Cumanız mübarek olsun. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her hafta yayımlanan Cuma hutbesinin 15 Kasım 2024 tarihli konusu belli oldu. Bu haftaki hutbe, "Âdâb ve Erkânıyla Cuma Namazı" başlığı ile cemaate sunulacak. İşte bu haftaki Cuma hutbesinin konu başlığı ve PDF tam metnine dair tüm detaylar…

15 Kasım 2024 Cuma Hutbesi Konusu: Âdâb ve Erkânıyla Cuma Namazı

İslam dininde müminler için en kutsal günlerden biri olan Cuma gününde, farz namaz öncesinde cemaate hitap edilen Cuma hutbesinin bu haftaki konusu “Âdâb ve Erkânıyla Cuma Namazı” olarak açıklandı. Cuma namazının adabına dair bilgiler ve cuma günü yapılan ibadetlerin önemini ele alan hutbenin tam metni, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından PDF formatında erişime sunulmuştur.

15 Kasım Cuma Hutbesi PDF Tam Metni

Cuma hutbesini okumak isteyenler için, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde PDF formatında tam metin olarak yayımlanan hutbeye kolayca ulaşabilirsiniz. Hutbenin tam metni, Cuma namazının eda edilmesi öncesinde hutbeye erişmek isteyen cemaate yönelik bir rehber niteliğindedir.

CUMA HUTBESİ 15 KASIM KONU BAŞLIĞI VE TAM METNİ

'Âdâb Ve Erkânıyla Cuma Namazı'

Allah’ın emrine icabet edip mübarek Cuma gününde camilerimizde omuz omuza saf tutan aziz kardeşlerim! Cumamız mübarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.

Muhterem Müslümanlar!

Yeter Dede vefat etti Yeter Dede vefat etti

Bugün Cuma. Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün. Bugün, Rabbimizin huzuruna durduğumuz, hep birlikte Allah’a el açıp yalvardığımız, günahlarımıza af ve mağfiret dilediğimiz mübarek bir gündür. Bugün, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz; acı ve hüzünlerimizi, sevinç ve mutluluklarımızı paylaştığımız haftalık bayram günümüzdür. Gönlümüzü dünyevî kaygılardan arındırıp huzur ve sükûnete erdirdiğimiz diriliş günümüzdür.

Aziz Müminler!

Cuma günü Müslümanların yerine getirmesi gereken sorumluluklar vardır. Bunlardan birisi de, Cuma namazını eda etmektir. Cuma namazı, Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de kendisine özel bir yer ayırdığı müstesna bir ibadettir. Cuma günü; vaaz, hutbe ve namazıyla bizleri hata ve günahlardan arındırır, iyiye ve hayra yönlendirir; ilim, irfan ve hikmetle donatır, toplumsal hayatımızı ayakta tutan değerlerle buluşturur.

Bu kutlu vakitten istifade etmek isteyen her bir mümin, dünyevî meşgalelerini bırakıp Cenâb-ı Hakk’ın davetine icabet etmelidir. Abdestini güzelce almalı, temiz ve namaz kılmaya uygun kıyafetlerini giymeli, üzerine güzel kokular sürerek erkenden camiye gelmelidir. Camiye vardığında ise Allah’ın misafiri olarak cami âdâbına riayet etmeli; okunan ayetleri, verilen vaazları ve yapılan nasihatleri huşû içinde dinlemelidir.

Kıymetli Müslümanlar!

Cuma günü Müslümanların yerine getirmesi gereken diğer bir sorumluluk ise Cuma hutbesini dinlemektir. Hutbe, ümmet-i Muhammed’e nebevî bir sesleniştir, Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarını hatırlatmadır. İnsanlığı Allah’ın yoluna, İslam’ın aydınlığına ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakına davettir. Hutbe, Cuma namazının şartıdır. Hutbe okunmadan Cuma namazı olmaz. Hutbeyi namazdaymış gibi dinlemek gerekir. Dolayısıyla hutbe esnasında konuşulmaz. Selam alınıp verilmez. Cep telefonuyla meşgul olunmaz. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), Cuma namazında imam hutbe okurken konuşan birisine ‘sus!’ bile demeyecek kadar hassasiyetle hutbeyi dinlemeyi bizlere tavsiye etmektedir.

Değerli Müminler!

Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” Öyleyse dinen meşru bir gerekçe olmadıkça Allah’a teslimiyetimizin göstergesi, birlik ve beraberliğimizin nişanesi olan Cuma namazını asla ihmal etmeyelim. Güzel söz ve tatlı dille çocuklarımızı, gençlerimizi namaza ve camiye alıştıralım.

Onlara sevgi ve şefkatle muamele edelim. İş, çalışma, ders ve sınav saatlerini Cuma namazına göre planlayalım. Unutmayalım ki, Cuma namazı Allah’ın farz kıldığı bir ibadettir. Hangi gerekçeyle olursa olsun inananları bu müstesna ibadetten mahrum bırakmak, inançlarının gereğiyle işleri arasında tercihe zorlamak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısıyla bitiriyorum: “Kim, önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”