Önceki gün POLİSİN Manisa'da gerçekleştirdiği bir "Cemaat Operasyonunda başörtülü kadınlara kelepçe vurulmasının ardından; Konu bir numaraları gündem haline geliverdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan falan devrede. Manisa Valiliği de konuyla ilgili açıklama yapmış. Şöyle deniliyor açıklamada:
“Hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan hiç kimsenin, hele de toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların, şartları oluşmadan böyle bir işleme tabi tutulmaları her kademede üzüntüyle karşılanmıştır.”
Gerçekten demokratik ülkelerde olması gerekende budur. Ülkemizin hiçbir vatandaşının göz altına alınırken kötü muameleye maruz kalması, Mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilmesi, işkence yapılması düşünülemez.
Bizim ülkemizde de böyle değil mi, aksini iddia edenler dış mihraklar bölücüler, teröristler ve paralelilerdir. Baksanıza geçtiğimiz günlerde basına yansıyan Başörtülü iki hanım kardeşimize polis art niyetli kelepçe takmış bizim tarafsız, yandaş olmayan, şeffaf ve demokrasiden yana basınımız hemen olayın üstüne gitmiş, yetkililer de sorumluları hemen görevden uzaklaştırmışlar.
Ama adını bildiğimiz ülkenin birinde; 2015 genel seçimleri yapılmış, Tekbaş’ına hiçbir parti hükümeti kuramamış, muhalefet partileri de koalisyona yanaşmayınca 1 Kasım 2015 tarihinde yapılmak üzere yeniden seçim kararı alınarak seçim yapılmış,
Ancak 7 Haziran 1 Kasım 2015 tarihinde demokrasi ve hukuka aykırı hiçbir eylem ve zulüm yapılmamış tüm partiler mitinglerini özgürce yapmışlar‘’ Mesela; HDP nin Diyarbakır mitinginde patlama olmamış, Suruç’ta patlama olmamış ve 32 kişi ölmemiş, Öldürülen PKK liler zırhlı aracın arkasına bağlanarak, sokaklarda gezdirilmemiş, Yine Kadın PKK lilerin çıplak bedenleri sokakta teşhir edilerek poz verilmemiş, 400’e yakın HDP büro ve binaları ile bir çok iş yerleri yakılıp yıkılmamış, 10 Ekim de O ülkenin başkentinde yapılan KESK in barış mitinginde 102 genç insanın ölümü ve yüzlerce kişinin yaralanması olmamış, Doğu ve Güney Doğu illerinde Sokağa çıkma yasağı konularak binlerce insanın can ve mal güvenliği hiçe sayılmamış, 1990 lı yıllarda yapılan Beyaz Toros lu tehditler yapılmamış, Yine ev araması yapılan bir evde içeriye ayakkabınızla girmeyin, galoş takın dediği için güvenlik güçleri tarafından öldürülmemiş, Son olarak Alevi kurum ve temsilcileri Emniyet Müdürlüğüne çağrılarak, can güvenliğiniz tehlikede İŞİD size karşı eylem yapılacak kendi güvenliğinizi alın dememiş.
Bizim ülkemizde bu olaylar hukuksuzluklar, katliamlar, işkenceler olsa, yetkililer derhal olaya el koyar, sorumlu bürokratlar görevden alınır ve soruşturma açılır ve adil yargılamalar yapılır.
Ülkemizde zaten böyle kanun dışı, hukuka aykırı bir olay olmamıştır. Onun için olsa bile bu dış mihrakların, bölücülerin, teröristlerin ve paralellerin işidir, der kurtuluruz. Çünkü biz zaten hukukun üstünlüğü ve İnsan Haklarına Saygılıyız. Hiçbir soruşturmada gizlilik kararı almayız……