Buz dağının görünen yüzüydü. Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne 5 ay içinde 115 Suriyeli kız çocuğu hamile olarak gelmişti. Sadece bir hastanenin basına yansıyan haberi, sadece kısa bir dönemin utanç verici ağır bilançosu…

2018 itibariyle Türkiye, çocuk evliliklerinde Avrupa birincisi oldu. Her gün gazetelerde kadına şiddet haberleri var. İmamların çocuk istismarları var. Sokaklarda, vasıtalarda başı açık olduğu için genç kızlara saldıran dinci adamlar türedi…

Bu ülkede var olan insan yaşamına yönelik ağır travmalar gelişmiş herhangi bir ülkede olsaydı, yöneticilerin ödeyeceği bedeller çok ağır olurdu. Kaotik dönemleri yaşayarak büyüdük; görünen o ki bizim çocuklarımız da aynını yaşayacak. Terör, tecavüz ve ölümler…

Türkiye’nin haklı güvenlik endişesiyle yaptığı Afrin’e Zeytin Dalı Harekâtı, ABD destekli PKK terör örgütüyle sıcak çatışmaları sınır bölgesine taşıdı. 2015’ten itibaren PKK ve IŞİD’le verilen mücadele neticesinde, şehir merkezlerinde azaldığı görülen terör eylemleri Türkiye’nin güneyine kaydı.

Suriye ve Irak sınırında ABD tarafından silahlandırılan PKK/PYD güçlerinin Akdeniz’e uzanan yolunun kesin bir hatla bölünmesi elzemdir. Ancak bugünlere nasıl gelindi? AKP Hükümetinin yanlış Suriye politikası ve “çözüm süreci” adıyla bilinen dönemde, terör örgütlerinin güç kazanmasının faturasını kim ödeyecek? FETÖ’nün devlete konuşlandırılmasının neticesinde 2016’da yaşanan darbe girişiminin hesabını kim verecek? Terör nedeniyle hali hazırda şehitler vermeye devam ediyoruz. Bu ülkenin gencecik evlatları toprağa düşüyor.

Sürekli kandırıldığını söyleyen hükümet, nasıl olur da bir türlü yoluna koyamadığı devletin idaresindeki karmaşanın sorumluluğunu üstlenmez? Sıkışınca muhalefeti suçlamak, sırf düşüncesini söylediği için insanları hapse yollamak, Anayasayı hiçe sayarak kural tanımaz bir devlet yapısı yaratmak neyin nesidir?

Geçtiğimiz günlerde CHP Kurultayı yapıldı. İnsanlara soracak olursanız, geleceğe dair karamsar cevaplar alırsınız. Diğer siyasi partilere nazaran çok daha demokratik bir içyapısı olsa da CHP’den beklenen umutlar giderek azalıyor. Her ne kadar Muharrem İnce, parti içinde bir çıkış yapmaya uğraşsa da yeniden genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerini alacak karizmatik bir lider ortada yok.

Muhalefetin büyük ölçüde susturulduğu bir dönemde, kadın siyasetçi olarak iyi bir çıkış yapan Meral Akşener, ekibiyle beraber İyi Parti isimli yeni bir parti kurmayı başardı. Yapılan anketlere göre AKP, MHP ve hatta CHP’den de oy alabileceği görülüyor. Bu da yeni siyasi oluşumlara ülkenin duyduğu ihtiyacı ve talebi kanıtlıyor.

Ülkemizin geleceğine giden yolun sonu görünmüyor. Adalet sistemi, eğitim sistemi ve güven duygusu ağır hasara uğramıştır. Yeniden insanlar arasında güven ve birlik tesis etmek, ayrımcı bir dil kullananların yapacağı bir iş değildir. Her gün kendi insanlarını televizyon kanallarından bağırarak aşağılayanlar, aslında en büyük esareti kendileri yaşamaktadırlar. Ne yapacaklarını bilemez bir halde, ördükleri düğümlerin içinde kaybolmuşlardır. Ne çözüm bulabilmekte, ne de çekip gidebilmektedirler. Cehaletin esir aldığı insanların yaşadığı zindan hayatının tarifi yoktur…