Ömrünü Türklük için bağımsızlık için adayan, çileler çeken, ama yılmayan sonuna kadar direnen bir liderini...
Yeri geldi geçimsiz ilan edildi...
Yuhlandı, yılmadı, inadına direndi...
Bazen milliyetçi anlaşılmaz insan denildi... Çıkarlarına çomak sokulan sömürücülerin ve işbirlikçilerinin taktığı sıfatlardı...
Şimdi söyleyenlerde timsah gözyaşı döküyorlar...
RUHUN ŞADOLSUN BÜYÜK LİDER, ENDER İNSAN...
En güzeli ruhuna Fatiha verelim...
*********
Geçmişteki ve günümüzdeki güzellikleri, artık yaşayamayacak mıyız...?
Mazinin gömüsünde mi kalak...?
23_19_30_29 rakamları sayılar hanesinden kaldırılsa nasıl olur ki...?
İlkokul yıllarım geldi aklıma...
23 Nisanı, 19 Mayısı hevesle beklerdik...
Şiirler ezberler, müsamereler yapardık...
Beş sınıfa en fazla iki öğretmen olurdu, genelde de tek öğretmen...
Ama okuldu, öğrenmediğimiz konu, eğitilmediğimiz durum kalmazdı...
Öğretmenimin çabasına şimdi şapka çıkarıyorum...
Milli bayramlarda okulumuzu dağlardan topladığımız çiçeklerle, dallarla büyük bir hevesle süslemek bizim için doyulmaz bir zevkti...
Hele bayramlarda köy halkı okulumuzun bahçesine toplanır, bizleri kara önlüklerimizle izler alkış tutardı...
O günlerden bu günümüze nasıl geldiğimiz, yurdumuzun nasıl şimdiki, silahsız kuşatanlardan kurtardığımızı hücre, hücre kanımıza işlenirdi...
Dini bayramlarımızda da yine okulumuzun bahçesinde toplanırdık...
Büyüklerin elleri öpülür, sıraya dizilen çocuklara, şeker dağıtır, dini duygularımızı pekiştirirdik...
Ne dersten geri kalırdık nede bilgiden...
Ortaokul ve lise yıllarımda sıtatda bayrama gitmek bizim için heyecan ve onurdu...
Çocuklarımı da sıtada götürmek, onlarla izlemek benim için inanılmaz bir duyguydu...
Şimdi neymiş efendim, derslerden geri kalınıyormuş...
Geçmişi bilmek ve onu yaşatmak ve geleceğe hazırlamak da derslerimiz arasında değil mi...?
Şimdi öğretim sistemine bakıyorum, sadece şıklı eğitim oldu...
Öğrenciler test öğrencileri oldu...
Nerde eski bilgili yetişen çocuklar ve gençler...
Dershaneler okulların önüne geçti, milli eğitim, milli dershane oldu
Milli Eğitim bakanı bile üniversiteye gidecek öğrencilere raporun yolunu gösteriyor...
Dershanelere yönlendiriliyor...
Şimdi bahane mi yani kutlamaların kısıtlanması...
Milli duygulara vurulan balta... Başkaca etkisi olmaz...
Amaçlar ve hedefler de yerini buluyor... Milli ne varsa silinsin, unutturulsun…
23 Nisan da çocuklar yoruluyor, dersten kalıyor deniyor...
Onun yerine dış ülkelerde F tipi okullarda İNGİLİZCE ANADİLDE öğretim gören, çocukların üç beş kelimelik Türkçeleri yarıştırılsın...
19 Mayısta gençler dershanelerinden geri kalmasın...
30 Ağustos külliyen masraf... Neden atalarımız uğraşmış zafer kazanmış ki...?
Ne gergi vardı zaten işgal edilmişti her köşe... Kurtarılmasaydı, şimdikilere iş çıkmaz dı…
29 Ekim, cumhuriyet ilan edilmeseydi... İşgalciler altında inim, inim inleseydik...
Şimdi satarken sıfır sorun olurdu...
Yeni düzenlemeler yapılacakmış...
Şimdiye kadar çeşitli konularda yapılan düzenlemeler, yapılacakların göstergesi olmaz umarım...
Bu millet size ne yaptı...?
Yeri geldi geçimsiz ilan edildi...
Yuhlandı, yılmadı, inadına direndi...
Bazen milliyetçi anlaşılmaz insan denildi... Çıkarlarına çomak sokulan sömürücülerin ve işbirlikçilerinin taktığı sıfatlardı...
Şimdi söyleyenlerde timsah gözyaşı döküyorlar...
RUHUN ŞADOLSUN BÜYÜK LİDER, ENDER İNSAN...
En güzeli ruhuna Fatiha verelim...
*********
Geçmişteki ve günümüzdeki güzellikleri, artık yaşayamayacak mıyız...?
Mazinin gömüsünde mi kalak...?
23_19_30_29 rakamları sayılar hanesinden kaldırılsa nasıl olur ki...?
İlkokul yıllarım geldi aklıma...
23 Nisanı, 19 Mayısı hevesle beklerdik...
Şiirler ezberler, müsamereler yapardık...
Beş sınıfa en fazla iki öğretmen olurdu, genelde de tek öğretmen...
Ama okuldu, öğrenmediğimiz konu, eğitilmediğimiz durum kalmazdı...
Öğretmenimin çabasına şimdi şapka çıkarıyorum...
Milli bayramlarda okulumuzu dağlardan topladığımız çiçeklerle, dallarla büyük bir hevesle süslemek bizim için doyulmaz bir zevkti...
Hele bayramlarda köy halkı okulumuzun bahçesine toplanır, bizleri kara önlüklerimizle izler alkış tutardı...
O günlerden bu günümüze nasıl geldiğimiz, yurdumuzun nasıl şimdiki, silahsız kuşatanlardan kurtardığımızı hücre, hücre kanımıza işlenirdi...
Dini bayramlarımızda da yine okulumuzun bahçesinde toplanırdık...
Büyüklerin elleri öpülür, sıraya dizilen çocuklara, şeker dağıtır, dini duygularımızı pekiştirirdik...
Ne dersten geri kalırdık nede bilgiden...
Ortaokul ve lise yıllarımda sıtatda bayrama gitmek bizim için heyecan ve onurdu...
Çocuklarımı da sıtada götürmek, onlarla izlemek benim için inanılmaz bir duyguydu...
Şimdi neymiş efendim, derslerden geri kalınıyormuş...
Geçmişi bilmek ve onu yaşatmak ve geleceğe hazırlamak da derslerimiz arasında değil mi...?
Şimdi öğretim sistemine bakıyorum, sadece şıklı eğitim oldu...
Öğrenciler test öğrencileri oldu...
Nerde eski bilgili yetişen çocuklar ve gençler...
Dershaneler okulların önüne geçti, milli eğitim, milli dershane oldu
Milli Eğitim bakanı bile üniversiteye gidecek öğrencilere raporun yolunu gösteriyor...
Dershanelere yönlendiriliyor...
Şimdi bahane mi yani kutlamaların kısıtlanması...
Milli duygulara vurulan balta... Başkaca etkisi olmaz...
Amaçlar ve hedefler de yerini buluyor... Milli ne varsa silinsin, unutturulsun…
23 Nisan da çocuklar yoruluyor, dersten kalıyor deniyor...
Onun yerine dış ülkelerde F tipi okullarda İNGİLİZCE ANADİLDE öğretim gören, çocukların üç beş kelimelik Türkçeleri yarıştırılsın...
19 Mayısta gençler dershanelerinden geri kalmasın...
30 Ağustos külliyen masraf... Neden atalarımız uğraşmış zafer kazanmış ki...?
Ne gergi vardı zaten işgal edilmişti her köşe... Kurtarılmasaydı, şimdikilere iş çıkmaz dı…
29 Ekim, cumhuriyet ilan edilmeseydi... İşgalciler altında inim, inim inleseydik...
Şimdi satarken sıfır sorun olurdu...
Yeni düzenlemeler yapılacakmış...
Şimdiye kadar çeşitli konularda yapılan düzenlemeler, yapılacakların göstergesi olmaz umarım...
Bu millet size ne yaptı...?