Hepimizin büyükleri, atalarımız var, O’nlar bizim BAŞ TACIMIZ… Kıymetlilerimiz, kıymetlerimiz…
 
Birçok olaylara şahit oluyuz ki, incitecek ve üzüleceğimiz nitelikte…
 
Hem toplumumuzdaki bozuşmayı, hem de insanların çıkar ilişkisi kurarak atalarına baktıklarına şahit oluyoruz…
 
__Aylığını kim yiyorsa o baksın…
 
__Tabii ki ona aylık verdikleri için bakıyor, yoksa bir tas su vermez… Cümlelerine şahit oluyoruz…
 
Biz bu muyuz?
 
Büyüklerimiz, yolumuzu gösterenler, yönümüzü bulduranlardır her zaman…
 
Küreselleşen dünyada, fertleşen toplumlar olduk…
 
Kocaman aileler, çekirdeğe ve de tek kişilik evlere dönüştü…
 
Bağlar tek, tek koparken, bütünlük ve aile içi ilişkiler ölmeye başladı…
 
Görerek, dokunarak, yaşanarak öğrenilecek, çocuklarımıza aktarılacak oğlular da silinmeye başladı…
 
Gençlerimiz tekil olarak kendi hayatlarını sürdürmenin telaşındalar… Bağların anlamını öğrenemiyorlar…
 
Ninelerin masallar masal oldu…
 
Sevgi ile açılan kucaklar boş kalıyor…
 
Akrabalarımızı tanımıyoruz…
 
Velhasıl küreselliğin içinde yalnızlıklarla yuvarlanıyoruz…
 
***
 
Beni çok etkileyen bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim…
 
Yayınlayan kimse teşekkür ederim…
 
Tamda konuya TUZ olacak bir alıntı… Buyurun…
 
***
 
Ninenin Ölmüş Eşine Mektubu...
 
 Son GÜNLERDE; bir surat bir surat ki GELİNDE, çayımı bile yarım dolduruyor BEY. Allah'tan KULAKLARIM ağır işitiyor da, duymuyorum ne söylediğin!!!
 
Ama yinede HİSSEDİYORUM…
 
Beni, bu evde galiba istemiyor artık.
 
Hey gidi günler heeey!!!
 
Oğlunu bilirsin, vur kafasına al lokmayı., iki ara bir derede ne yapsın…?
 
ANA bu, atsa atılmaz; satsa satılmaz.Bana artık gizli, gizli sarılıyor bey...! Dün akşam, UYURKEN öptü beni biliyor musun?
 
Nasıl ağırıma gitti nasıl…!
 
Artık AKİDE ŞEKERİDE getirmiyor.
 
Hani dişlerim yok ya, güya yerken garip sesler çıkarıyormuşum da; çocuklar İĞRENİYORMUŞ benden…
 
Yok, vallahi yalan bey, hiç yapar mıyım ben öyle şey…?
 
GELİN, çocuklara masal anlatmamı da yasakladı.
 
Üstelik seninle konuşuyormuşum diye, duvardaki resmini bir yere sakladı…
 
Olsun, koynumdaki resminden haberi bile yok…
 
Yine de BEDDUA edemem bey, oğlumun karısı, torunlarımın anası o…
 
Geçenlerde üst komşular geldi. Ne konuştuklarını duymayayım diye, kapıyı üstüme kilitledi. Duymadım, duyamadım; lakin hissettim. DÜŞKÜNLER EVİNE yatıracaklarmış önümüzdeki ay beni…
 
Ne yalan söyleyeyim epey ağırıma gitti, epey…
 
Ha, SEN ne diyorsun bey…?
 
Hani bir görünsen OĞLUNA…!
 
Ne de olsa babasısın, seni dinler…
 
Bu odada oturur, vallahi hiç dışarı çıkmam…
 
Akide şekeri de istemem…
 
MASALDA anlatmam artık çocuklara…
 
Ne olur, AYIRMASINLAR beni bu evden…
 
Yaşayamam, nefes bile alamam…
 
Sana ait anılardan uzak ne yaparım ben, ne yaparım…?
 
 Şu camın PERVAZINDA hayalin durur, çekmecelerde el izin, BASTONUN hala duvarda asılı.
 
İstemiyorlar beni artık, istemiyorlar hâsılı...
 
HEY GİDİ GÜNLER HEY..!Hani DİYORUM, bir çağırsan…
 
Yoksa yoksa sendemi UNUTTUN beni bey…
 
***
 
Bir gün bizlerde yaşlanacağız, YAŞALANABİLİRSEK…
 
Kalın sağlıcakla__Değerlilerimizin kıymetini bilerek__