Bayram güzelliklerle anılır, güzelliğin de adıdır...
Beklenenler, özlenenler kavuşur... Dargınlıkların bitmesi için bayramlar beklenir...
Hazırlığı bile bir başkadır... Gözlerse kavuşmak için yolları bekler...
Birde bayramın uğramadığı, gönüllerin kırıldığı, gözlerin özlemine yenik düştüğü bayramsızlıklar vardır...
Onlara bayram uğramaz, anlamı haram, bazen de zindan olur…
Onlar, bayramların geldiğini istemezler, sevmezler... Bayram adını bile anmak istemezler...

***
Önce Şehitliklere koşulur bir daha sesini duyamayacağı evladına, yârine, kardeşine sarılırcasına, ona sarılır gibi sarılır mezarına...
Saçlarını okşar gibi soğuk taşları sever...
Kokusunu duyacak gibi toprağını koklar...  Onlar için, gözyaşının adıdır bayram...
Bazen mezar taşları öpülür, bir daha bayramlaşamayacaklarını bilerek taşlarına sarılır özlediklerine, özlemlerine sarılır gibi... Fatihalar yollar meleklere emanet eder kıymetlilerini...
 Onlar, kalabalık evlerdeki mutlu kahkahalara hasrettir... Bir saçının okşanmasına, kucaklanıp sarılınmasına özlem doludur..."
Bazen üstlerinde çatı yoktur... Bazen çatının içinde bayram yapacak kimse bulunmaz...
Yıkılan gönüllerde, dağılan bireylere bayram acı verir... Kapı komşularının neşesine imrenirde belli edemez…
Analı, babalı öksüz ve yetimler vardır… Onlarında hep bir yanı eksik, yarım ve sessizleşir…
Kimsesizlere bayram gelir mi ki?
Yetimhanelerde büyümek zorunda kalan çocuklar... Onların duygusunu hangimiz anlayabiliriz... Her gelene minnetle bakan gözlerde görebilir miyiz içlerindeki çalkantıyı? Hastanelere uğrar mı bayram?
Huzur evlerinin kapıları çocuk edasıyla beklenirken, beklenen kapıdan girmezse nasıl yanar içleri, ölçebilir miyiz?
Birde gençliğinde ailesine çile çektirip, yer bulamayan huzur evine sığınmak zorunda kalanlar vardır ya, işte onlar, geçmişte ailesine değer vermeden kendi için yaşayıp, zorbalık yaptıklarının pişmanlığını çekiyorlar mıdır? Yoksa yüzsüzlükle sitem ediyorlar mıdır?
Terk edilmiş gönüllere de bayramların hatırası uğrar mı ki?
Uzaklarda olup anasına, atasına, evladına, yârine kavuşamayanların, gurbet kuşlarının bayramların da tadı buruk değil midir?
Biraz onların yerine kendimizi koyalım mı? Etrafımızdaki muhtaç insanların gözünden yüreğinden, içinde bulunduğu dünyadan bakmayı deneyelim bu bayram?
Evde bir lokması olmayanlar için, komşudaki kızaran baklavanın kokusundaki bayramın tadı var mıdır?
Bayramsızdır, bazı insanlar için bayram zindandır...
Çalınmış bayramlar yokluğunu, çalanlara bayram getirmediği de kesindir...
Günümüz koşullarında bayramlar tatillere kurban oluverdi... Ata evleri yerine tatil köyleri dolup taştı…
Oysa Bayramlarımız bizim dirilişimiz, bağımız, hamurumuz, elimizden geldiğince değer katarak bayramla bayramlaşmalıyız...
Bizler elimizdeki değerlerin değerini verip, bayramı bayram tadında kutlamanın farkına geç olmadan varmalıyız…
Kalın Sağlıcakla__