Programa, CHP Çorum İl Başkanı Mehmet Tahtasız, Emek Partisi İl Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Özünel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şube Başkanı Nurettin Aksoy, Eğitim-Sen Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, ADD Şube Başkanı Uğur Demirer katıldı.

Platformun diğer bileşenlerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında konuşan Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, “Uzun yıllardan bu yana “Çorum Katliamının” yıl dönümlerinde bir haftalık, on günlük programlarla etkinlikler düzenlemekteyiz. Katliam dönemini gösteren fotoğraf, gazete haberi vs. oluşan sergiler, açık oturumlar, paneller yapıyoruz. Katliamda katledilen yurttaşların mezarlarını sembolik olarak ziyaret ediyoruz. Bu temelde, Palabıyık Köyü’nde mezarı bulunan Süleyman Atlas ve Raif Erdem’in mezarlarını, Eşençay Köyü’nde Ahmet Doğan’ın, Gökçepınar Köyü’nde ise Veli Dede’nin Veli Solmaz’ın mezarını ziyaret ediyoruz” dedi.

Uzun yıllardır bu anmalarda temel slogan olarak “unutmadık, unutmayacağız” diye haykırdıklarını kaydeden Özdel, “Bir kısım insanlar, siyasi partiler ise; ‘unutalım, eski yaraları kaşımayalım, olmamış gibi davranalım ve yaşayalım’ demektedir. Toplumlar bazı olay ve olguları unutmamalıdır, unutmak bu olayların yeniden yaşanmasına neden olur. Tüm dünyada katliamı yapanlar planlayan, hep yaşananların unutulmasını ister” ifadelerini kullandı.

“GERÇEK SORUMLULAR YARGILANMALI”

Emek ve Demokrasi Platformu olarak iki temel taleplerinin bulunduğunu anlatan Özdel, “Birincisi katliam insanlığa karşı suçtur ve zaman aşımı işlemez o nedenle tüm devlet arşivleri açılmalı ve gerçek sorumlular yargılanmalıdır. Çünkü “Çorum Katliamı” dava dosyalarının tamamı; basit adi bir olay olarak görülmüş, tetiği çekenler bulunmuş gibi yapılarak göstermelik yargılamalar yapılmıştır. Oysa bu yargılamalarla asıl ortaya çıkarılması gereken husus bu katliamı örgütleyen hangi güçler, odaklar ve sistem bunun tespiti ve yargılanması gerekir.

Örneğin, Çorum’da katliam başlamadan önce, bir kısım polis şeflerinin atanması neden yapıldı? (Nail Bozkurt gibi) ya da Vali olarak Rafet Üçelli’nin atanması neden yapılmıştır? Ya da ABD elçilik temsilcilikleri neden Çorum’u ziyaret etmiştir? TRT’nin yanmayan caminin yandığını neden durmadan haber verdiğinin tespit edilmesi gerekir” dedi.

“VALİ VE CUMHURİYET BAŞSAVCISININ AÇIKLAMALARI VAR”

Bu dönemi anlatan birçok kitap, yayın ve konuşmalar yapıldığını, özellikle dönemin Çorum Valisi’nin beyanlarının dikkatlice okunması gerektiğini belirten Özdel, şunları söyledi:

“Amasya’da bulunan Tugay Komutanlığı’ndan yardım istediklerini belirten Vali Üçelli, ‘Ancak kente gelen askerler müdahale etmeden geri döndü. Paşanın tutumunu anlayamadık …’ 'Çorum Katliamı' sürerken, benzer olayların Merzifon’da da patlak verdiğini anlatan Vali Üçelli, ‘Doğal olarak elimizdeki kolluk kuvveti bölündü. Merzifon’a da sıçraması, bu olayların planlı bir şekilde yapıldığı kanısını uyandırdı bende’ dedi.

Ertem Türker (Dönemin Çorum Başsavcısı): ‘Çorum, Maraş ve Sivas olaylarının bütün olarak incelenmesinde fayda var. Çünkü bu olaylar spontane değildi. Bir tertibin mahsulüydü. Çorum özeli itibariyle ise olayları münferit almayacaksınız. Biz bunu beceremedik, her olayı aynı değerlendirip sıkıyönetim savcılarına gönderdik. Münferit gönderiliyorduk. Sıkıyönetim savcılığı bunları birleştirip bütün olarak ele almalıydı. Bu basit bir yangın ve katl olayı değildi. Yeni soruşturma iyi olur diye düşünüyorum.’

Devletin iki görevlisi Vali ve Cumhuriyet Başsavcısı yıllar sonra verdikleri beyanlarda bu olayların planlı olduğunu fakat etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını itiraf etmektedirler. Bu nedenle yargılamanın yeniden yapılması hayati bir önem taşımaktadır.”

“BARIŞ İÇERİSİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ”

İkinci temel taleplerinin ise Kadeş Barış Meydanı’na bir barış anıtı dikilmesi olduğunu söyleyen Av. Özdel, ““Bizler her şeyin iyi olmasını isteyen insanlarız. Kardeşlikten, sevgiden, eşitlikten, hoşgörüden başka gücü olmayan insanlarız. Kardeşliğin, barışın mahalleden, sokaktan başladığına inanan insanlarız. Bizler her şey güzel olacak diyen gençlere inanan insanlarız. Bu nedenle farklılıklarımızı kabul ederek eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve insan hakları düzleminde birleşeceğiz. Eşit, özgür, demokratik bir ülkede tüm hak ve özgürlüklere sahip bir vatandaş olarak barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Bu nedenle barış ve kardeşlik diyoruz. Aynı duygularımızı bu yıl da tekrar ediyoruz” dedi.

“NEFRET BİR HASTALIKTIR”

Nazilerin elinden kurtulan Yahudi kökenli Eddie’nin ‘Naziler benden nefret etmemi istediler. Ama ben etmiyorum. Onlar bizden nefret ediyordu ama ben etmiyorum. Gençlere 'o kelimeyi kullanmayın' demek istiyorum. Birinden nefret etmek tehlikeli. Nefret bir hastalık’ şeklindeki sözlerini anımsatan Özdel, “Bizler de ölümden kurtulan bu kişinin hissettikleri hissediyoruz.

Bizler bu toplumda Yunus Emre’nin dilini kültürünü yerleştirmek istiyoruz. Yunus, barıştan-kardeşlikten-sevgiden yanadır. Nefret, kin, ikilik, ırk ve mezhep ayrımı Yunus’un dilinde yoktur. Kendinden olmayanı düşman görmek, kendisi gibi inanmayanı katli vacip olarak kabul etmek, Yunus’un, Hacıbektaş’ın, Ahmet Yesevi’nin dilinde, kültüründe yoktur.

Bu nedenle Çorum Emek ve Demokrasi Platformunun bileşenleri olarak Kadeş Barış Meydanı’na bir barış ve kardeşlik heykelinin dikilmesini ve katliamın bir daha yaşanmaması için unutulmamasının sağlanmasını istiyoruz.

Türkiye artık katliamlarla anılmamak, demokratik hukuk devleti olma yolunda ilerlemek, tüm inançların ve etnik kimliklerin bir arada yaşayabileceği bir iç barışı tesis etmek istiyorsa, Çorum Katliamının gerçek sorumlularını bulmak, işlenen insanlık suçlarını aydınlatmak ve sorumlularını yargı önüne çıkarmak zorundadır.

Bu temelde Emek ve Demokrasi güçleri olarak yerel ve ulusal basının bizlerin faaliyetlerini topluma duyurması, kardeşliğimizin güçlenmesine katkı sunmasını talep ediyor, saygılar sunuyoruz” dedi.

2 TEMMUZ’DA KONSER VE SÖYLEŞİ, 3 TEMMUZ’DA BASIN AÇIKLAMASI

Av. Ahmet Özdel, Çorum katliamının 41’nci yıldönümü kapsamında 2 Temmuz Cuma günü Hacı Bektaş Vakfı bahçesinde Grup Günebakan konseri, semah gösterisi, açık kürsü söyleşi, yemek ve lokma ve Abdal Haluk Tolga İlhan konserinin yapılacağını belirtirken, 3 Temmuz’da ise saat 12.00’de Kadeş Barış Meydanı’nda bir basın açıklaması yapacaklarını bildirdi.