2011 yılında ekim ayının başında yöneticilik sınavının olduğunu öğrenen birçok öğretmen arkadaşlar başvuru için ücretlerini yatırdılar. Kısa zamanda sınava hazırlanma mümkün olmadığını öğretmenlerimiz yaşayarak gördüler.
2 yıl öncesinde 60 puan alanlar sınavı kazanmış oldular. 2011 yılında kazanmanın puanı net 70 puan olmalıydı. Başvurularını yapan yönetici adayları hazırlanmışlardır. Çünkü sınavı kazanmanın tek şartı vardı. Konulara çalışmak, başka türlü mümkün değildi.
Yönetici olmaya aday olanlar çalışma kitaplarını aldılar test çözdüler, emek çektiler. Öğrenciler nasıl hazırlanıyorlarsa merkezi sınavlara aynı şekilde müdürlük ve müdür yardımcısı olmak isteyen öğretmenler çalıştılar.
Okullarda asil yönetici olarak atanabilmenin şartı sınavı kazanmaktır. Sınavı kazanan öğretmenlerinde puanı üstün olanın ataması oluyor. Yöneticiliğin her kademesinde sınavı kazanma şartı aranıyor.
Bu arada ilimize atanan sayın milli eğitim müdürümüz Sayın İsmail Çetin beye başarılar dileriz. Ümidimiz yeni ilkler yaşatacağıdır. Burdur ilimizin eğitim ve öğretim konusunda şanslı olduğunu düşünüyorum. İlimizin yönetim konusunda daima emin ellerce yönetilmiş ve yönetilmeye devam ediyor.
İzmir büyük şehirde yönetim kadrosunda görev yapan sayın il müdürümüzün etkin olacağından eminiz. Bizlerde eğitim ve öğretim kadrosunda görevlerimizi ifa edeceğiz.
İdareci atamalarının belli kriterler ölçütünde yapılmasının geçmiş dönemlerde savunuluyordu. Çalışanın kazananın yönetici olması herkes tarafından takdir görmektedir.
Merkezi sınavların neticesine itiraz etme şansı var. İtiraz yolunu da kullananlara niçin itiraz ettin diye de kimse hesap sormuyor. Doğru olan uygulamayı başlatan ve devam ettiren devlet büyüklerimize hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz.
Allah devletimiz, milletimiz için çalışanların yardımcısı olsun. Yönetici atamanın usulüne göre yapıldığı içinde itiraz olmuyor. Şayet yanlış yapıldığını düşünenler olursa da yargıya taşıma hakkını kullanıyor.
Bunların hepsinden önemlisi genel itibariyle yüksek puanları alabilen öğretmenler veya müdür yardımcıları görevde yükseliyorlar. Okullarımızda ki yeni idareci atamaları bu usulle olmaktadır.
Yöneticiliği illaki falan yapar, yok başkası asla başarılı olamaz gibi ilkel düşüncelere katılmıyorum. İçinden yapacağına inan her insan beyninde ki işi yapar. Azmin elinden kurtuluş yoktur.
Görev alacak kişilerinde doğduğu yerin önemsenmemesi gerekir. Görev yaptığı yerdeki insanlara kuruma faydalı olacaksa illaki memleketimizin evladı olsun gibi düşünceler yanlıştır.
O zaman her resmi görevli doğmuş olduğu ilin sınırlarında görev yapmalı veya hizmet sunmalıdır. Ülkemizin insanı faydalı olacağına inanıyorsa, göreve talipse şevkini kırmamalıyız. Bizim evlatlarımızda farklı illerimizde yöneticilik, memurluk, akademisyenlik yapmaktadır.
İşinin ehli olduktan sonra mesele olmamalıdır. Selman-ı Farisi İranlı olduğu halde iyi fikriden dolayı peygamberimiz önerisini uygulamıştır. Hendek kazılarak kazanılan savaşın fikir babasıdır.
İlk müezzininde şu anki ismiyle Etiyopyalı olan Bilal Habeşi’dir. Demek ki önemli olan verilen görevi yapmak ve işi bilmektir.
Ülkemizin dört bir yanında atanmış olan eğitim ve öğretim yöneticilerimize başarılar diler, il milli eğitim müdürümüze ilimize hoş geldiniz deriz.
Allah hiç kimseyi mahcup etmesin, Mevla yardımcı olsun.