Teknoloji geliştikçe, değişimler doğal olarak oluştukça insanoğlunun beyninde ki sözlükte giderek ağırlaşmaktadır.
İlkokula yeni başlayan çocuğun üç kelimeden oluşan otuz cümleyi öğrendikten sonra okuma-yazmaya başladığını görürüz.
İnsanoğluna bugünün dünyasında yüz dolayında sözcüğün bir yarar sağlamadığını görürüz. Teknolojinin gelişmesi, değişimlerin birbirini kovalaması sonucu insanoğlunun kullanacağı sözcük sayısı da ister istemez artmaktadır.
Bilgisayar çağına girdikten sonrada sözlüklerde ki sözcük sayıları giderek sayılmaz bir düzeye ulaştı. Çağın gelişimine ve değişimine uyan yeni sözlükler üretmek gerekiyor. Bilen için çok kolay, ancak bilmeyen için koskoca bir dağ gibi büyümektedir.
Öğrenim süreleri okullarda giderek artırılmaktadır. Canım gerek var bu kadar yıl öğrenim görmeye diyenler olacaktır. Onların dünyaları için uzun yıllar öğrenim görmeye gerek yok, kısaca dirsek çürütmeye hiç gerek yok.
Yıllar öncesine bir dönüp baktığımızda insanoğlunun beynindeki sözcük sayılarının ister istemez arttığını görürüz. O dönemlerde “SÖMESTRİ” sözcüğünün anlamı birkaç saniye de elimizdeki sözlüğe bakarak öğrenilebiliyordu.
Tıp’taki gelişmeler ve değişimler sonucu çok kalın binlerce sözcükten oluşan sözlükler yapma zorunluluğu doğmuştur. İnsanoğlunun beyni dünün beyni gibi rahat edememektedir.
Günlük ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için bugün bilgisayar ortamı insanoğluna olduğunca yardımcı olmaktadır. Dünün öğrencileri evlerinde bulunmayan bilgileri okul kitaplıklarına ya da kütüphanelere giderek öğrenmeye çalışıyordu. Cumartesi ve Pazar günleri kitaplıkların ve kütüphanelerin öğrencilerle dolup taştığını görürdük. Bugün kitaplığa yada kütüphaneye gerek duyulmamaktadır.
Çocuğunuzun eline ufak ebatta da olsa bir bilgisayar alıp verebiliyorsanız kışın yağmurda, karda, soğukta kitaplık ve kütüphane arama olayından kişi kurtulmuş oluyor.
Geçmişe şöyle bir baktığımızda Çorum kent merkezinde yüz yıl ötesinde üç kütüphanenin bulunduğunu görürüz. Bunu kitaplık ve kütüphanelere bir gerek duyulduğu gün gibi ortadadır. İnsanlar bugün dünden daha çok çaba ve para harcayarak kitaplıklar ve kütüphaneler oluşturmaktadır. Yeni kitaplık ve kütüphane oluştururken geçmişteki insanların beyin güçlerinin ne kadar zorlandığının farkına varmaktayız. Bugünün yazılı eserleri ile dünün yazılı eserleri arasında değer bakımından çok büyük farklar olduğunu görürüz.
Dünün küçük toplumunda okumuş insan köy katipleri idi. Köy katibi her şeyi bilir, sorulduğunda sorun çözümlenirdi. Bin dokuz yüz ile başlayan yıllarda küçük toplumların aydınlanması için istenilen düzeyde çaba harcanmadığını görürüz.
Öğretmenliğimin ilk yıllarında bilhassa kız çocuklarının okumalarını sağlamak için gösterilen çaba bir yana aile “BİZİM KIZ OKUYUP DA KATİP Mİ OLACAK” diyordu. Yıllar sonra ki duruma bir bakalım şimdi aile okulu ve öğretmenini kendisi arıyor. Dünkü toplumda ailede bir kişinin sağladığı kazanç ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için yetiyordu. Bugüne bir bakalım gelirin sınırlı olmasının yarattığı bunalımları her geçen gün daha iyi görüyor ve yaşamaya çalışılıyor.
Sanırım biraz konuyu dağıtıyorum. Yazının başlığında ki “SÖMESTRİ Mİ KARNE Mİ” sözcükleri de yeterli olmamış “BİRDE YARIYIL TATİLİ” denmektedir.
Öğrenim görürken tek anlamlı sözcüklerin dışında çok anlamlı sözcüklerinde bulunduğunu öğrenmiştik.
Kısaca şunu vurgulamak isterim. Bugünün dünyasında çok değişik dilleri öğrenmenin artık gerekli olduğunu, genç kuşağı çok değişik sözcüklerden oluşan sözlüklerle buluşturmak zorundayız.
Beni okuyan okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunar genç kuşağa sağlıklı, başarılı bir ikinci yarıyıl dilerim.