Yayımlanan yazıda şu ifadelere yer verildi: “Bölgemizde hububat hasadından sonra kısa sürede toprak hazırlığını tamamlamak, toprak işlemede kolaylık sağlamak, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi, yabancı ot kontrolü ve hasat sonrası artıkların ekonomik bir değer taşımadığı düşünceleri ile ve çoğu zaman bir alışkanlık haline geldiği için yasak olduğu halde anız yakma olaylarıyla karşılaşılmaktadır.
Hububat hasadı sonrasında geriye kalan anızın yakılması orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkarmaktadır. Bölgemizde anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır.
Anız yakmanın zararları sadece bunlarla sınırlı değildir. Anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır:
Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur.
Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir.
Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır.
Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmaktadır.
Hububat hasadı sırasında biçim mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalıdır. Hububat hasadı yapıldıktan sonra biçerdöverin arkasında bıraktığı sap samandan oluşan namlular balya makinesi ile balyalanarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayide kâğıt ve karton yapımında kullanılabilir. Namlu denilen bu sap ve saman tarladan uzaklaştırıldıktan sonra geriye kalan anız sap parçalayıcı makineler ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Bu şekilde bir toprak işleme ile anızın toprağa karıştırılması toprağa birçok fayda sağlar ve anız yakmanın doğuracağı zararlar da önlenmiş olur.
Anız ve kuru otlarla kaplı boş alanların yakılması yasaktır.  Anız yakıldığını gören veya duyan çiftçilerimiz derhal idari ve adli mercilere veya Tarım ve Orman  Müdürlüğüne haber vereceklerdir. 
4-Yasaklara uymayanlar hakkında ilgili kurumlarca 2872 sayılı çevre kanununun ilgili hükümleri doğrultusunda cezai işlem uygulanacaktır. -2872 sayılı çevre kanununun 20. Maddesine dayanılarak 2020 yılında kanuna aykırılık halinde uygulanacak idari para cezaları belirlenmiştir. Söz konusu cezalar "bu kanunun ek 1 inci maddesinin (c) bendine aykırı olarak her dekar için 73.68 TL idari para cezası verilir hükmüyle anız yakma filinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn hükümleri mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır " doğrultusunda uygulanacaktır.
Anız yakma olayını gördüğü veya duyduğu halde gerekli işlemleri yapmayan muhtar ve kamu görevlileri hakkında da 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32 nci (Emre Aykırı Davranış)  maddesi gereğince işlem yapılacaktır. Türk çiftçisi olarak tarla topraklarımızın verimliliğinin korunması kesinlikle anız yakma alışkanlığının bırakılmasına bağlıdır. Ülkemiz topraklarının şimdiki ve gelecekteki nesilleri doyuracak ürünü verebilmesi onlara güzel, yeşil ve temiz bir çevre bırakılması bu bilincin herkes tarafından benimsenmesine bağlıdır.”