CHP Belediye Meclis Adayı Mimar Didem Tokgöz Semiz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yayınladı.

8 Mart’ın ikincil bir cinsiyetin toplumdaki yerini bulma mücadelesi olmadığını kaydederek, “8 Mart toplumun yarısına ikincil muamelesi yapanlara utancını hatırlatma, cehaletlerini fark etmeleri için fırsat sunma günüdür” ifadelerini kullandı.

Tokgöz Semiz, açıklamasının devamında şunları dile getirdi;

“Üzgünüm bu gün size pek de güzel ya da umut dolu şeyler yazamayacağım. Mesela her 8 Mart da yapıldığı gibi karanfil dağıtımını organize etmeyeceğim, konserlere davet etmeyeceğim mesela. 8 Mart ikincil bir cinsiyetin toplumdaki yerini bulma mücadelesi değil, toplumun yarısına ikincil muamelesi yapanlara utancını hatırlatma, cehaletlerini fark etmeleri için fırsat sunma günüdür. Lütfen sonuna kadar okuyun olur mu size anlatmam gereken bir hikâyem var?

Sıradan bir gündü.

Kadın içeri girdi …

Adam bağırdı ‘’yemeği yedik çay nerede hala gelmedi !’

Kadın mutfağa geçti bir yandan çayı demledi öte yandan yemek bulaşıklarını elleri donarak duruladı. Kış ayıydı. Ardından oğullunun yere döktüğü ıvır zıvırları topladı. Ve hiç oturmadan salona ilerledi.

Adam bağırdı ‘arkandan kapıyı kapatarak gir şu salona soğuk geliyor.’

Kadın Salona girdi sobaya bir kaç tane daha odun attı. Odadan cay getirmek için çıktı.

Adam bağırdı ‘’arkandan kapıyı kapatarak çık şu salondan soğuk geliyor. ‘’

Kadın elinde çay tepsisiyle tekrar salona girdi tam çayını içecekken;

Adam tekrar bağırdı ‘çayın yanına bir şey koyar insan’ . Kadın kalktı mutfağa doğru ilerledi.

Adam bağırdı ‘’arkandan kapıyı kapatarak çık şu salondan soğuk geliyor. ‘’

Kadın elinde tepsiyle tekrar salona geldi adam mutlak suretle bir şeyler istiyor kadınsa tek bir kelime dahi olsa da bir şey söylemeden her dediğini yapıyordu oysa kadın mutfağa her gidişinde üşüyerek dönüyordu.

Adam hışımla elini kaldırarak ayağa kalktı ve kaç kere daha söyleyeceğim ?bütün gün işle uğraştığım yetmedi bir de sana laf anlat soğuk geliyor dedik kime konuşuyorum ben…… bıdı bıdı. Gerisi aslında hep bıdı bıdı değil mi cidden kadınlar!!!

Kendi gücümüzü ne zaman fark edeceğiz sadece kadın hakları gününde mi haklarımızı anlatacağız. Kendi yaşamımızdan başlamayacak mıyız düzeltmeye?

Türkiye de günde kaç çocuk, kaç kadın ölüyor hiç düşündünüz mü? Yan evinizdeki, kocası döven kadının çığlıklarına kaçınız sağırsınız?

Bundan yıllar önce bir fuhuş evinin yakılması olayı olmuştu. Ön saflarda ellerinde sopalarıyla bağıraşanlar arkadaş ortamında oraya gidip yaptıklarını anlatan adamlardı. Kadın ölümlerinde sokağa çıkıldı mesela. Yine ön saflarda evde karısını döven adamlar vardı.

Ülkemizde milyonlarca kadın, kocası dövdükten sonra oluşan morlukları kapatmak için makyaj yapmayı öğrendi. Eve gelince ‘’erkek!’’ kesilip dışarda duyar kasmayı bırakın artık!!!

Ve İnanın kadının her döktüğü göz yaşı kadar yanacaksınız cehennemde...

Hadi gelin….8 Mart 17.30 da saat kulesi önünde buluşalım.”