Bu yıl da aranan bahane bulundu.
30 Ağustos kutlamaları “terör” bahanesi nedeniyle iptal edildi.
Bu iktidarın Millî Bayramlara karşı gizleyemedikleri bir alerjileri var.
Kutlama günü yaklaştıkça içlerini bir sıkıntı kaplıyor,  uykuları kaçıyor, makamlarında tırnaklarını kemire kemire volta atıp, ne yapsak da bir bahane bulup kutlamaları iptal etsek diye düşünmekten midelerine kramplar giriyor olmalı.
Çok da şanslılar; her yıl mutlaka bir bahane bulunuyor hamdolsun!
“Domuz gribi”, “Van depremi”, “havanın soğuk olması”, “kulak”, “madenci kazası”, “Reyhanlı saldırısı”, Genel hayatı olumsuz etkileme” v.s, vs…
Bu yıl da buldular…
Yeniden yarattıkları terörü bahane ettiler.
2012 yılında yapılan bir değişiklikle Millî Bayram kutlamalarını küçültüp, önemsizleştirdiler.
Atatürk anıtlarına çelenk konulmasını bile izne bağladılar. Tören geçişlerini ve tebrikleri kaldırdılar.  Geleneksel Garnizon Koşusu ve seğmenlerin zeybek oynayarak Atatürk’ü karşılama yürüyüşü de artık yapılamıyor. 19 Mayıs kutlamaları için stat da verilmiyor. Gençliğin yürüyüşlerine polis müdahale diyor. Samsun’dan toprak getirmek de yasak.
23 Nisan Bayramı’nda çocukların, devleti yönetenlerin koltuklarına oturma geleneğini de kaldırdılar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hem ulusal olmaktan hem de uluslar arası olmaktan çıkarttılar. Dünyadaki tek çocuk bayramı olma özelliğini taşıyan bu bayramın coşkusunu, “Türkçe Olimpiyatları” şenliklerine boğdurdular.  Bu şenlikleri ön plana çıkartarak 23 Nisan’ı geri plana itip, unutturmaya çalışıyorlar.
Millî Bayramlar, bir milleti birbirine kenetleyen tarihsel zaferlerin bir sonucudur. Bir ulusun kazandığı zaferleri, bayramlarla taçlandırmak en tabii hakkıdır. Bu hakkı türlü bahanelerle elinden almak, millî birlik ve beraberliğe darbe vurmak demektir.
Evet, şehitlerimiz vardır, Mehmetçiğin tabutu ardı ardına dizilmektedir. Yüreklerimiz yangın yeri… Ancak unutulmamalıdır ki Millî Bayramları kutlayabilmek için de yüz binlerce şehit verdik.  Bizim bayramlarımız şehitlerimizin al kanlarıyla süslenmiştir. İşte bu nedenle de kutlanmayı hak etmektedirler.
Hiç kimse bahanelerin arkasına sığınmasın. Burada kasıt vardır!
Yapılmak istenen Türk Milleti’nin birlik ve beraberlik duygusunu, ulus bilincini, tarihî zaferlerini, tarihten gelen özgüvenini yok etmektir.
Her yıl bulunan bahaneler, Millî Bayram kutlamalarının önüne kasten dikilen engellerdir. Yoksa bayram kutlamalarını iptal edip, düğün derneklerde boy gösterenleri unutmuş değiliz!
Türk Milleti her şeyin farkındadır…
En azından yüzde 50’si…
Türk Ulusu’nun 30 Ağustos Zafer Bayramı, bayramımız kutlu olsun!