Avrupa’dan Anadolu’ya göç edişimizde bizi İstanbul Tuzla’dan Amasya’ya kadar taşıyan demir rayların üzerinde ki güç çok ilgimizi çekmişti.
1938 /1939 Öğretim Yılı’nda Çorum’un Mecitözü İlçe’sine bağlı Çıkrık Köyü’ndeki Yatılı Bölge Okulu’nda ilkokul öğrenimine başladım.
Avrupa da bir yıl öğrenim görmüş olmam dikkate alınmadığı için okumaya birinci sınıftan başlatıldık. Arkadaşlarım çok zeki ve çalışkandılar.
Sınıf arkadaşlarımın büyük çoğunluğu devlet kademelerinde uzun yıllar görev aldılar. Arkadaşlarım ara sıra bana “sorular yöneltirler, Avrupa’dan Çorum'a kadar nasıl ve ne ile geldiniz?” derlerdi. Bende dilimin döndüğü kadarı ile önce deniz yolunda vapurla, karayolunda ise trenle yolculuk yaptığımızı anlatırdım.
Arkadaşlarım vapur ve tren sözcükleri ile karşılaşmadıkları için ara sıra sözlüklere bakmayı ihmal etmezlerdi. Her arkadaşın bir sözlüğü bulunmasa da okulun kitaplığında kalınca bir sözlük vardı. Ondan yararlanırdık.
Arkadaşlarım, vapuru bize biraz tanıtabilir misin diye soru yönelttiklerinde ders zili çalıncaya dek onların isteklerini yanıtlamaya çalışırdım. Vapuru ve denizi çok merak ediyorlardı. Gördükleri en yakın akarsuyumuz Çorum Suyu idi. Yaz aylarında hayvan otlatırken bu akarsuda yıkandıklarını söylerler, acaba ırmakta yüzdüğümüz gibi deniz dede yüzebilir miyiz derlerdi. Çocuklukta insan nelere merak etmez ki. Onların öğrenmeleri ve daha sonrada yaşarken güçlük çekmemeleri gerekirdi.
Bir Çarşamba günü öğretmenimiz bizi Çorum Suyu kenarına götürdü. Sanırım bir sonbahar günüydü. Okulumuz yeni açılmıştı. Öğretmenimizin bizi akarsu boyuna götürmüş olmasına önce bir neden bulamadık. Ama o bize akarsuları tanıtırken kendi bölgemizde ki bir akarsuyu tanıtmadan konuyu tamamlayamazdı. Yaz tatilinde akarsuda banyo yapan arkadaşlar yüzme konusunda öğretmenimize sorular yönelttiler, yüzme bilmenin gerekleri üzerinde duran öğretmenimiz size bugün çok önemli bir haberi vermek için buralara kadar bir yürüyüşü birlikte yaptık dedi. Arkadaşlarımız hemen meraklandılar yeni sorular yönelterek akarsuda sandalla mı dolaşacağız dediler. Hayır, ben size bu akarsuyun hemen güneyinden geçecek bir demiryolundan bahsediyorum. Irmağın öbür tarafında güzergahı gösteren çakılmış kazıkları da göstereceğim dedi.
Çok meraklanmıştık. Toplu yürüyüşler çok yorucu olmuyordu. Öğretmenimiz bize bazı bizim bilmediğimiz taşıt araçlarından da bahsediyordu. Küçük yerleşim birimlerinde kullanılan taşıt araçlarını biliyorsunuz onları benden çok görüyor ve yararlanıyorsunuz. Kağnı, araba, at ve eşek gibi hayvanların insanlara yardımcı olduğunu biliyorsunuz.
Arkadaşlarımın öğretmenimizin gösterdiği güzergahta DEMİRYOLU nu bugüne dek göremediler. Sanırım benim İstanbul Tuzla'dan Amasya'ya kadar yaptığım demiryolu yolculuğunu hep anımsadılar ve umutla o günleri beklediler.
Çocuk beyninde oluşan nedenleri bir kez olsun hatırlarsak DEMİRYOLU ÖZLEMİ'nin anlamını daha iyi anlayabiliriz.
Çocukluğumda, gençliğimde yaşlılığımda Çerikli'den Çorum’un Sungurlu ilçesine, oradan Çorum kent merkezine, oradan da Cemilbey’e, oradan da Çorum Suyunun güneyindeki yamaçlardan Amasya Kayabaşı tren istasyonuna bağlanacak DEMİRYOLUNU arkadaşlarım gibi bende hayalimde bugüne dek yaşattım.
Yerel basında zaman, zaman DEMİRYOLU ve HAVAALANI ile ilgili siyasilerin açıklamalarına rastlıyoruz. Bu iki sözcükle ilgili bugüne dek çok açıklamalar yapıldı.
İlkokula başladığımda babamdan ufak bir masa almasını istemiştim. O bana sınıfı geç hemen masan hazır demişti. İnanırsanız her sınıf geçtiğimde babamın gözüne baktım amma söyleyemedim. Köy Enstitüsü ne gittim beş yıl sonra öğretmen olarak köye döndüğümde babamın gözüne tekrar baktım. Babam bana oğlum bana ihtiyaç kalmadı sen masanı kendin alacaksın dedi.
Yönetmenin zorluklarını yaşadığım kadarı ile biliyorum. 26 yıllık devlet memurluğu sonrasında Çorum'da 30 yılda basınla ilgim oldu.
Ankara'dan Karadeniz illerine giderken Çorum’a uğrayan siyasiler bizi her defasında umutlandırdılar.
DEMİRYOLU ile HAVAALANI’nın Çorum’a sağlayacağı ekonomik ve sosyal gelişimi değerlendiren, görev alan yöneticilerimize bir kez daha anımsatmayı görev bildim.
Okurlarıma saygılar sunarım.