Cumhuriyet Halk Partisi Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, artık bu gidişat karşısında seyirci kalmanın mümkün olamayacağını ifade ederek, halkın üzerindeki kara bulutları dağıtmak, CHP’yi iktidara getirmek için gece-gündüz çalışacaklarını söyledi.

Asgari ücretin en az 30 bin lira olmasını isteyen Tahtasız, “17 bin 2 liranın bugün için alım maliyeti, daha bu ayki hesap, iki ay daha varken 11 bin 600 liraya düşmüş. Verildiği günkü alım gücü olarak, 17 bin liralık asgari ücret yılsonunda 10 bin liraya düşmüş olacak” dedi.

CHP Çorum İl Başkanlığı’nın düzenlediği İl Danışma Kurulu toplantısında konuşan Milletvekili Tahtasız, “Bu iktidarın halkımıza verecek vaadi de kalmamıştır. Çökerttiği ekonominin altından kalkacak dermanı da kalmamıştır. Halkımız yoksulluğu iliklerine kadar hissediyor. Gün birliktelik günü…” şeklinde konuştu.

Tahtasız, konuşmasında şu konulara değindi:

“HALKI LİMON GİBİ SIKTILAR”

“Bugün burada geniş ailemizle iktidara giden yolun taşlarını hep birlikte döşemek, önümüzdeki sürece ilişkin yol haritamızı belirlemek ve iktidar hedefimizi yinelemek üzere toplandık.
Genel Başkanımız Salı günü gerçekleştirdiği grup toplantısında ve Çarşamba günü gerçekleştirdiğimiz kapalı grup toplantısında yaptığı konuşmalarda seçim startını vermiş, partimizin tüm neferlerini sahaya inmeye davet etmiştir.
Cumhuriyet nasıl kuruldu hatırlayalım:
Kurtuluş Savaşımızın en zorlu günlerinde dedelerimizin yaralarına sürecek
tentürdiyot yokken naftalin basmışlar.
Yiyecek yok, ağaç kavuklarını  kemirmişler.
Ve bir an gelmiş ki, yaveri Mustafa Kemal Paşaya biçare gitmiş ve şöyle söylemiş.
Paşam, Mehmetçik aç, bitkin ve umutsuz. Sadece size inanıyorlar. Ne yapacağız?
Atamız, şöyle bir bakmış yavere ve demiş ki!
-Evet, zor çok zor biliyorum.
Ama bir yolu var ve ben o yolu mutlaka bulacağım.
İşte umut bu. İyimserlik de bu.

Gün artık, seyirci kalma günü değil.
Bizler, her birimiz bir küçük adım da olsa, o adımı atarak, toplumumuza daha fazla değer katacağız halkımızın üzerindeki kara bulutları yok edeceğiz. Toplumsal dönüşüm için bu en kıymetli görevimizdir. 
Bizlerin katkısına ihtiyaç duyan, gençlerimize, çocuklarımıza kadınlarımıza, tüm halkımıza el uzatacağız. İnanıyorum ki, bunu birlikte başaracağız ve başarmak zorundayız.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi, bir milletvekili olarak  örgütümüz ile Çorum ve ilçelerinde girmedik dükkan, sıkmadık el bırakmama gayreti içerisindeyiz.
Haftanın 3 günü TBMM’de, geriye kalan 4 günde ise Çorum merkez ve ilçelerinde alanlarda oluyorum.  Şimdi bunu daha da yoğunlaştıracağız.
Bu zam ve zulüm iktidarının halkımıza yaptığı zulmü tek tek anlatacağız.

Emeklinin cebinden çalınan altınları, asgari ücretin neden 30 bin TL olması gerektiğini, emekli maaşının asgari ücrete eşitlenmesi gerektiğini, çiftçinin alın terinin neden karşılık bulamadığını, 1 litre sütün neden sudan ucuz olduğunu, gençlerin neden işsiz olduğunu, öğretmenlerin neden atanmadığını, ev, araba almanın nasıl hayal olduğunu, çiftçi zarar ederken marketlerde cep yakan meyve sebze fiyatlarını, 
halkı limon gibi sıkan bu iktidarın beşli çeteleri nasıl beslediğini Bilal’e anlatır gibi anlatacağız.

Ülkenin geldiği durumu, somut rakamlarla, asgari ücret ve altın hesabı ile anlatacağız
BDDK verilerine göre kredi kartı borcu 1,7 trilyon liraya, kredili mevduat yani ek hesap borcu 400 milyar liraya dayandı. Yani toplam borcu nüfusa böldüğümüzde, dün gece doğmuş kundaktaki bebekten, 77 yaşındaki dedemize kadar her birimizin 25’er bin lira kredi kartı borcumuz var.

Fatih Erbakan hükümeti topa tuttu: Maaş zamları ve erken seçim çağrısı! Fatih Erbakan hükümeti topa tuttu: Maaş zamları ve erken seçim çağrısı!

Her derdin var bir çaresi o da Cumhuriyet Halk Partisi, diyoruz ve faizlerinin silinmesini ve borcun kamu tarafından üstlenmesini, 50 bin liraya kadar olan borçlarda faizin silinip üç yıla taksitlendirilmesini, 50-100 bin lira aralığındaki borçların beş yıla taksitlendirilip, faiz yükünün yarısının bankadan, yarısının kamu tarafından karşılanmasını, 100 bin liranın üzerindekilerde de faiz yükünün üçte birinin bankadan, üçte ikisinin kamu tarafından karşılanmasını öneren bir kanun teklifi hazırlığındayız. 
Bunu vatandaşlarımıza mutlaka anlatmamız lazım. 

Seçim öncesi ‘Asgari ücrete yılda üç ya da dört kez enflasyon iyileştirmesi yapacağız, zam yapacağız’ diyenler bir yıl boyunca asgari ücrete zam yapmadılar. 
17 bin 2 liranın bugün için alım maliyeti, daha bu ayki hesap, iki ay daha varken 11 bin 600 liraya düşmüş. Verildiği günkü alım gücü olarak, 17 bin liralık asgari ücret yılsonunda 10 bin liraya düşmüş olacak.
Kapı kapı gezip “Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında biz yokuz” dememiz lazım.

Asgari ücret 30 bin olunca devletin kasasına 1 trilyon fazladan SGK prim fazlası giriyor. O paranın sadece dörtte biriyle bakın ne yapabiliyorsunuz? 
1 ila 10 arasında asgari ücretli çalıştıran küçük esnafa; berbere, eczaneye, esnaf lokantasına, tuhafiyeciye… 6’şar bin lira kişi başına destek verebiliyorsunuz. 
Bunları esnafımıza anlatmamız lazım. 

GÜN BİRLİKTELİK GÜNÜ

Emeklilerimiz perişan durumda. İktidar tarafından açlık sınırının altında bir maaşa mahkum edildiler ve yaşam savaşı veriyorlar. Tayyip Erdoğan’ın iktidara geldiği gün, en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyorken, şimdi 7,5 alıyor; 7 çeyrek altın kayıp.
En düşük emekli maaşı 8 çeyrek alırken, 2,5 çeyreğe düşmüş; her ay 5,5 çeyrek altın kayıp. 
Asgari ücret 7 çeyrek alırken, 3’e düşmüş; her ay emekçiden 4 çeyrek altın kayıp.  
‘Ekonomide en kötüsü geride kaldı’ dediler. Erdoğan da ‘En zor günler geride kaldı’ dedi. Bunlar ‘Ekonomide kötüsü geride kaldı’ dediklerinde enflasyon yüzde 62’ydi. 
Gözlerinden ışıltılar saçan Nebati dediğinde 49’du. Damat, ‘En kötüsü geride kaldı’ dediğinde, enflasyon yüzde 20’ydi. 
Bugün gelinen noktada yüzde 48 enflasyon var. 
Genel Başkanımız grup toplantısında 200 liralık banknotu göstererek paramızın düştüğü içler acısı durumu ortaya koydu. 
200 liralık banknot çıktığı, 1 Ocak 2009 günü Erdoğan bu banknotu göstererek: 
Para, tıpkı bayrak gibidir. Bir ülkenin gücünü, itibarını ve bağımsızlığını simgeler.’ diyordu. Ve 200 liralık banknot çıktığı gün 132 dolar ediyordu, bu gün sadece 5 dolar 75 cent ediyor. 
132 dolar değerden 5 dolar 75 cente düştü.
200 lira çıktığı gün 73 litre benzin alıyordu. 
Bir depoyu dolduruyordu, yarım depo daha benzin alıyordu. 
Bugün ne kadar alıyor? 5 litre benzin alamıyor. 1,5 depoyu alan banknotun düştüğü hale bakın.
İşte halkımıza iktidarın ülkemizi içine soktuğu bataklığı somut örneklerle anlatmalıyız. 
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in grup toplantısında tüm örgütümüze ilettiği talimatı ben de sizlere aktarıyorum:
“Emekliye bir asgari ücret şarttır, emekliye geçim haktır, diyeceğiz. Hep birlikte yollara düşeceğiz. Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında yokuz, diyeceğiz. 
Bu milletin hakkını yedirtmeyeceğiz. 
Gençlerimizin, kadınların, örgütün girmediği ev, çalmadığı kapı, gidilmeyen kahve, otobüs durağı, işçi servisi bırakmayacağız. 
Bu iktidarın halkımıza verecek vaadi de kalmamıştır. Çökerttiği ekonominin altından kalkacak dermanı da kalmamıştır. Halkımız yoksulluğu iliklerine kadar hissediyor. 
Gün birliktelik günü diyeceğiz.
Her derdin var bir çaresi, o da Cumhuriyet Halk Partisi, diyeceğiz.
Yılmadan, bıkmadan, usanmadan, kavga etmeden, yol kesmeden, ön almaya çalışmadan, kişisel çıkar gütmeden, partimizin ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda çalışacağız. 
İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar demiş Yaşar Kemal.
Ne de haklı… yürekli  olacağız yılmadan omuz omuza hep birlikte çalışarak başarıya ulaşacağız. Partimizin ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını iktidarla taçlandıracağız.”