Milletin değerlerinin sahipsiz olmadığının altını çizen Şimşek, "Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından îrat edilen ve milletin değerlerini, ortak inancı ve hissiyatını yansıtan Cuma hutbesinde, Kur’an hükümlerinden bahsederek “neslin, ailenin, nesebin ve sağlığın korunması” anlatılmış, nikahsız ilişkiler ile sapkın ilişkilerin neden olduğu toplumsal zararlara dikkat çekilerek uyarılarda bulunulmuştur" dedi.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Alaca İlçe Başkanı Kadir Şimşek, konuya ilişkin açıklamasında şunları ifade etti:

"Bu hutbeden rahatsız olan, milletin değer ve inançlarıyla mesafeli olan bazı kuruluşlar hadlerini aşarak Diyanet İşleri Başkanımıza saldırmışlardır. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, LGBT gibi sapkın sapıklıkların dinimize göre haram olduğunu ve bu tip davranışlardan uzak durmak gerektiğini beyan etmiş, fakat bir kısım azgın azınlık tarafından Diyanet İşleri Başkanı hakkında suç duyusunda bulunulmuştur. Bazı CHP ve HDP milletvekillerinin de başını çektiği, İnsan Hakları Derneği (İHD), Ankara, İstanbul ve İzmir Baroları, Milletin ahlakıyla inancıyla ve değerleriyle çatışan cümleler kullanarak, İslam dinimizin yasakladığı LGBT, eşcinsellik, homoseksüellik gibi geçmişte LUT kavminin yaptığı iğrençliği savunan açıklamalar yapmışlardır.

Diyanet İşleri Başkanlığı Anayasal bir kurumdur ve Prof. Dr. Ali Erbaş’da bu kurumun başkanıdır ve görevini yapmaktadır. Milletin değer yargılarını her geçen gün dejenere etmeye çalışan bu kurumları uyarıyoruz. Müslüman Türk aile yapısını bozmaya çalışmayın. Ateşle oynamayın. Bu tip davranışlara tahammülümüz yoktur. Sapıklıkları savunarak ve Türk toplumunda yaygınlaşmasını sağlayarak ne elde etmeye çalışıyorsunuz. Bazı CHP'li belediye başkanları bizzat bu iğrenç yaşam tarzını savunmakta ve desteklemektedir. LGBTİ’li bir yaşam tarzına sahip olmak sapıklıktır. Bu yaşam tarzını savunmak da sapıklıktır ve Müslüman Türk toplumunda yeri yoktur. Buradan hükümete de sesleniyoruz. Bu sapıklıkların yaygınlaşmaması için bir an önce tedbir alınmalıdır. Bu sapıklıklar bu ülkede bizim gençlerimizi helak edecek. Yeni nesil bu konularda bilgisiz, duyarsız ve korumasız durumdadır. Televizyon dizileri kontrolden çıkmış durumda. TV dizilerinde nişanlı ve nikahlı kelimelerinden daha çok, aşk, sevgili, flört, çıkma, birlikte yaşam, birliktelik kelimeleri daha çok duyuluyor. Türk aile yapısı, TV dizileri ve filmleri ile dinamitleniyor. Biran önce çok geç olmadan tedbir alınmalıdır.

RTÜK daha etkin çalışmalıdır. LUT kavminin başına gelen felaketin bizim de başımıza gelmesini istemiyorsak, azgın azınlığın tepkisinden, bağırıp çağırmasından korkmadan, bu iğrenç yaşam tarzı derhal Meclis tarafından çıkarılacak bir yasayla yasaklanmalıdır.Aksi halde yarın çok geç olacaktır. Ayrıca, İstanbul sözleşmesiyle aile yapımız dinamitleniyor. Bu sözleşmeden sonra kadına şiddeti azaltacağız diyerek şiddet daha da çoğaldı. Aile içinde ufak bir münakaşa ile geçiştirilecek durumlar aile reisi olan erkeğe verilen uzaklaştırma kararları ile cinnetle sonuçlanmakta ve aile temellerinden sarsılmaktadır. Derhal bu sözleşme ve buna faydalı kanuni düzenlemeler iptal edilmelidir. Milletin değerleri sahipsiz değildir. Bizler Memur-Sen ailesi olarak 1 milyon üyemiz ve milletimizle birlikte bu tip sapkın sapıklıkları özendirmeye çalışanları şiddetle kınıyor, Diyanet işleri Başkanımızın hutbesinin noktası ve virgülüne kadar katılıyor ve yanında olduğumuzu ifade ediyoruz."