Okul tarafından yayınlanan açıklamada şu bilgilere yer verildi:

“Bu yemeğin bir Hitit geleneği olarak günümüze kadar ulaşması çok ilginçtir. An.Tah.Sum Bayramı; Hitit çivi yazılı metinlerinde geçen bir ilkbahar şenliğidir. Bu özelliğiyle Anadolu’da ismi bilinen ilk ilkbahar bayramıdır. İlkbahar’ın gelişinin ve bolluğun bereketin geri gelmesinin kutlaması olan An.Tah.Sum ya da Çiğdem Şenliği, Çiğdem çiçeklerinin açmasıyla başlar ve 38 gün sürerdi.

Şenlik; Güneş Tanrıçası Arinna ve Hatti ülkesi tanrıları için başkent Hattuşa ve ülkenin diğer önemli dini merkezlerinde yapılırdı. Kral ve kraliçe baş katılımcıydı. Hattuşa’dan başlayan şenlik alayı, hedefine ulaşmadan önce, Güneş Tanrıçasının başşehri ve başkente yakın olan Arinna şehri dahil olmak üzere birçok yerden geçerdi. Hedef, ülkenin kuzeyinde yer alan Nerik şehri idi ve kutlamalar burada doruğa ulaşırdı.

Günümüzde Orta Anadolu Bölgesinde yaşatılan bu gelenekte, karaçalı (yöresel ağız ile küsküç denilir) denilen bir çubukla mor-eflatun-sarı çiçekli çiğdem kökleri çıkarılır. Daha sonra özellikle çocuklardan oluşturulmuş alaylar köyde tekerlemeler söyleyerek adına 'Çiğdem Gezmesi' denilen ev ev gezerek pilav yapılmak üzere genellikle yağ ve bulgur toplarlar. Evlerden yağ verenin 'oğlan çocuğuna' sahip olacağı, bulgur verenin ise 'kız çocuğuna' sahip olacağı müjdelenir ve yağ verene sarı çiğdem, kız verene ise mor çiğdem verilir. Yağ veya bulgur vermeyenin kapısında sürekli beklenir ve kapı açılana kadar ' Dam başında boyunduruk, bekleye bekleye yorulduk, bahşiş verirsen giderik, yoksa akşama kadar dururuk’ manisi çocuklar tarafından söylenir. Ve sonunda 6-12 yaşındaki çocuklardan oluşan alayın topladığı yağ ve bulgur ve çiğdemlerle diğer malzemeler bir kazanda karıştırılarak çiğdem pilavı pişirilerek köyde dağıtılır.”