nde istişare ettik. Cumartesi günü Hazine ve Maliye Bakanlığımızın iş dünyası ile birlikte enflasyon ile mücadele konusunda atacağı yeni adımları açıkladığı bir toplantıya canlı bağlantı ile katıldık. Pirinç, makarna, et, balık, çay, kahve, süt ve süt ürünleri peynir çeşitleri, yumurta, yemeklik yağ çeşitleri şeker ve şekerli ürün çeşitleri, meyveler, sebzeler, kuruyemişler, bakliyat çeşitleri gibi günlük hayatta sık tüketilen gıdaların kapsayan ürünlerdeki KDV indiriminin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.

"Aksi yönde davranış sergileyen firmalara da gereken yaptırımları uygulayacaklardır"

Erdoğan, KDV indirim sürecini bakanlıkların yakından takip edeceğini belirtti. KDV indiriminin fiyatlara yansıyıp yansımadığının takipçisi olunacağını aktaran Erdoğan, ”Aksi yönde davranış sergileyen firmalara da gereken yaptırımları uygulayacaklardır. Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacak yükü beraberce omuzlayacağız. Fedakarlığı sadece devletten beklemek ne gerçekçidir, ne hakkaniyete sığar ne de sürdürülebilirlik ilkesine uyar. Ayrıca aynı toplantıda 3 ayrı başlık altında toplamda 60 milyar liralık kefalet limiti ile uygulamaya geçirilen Kredi Garanti Fonu paketinin detayları da iş insanlarımıza aktarıldı. Üretime ve istihdama önemli bir destek sağlayacağına inandığım bu paketinde iç dünyamıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

"Her iki ülke açısından da verimli ve hayırlı neticeler doğuracağına inanıyorum”

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması konusundaki yol haritasının da kamuoyu ile paylaşıldığını hatırlatan Erdoğan kuyumcuların bankaların ve altın rafinerisinin içinde yer aldığı bu imkanlardan tüm vatandaşları yararlanmaya davet etti. Erdoğan, ”Pazartesi ve salı günleri Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderek hem Abu Dabi'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdik hem de Expo 2020 Dubai Türkiye Milli gününe katıldık. Ziyaretim sırasında farklı alanlarda imzaladığımız toplam 13 anlaşma ile ülkelerimiz arasındaki ahdi temelini güçlendirdik. Bir süredir durgunluk içinde olan Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine yeni bir ivme kazandıran bu ziyaretin her iki ülke açısından da verimli ve hayırlı neticeler doğuracağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Önümüzdeki dönemde Körfez Bölgesi başta olmak üzere Türkiye'nin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine katkı verecek diğer ülkelerle yakın temasların daha da sıklaştırılacağını söyleyen Erdoğan, kabine toplantısında gündemdeki hususların ve yeni dönemin yol haritası ile ilgili değerlendirmelerin yapıldığını kaydetti.

Erdoğan, ”Ülkemize ve milletimize hizmetlerimizi kaldığımız yerden hatta çok daha yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Karantina süreci içinde yaptığımız takiplerde, tespit ettiğimiz en önemli eksik ülkemizde dün ile bugün arasında yeteri kadar güçlü, gerçekçi, vicdanlı bir irtibatın kurulamadığıdır. Halbuki Türkiye'nin geçtiğimiz 20 yılda nereden nereye geldiğini görmeden 2023 hedeflerimizin, 2053 vizyonumuzun anlaşılabilmesi mümkün değildir. Burada sadece birkaç hususa değinerek ülkemizin nereden nereye geldiğini muhasebesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Hükümete geldiğimizde ülkemizin nüfusu 65 milyondu. Ülkemiz her alanda yılların birikimi olan sorunların eksiklerin, mahrumiyetlerin ağırlığı altında adeta eziliyordu. Diğer alanlarda yaşadığımız sıkıntıları bunların üzerine ilave etmemiz gerekiyor. Karşımızda tarihi ile medeniyeti ile küs potansiyeli imkanları, bir avuç azınlığa peşkeş çekilen ayağına pranga vurulmuş Türkiye gerçeği vardı. Her isteyen evladımızın eğitime ulaşmasının, her vatandaşımızın sağlık hizmeti alabilmesinin, an ve mal güvenliğinden emin şekilde başını yastığa koyabilmesinin 81 vilayetimizin hepsinin de belirli bir standardın üzerinde yol, su, elektrik gibi temel altyapılardan faydalanabilmesinin kısaca insanca bir hayat sürebilmesinin gerçekten zor olduğu dönemlerden geçerek bugünlere geldik" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 20 yıl içerisinde önemli bir mesafe kat ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu hakikatleri bilhassa o günleri görmemiş, yaşamamış görmemiş gençlerimize anlatmanın ne kadar zor olduğunun farkındayız. Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye fotoğraflarının doğru, vicdanlı, ahlaklı mukayesesini yapmak hepimizin görevidir. Sadece günü yaşayarak, günü kurtararak, günü önemseyerek geleceğimize güvenle bakamayız. Elbette önceliğimiz olacak. Dün önceliğimiz can ve mal güveliğimizi tehdit eden terördü, egemenlik haklarımızı ve milli çıkarlarımızı hiçe sayan kuşatmalardı. Dün önceliğimiz işsizlikti, teröre ve işsizliğe kalıcı çözüm bulunmasına mani olan sağlayan siyasi istikrarsızlık, iç kavgalardı. Dün önceliğimiz hayatımızın dört bir yanını saran yokluklar, mahrumiyetlerdi. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitmenin eziyet, şehir içinde herhangi bir yere ulaşmanın çile, hizmetlere sahip olmanın lüks olduğu devirlerden geçtik. Musluktan akan suyun, tavanda yanan lambanın, konuşacak telefonun, bayramlarda yeni kıyafet sahibi olmanın, kışı geçirecek nevaleyi temin edebilmenin en büyük sevinç sebebi sayıldığı günler yaşadık. Bugün ise artık, ülke geneline yaydığımız, ana sınıfından üniversiteye kadar her seviyedeki eğitim kurumumuzla, dünyanın imrenerek baktığı şehir hastanelerimizle, neredeyse 5 kat artırarak uzunluğunu 28 bin kilometreyi geçirdiğimiz bölünmüş yol ağımız ve sayısını 56'ya çıkardığımız havalimanlarımızla, üç kat artırarak 100 bin megavata yükselttiğimiz kurulu enerji gücümüzle, yüzbinlerce aileyi ev sahibi yaptığımız toplu konut projelerimiz, şehirlerimizi donattığımız millet bahçelerimizle , yerli ve milli katkı oranımızı yüzde 80'lere taşıdığımız savunma sanayimizle dünyada erişmedik yer bırakmayarak 225 milyar dolara çıkardığımız ihracatımızla, misafir kapasitesini 5 kat artırarak 55 milyona vardırdığımız turist ağırlama altyapımızla yıllık ortalama yüzde 5 üzerinde gerçekleşen büyüme oranımızla, hedeflerine doğru hızla ilerleyen dünyanın en büyük 10 ekonomisi yolunda son dönemece giren bir Türkiye'de yaşıyoruz. Hamdolsun, ülkemiz, geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz gülü altyapı sayesinde tüm bu eşikleri geride bıraktı” dedi.

“ Bugün artık kimi alanlarda gelişmiş ülkelerin dahi önüne hizmet altyapısına sahip bir Türkiye var” diyen Erdoğan, ”Bugün artık sınırları içinde hiçbir terör faaliyetine izin vermeyen, sınırları dışındaki terör örgütlerini de adım adım takip eden bir Türkiye var. Bugün artık, vatandaşlarının can güvenliğinden emin olduğu hukuk devleti ilkesine bağlı temel haklarını kullanan özgür bireylerin Türkiye'si var. Bugün artık, siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik olarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi, bayrağı ve pasaportu itibarlı, vatandaşların başı dik bir Türkiye var. Bugün artık, her alanda kendisiyle birlikte tüm dostlarının ve kardeşlerinin güvenliğinin, huzurunun, refahının teminatı haline gelen bir Türkiye var” açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin salgın döneminde hedeflerini büyüttüğüne dikkat çeken Erdoğan, ”Salgın döneminde sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda bu gerçekleri hep birlikte gördük, yaşadık, küresel sağlık ve ekonomi krizinin gelişmiş, gelişmekte olan ayrımı yapmadan tüm ülkeleri kasıp kavurduğu bir dönemde Türkiye olarak yatırıma, istihdama, üretime, ihracata, cari fazla yoluyla büyümeye yönelerek kendimizi diğerinden ayrıştırdık. Bir kez altını çizerek ifade ediyorum. Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi programının odağında vatandaşlarımızın işini korumak bunun da ötesinde sürekli yeni iş alanları oluşturarak istihdamı geliştirmek vardır” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tarihteki en yüksek istihdama ulaştığını aktaran Erdoğan, ”Bugün 85 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Nüfusumuz, 20 yıl öncesine göre 20 milyon artarken, istihdama katılan kişi sayısı da 20 milyondan 34 milyona çıktı. Tarihimizin en yüksek işgücüne katılım oranına ulaşırken istihdamı, 19 milyondan 30 milyonun üzerine çıkarttık” dedi.

Salgının ilk aylarında iş gücüne katılımın 29 milyona, istihdamın 25 milyona kadar gerilediğini hatırlatan Erdoğan, ”Dünyanın panikle içine kapandığı bu dönemde biz farklı bir politika izleyerek üretimi ve bireyleri destekledik. Faiz tartışmaları ve kur dalgalanmalarının yol açtığı sıkıntılara rağmen bu politikadan taviz vermedik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla hedefli ekonomi programımızı ısrarla ve kararlılıkla uygulayarak, salgının ilk aylarındaki kayıpları hızla telafi etmekle kalmadık, ötesine de geçtik. Dünya küçülürken biz büyüdüğümüz, istihdam ve ihracatta rekor üstüne rekor kırdığımız bir dönemi geride bıraktık. Netice itibari ile hükümetlerimiz döneminde, 11 milyonun üzerinde insanımıza çalışacak iş sağladık. Geçinecek gelir temin ettik. Bahar mevsim ile birlikte canlanacak turizm inşaat, ve tarım sektörleri istihdamı daha da yukarıya taşıyacaktır. Elbette hayat pahalılığının yol açtığı sıkıtılar vardır. Elbette sokakta, tezgahta vitrinde canımızı yakan fiyat artışları vardır. Bunların hepsi geçicidir. Bu döneme mahsustur. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar tüm çalışanların gelirlerine yüksek oranlı artış yaparak esnaf ve sanatkarlarımızı kredi paketleriyle destekleyerek, hayat pahalılığının insanlarımızın üzerindeki yükünü azaltmanın gayreti içindeyiz. Ancak bunları konuşurken şu gerçeği de gözden kaçırmamalı, aklımızdan çıkarmamalıyız. Alım gücündeki düşüş bir süre sonra telafi edilebilirken, kaybedilen işin, kaybedilen huzuru, kaybedilen vaktin, geri kazanımı çok daha zordur” ifadelerini kullandı.

"Halihazırdaki en önemli sorunumuz yüksek enflasyondur"

Böyle dönemlerde asıl olanın, çalışacak iş, hayatını sürdürecek gelir sahibi olmak olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Asıl olan kendine ve ailesine karşı mahcubiyet yaşamamaktır. Asıl olan, nice krizler, nice sancılar içinde kıvranan bölgemizde başı dik, durabilmektir. Asıl olan geleceğe umutla bakabilmeyi sürdürecek zemini kaybetmemektir. Bunun için fabrikaların çalışması, esnafın dükkanının açık kalması, toprağın ekilmesi, yolların yük taşıyan kamyonlarla dolu olması, emlak ve araç satışlarının sürmesi, hayatın canlı şekilde akışı, çok önemlidir. Şayet buralarda bir tıkanıklık, gerileme, çöküş yaşanırsa o zaman felaket kapımıza dayanmış demektir. Hamdolsun böyle bir tablo ile karşı karşıya değiliz. Halihazırdaki en önemli sorunumuz yüksek enflasyondur. İnşallah onun da üstesinden, her geçen ay inişini görerek geleceğiz” ifadelerini kullandı.