İçerden dışardan saldırılan bir devlet, kendi hainlerini kendi eliyle besleyen, kendisini yıkmaya çalışan milletvekillerine maaş ödeyen bir devlet…
Geçtiğimiz haftalarda Kürt Kürdü kesti, biçti, kafasını ezdi. Yıllardır etnik köken siyaseti yapan şovenistler tarafından kışkırtılan insanlar, bu defa birbirilerini öldürdüler. Kobani eylemlerinin tek gerçek sonucudur bu; yıllardır boş yere teröre kurban verilen insanların gerçekte içi boş amaçlar taşıyan ve emperyalistlerin taşeronu olanlar tarafından katledilişlerinin delilidir. Cehaletin ayaklanışıdır, ilerleyişidir. PKK ile IŞİD’in aynı olduğunun kanıtıdır…
Etnik kökenlere vurgu yaparak, aynı ülkenin insanlarını bölerek tanımlamak, bana çok yanlış geliyor ama bir deneyelim böyle konuşmayı:
Feodaliteden beslenen, Kürt çocuklarını kaçırıp teröre kurban eden, Türk çocuklarına arkadan kurşun sıktırıp, mertçe güreşmeyen ve yüzlerini kapatanların, azdırılan karanlığın ilerleyişi olarak tanımlayalım yaşananları.
Yüksekova’da kurşun sıkılan askerlerden biri Bingöl’de toprağa verildi, diğerleri Artvin ve Konya’da…
Öldürülen köy korucuları Doğu ve Güneydoğu’nun insanları, yani Kürt ise…
İstanbul’da İzmir’de Mersin’de yaşayan binlerce Kürt aile var ise…
Kürt ve Türk ailelerin kız ve erkekleri birbirleriyle evlenip akraba olmuşsa, Kürdistan sınırını nereye çekeceksin? Yani senin zekân var da bu kadar insan aptal mı?
Kendilerinin deyimiyle onlar “Kürt” ise, vurulanlar “Türk” ise… Sormak lazımdır: Melezler ne olacak? İkiye mi böleceksiniz onları?
Avrupa’da etnik siyaset yasaklanmış, din siyaseti de öyle. Türkiye’yi 12 yıldır yöneten AKP iktidarı ikisine de yol açtı, şiddetlendirdi, teröristlerle masaya oturdu. Ne oldu peki? Ben sonuca bakarım: felaket…
Neden acaba ABD’de ezilen “zenciler” ya da sayıları azalan “Kızılderililer” için ayrı devlet kurulmaz? Neden Güney Amerika’da katledilen İnka medeniyetinin insanları için “soykırım” günü ilan edilmez? Neden sayıları azalan yerlilere “özerklik” verilmez? Neden İngiltere sömürgelerinde katledilen insanlar her yıl anılmaz? Neden Belçika’nın kauçuk ağaçları için Kongo’da katlettiği 10 milyon insandan bahsedilmez? Sadece Hitler mi soykırım yapmış yani? İsrail denilen faşist dinci devlet kurulsun diye mi yani? Neden sadece Ortadoğu ülkelerinde on yıllardır kan akıyor? Onların suçu zengin yeraltı kaynaklarının üstünde doğmak mı? Petrol yataklarının üstünde onları aç ve eğitimsiz bırakanlar mı yönetecek onları daima? Bu gidişat ne zaman son bulacak?
Türkiye’de oynanan oyuna alet olan içi kararmış sözde aydın kisveli kişiler, yıllardır dökülen kanda katkısı olanlardır. Sosyalizmde etnik köken siyaseti yoktur ama bunlarda her türlüsü var. İnsanları sokaklara döküp birbirini baltalatan bu insanları herkes iyi tanısın. BDP denilen parti “barış ve demokrasi” değil, “savaş ve terör” partisidir. Mide bulandıran bu savaş çığırtkanları ve onların uşağı kimi “aydın, gazeteci, siyasetçi” kisveli kişiliği gelişmemiş insanları herkes iyi gözlemlesin. Ağızlarından tehditler ve salyalar saçıyorlar. Ama alt yapısı, haklılığı ve insanî yönü olmayan bütün doktrinler çökmeye mahkûmdur. O karanlığa, arkanıza aldığınız emperyalist ülkelerle beraber gömüleceksiniz!
Şevket SÜREYYA’nın Tek Adam kitabında saklıdır , Cumhuriyet’e giden yolda verilen emekler. Kişiliğiyle, cesaretiyle, dehasıyla bir ulusu yok olmaktan, sömürge olmaktan, köle olmaktan kurtaran adamın hikayesini görürsünüz o kitapta…
Bugün 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı. Geçen hafta Ankara’ya gittiğimde uğradığım ATATÜRK’ün ebedî ikametgâhı Anıtkabir’de daha güçlü hissettim: Avuçlarınızı yalayacaksınız…