Başbakan’ın ulusal basında ortaya çıkarılan malvarlığı, inanılmaz geliyor. Çiftlikler ve villalar, gemiciklere eklendiğinde “nereden nereye” dedirtiyor. Genelde mallar, dünürlerin üstüne filan görünüyor. Bir de internete düşen ses kayıtları var. Ancak onun derdi başka: MİT’in TIR’larını ondan izinsiz kimse arayamazmış.
Dört Bakan istifa etti, fezlekeleri TBMM’ye ulaştı, ikisinin oğlu tutuklu. Başbakanın oğlu Bilal, savcıya ifade vermeye gitmiyor, kimse de götüremiyor. Geçenlerde avukatı açıklama yaptı, güya gidecekmiş. Ne zaman? Tayyipçi yandaş savcıyı bulunca mı?.. Bir de ortaya Bekir Bozdağ’ın fezlekesi çıktı. Hani şu sürekli BİP tonunda, robot gibi konuşan adalet bakanı var ya, işte o. Ancak Başbakanın derdi yine tırlar: O tırlar insani yardım malzemesi taşıyormuş, silah değil. Bu yüzden aratmıyor şu tırlarını, iyi mi? Yolluyor da yolluyor. 
Amerikalı orada, İngiliz orada, Rus orada. Bizimki eksik kalır mı? O da MİT’i yolluyor, yanına da TIR’ları veriyor, içlerine de pirinç-bulgur-nohut koyduruyor herhalde. Malum, seçim dönemlerinden alışıklar yollamaya, bağımlılık yapmış olabilir. Nasıl olsa bizim millet yiyince, oyları basıyor. Belki Suriyeliler de etkilenip Tayyipçi oluverirler. O zaman bizimki de” Şam’da namaz kılmak” gibi uluslar arası bir başarıya imza atabilir.
Sözcü gazetesinin haberine göre, Rıza Sarraf’ın bir suikastçıya 1,5 milyon dolar verdiği ortaya çıktı. Bu işi FBI geçtiğimiz yıl bizim MİT’e bildirmiş. Ancak Rıza Sarraf, bizim Başbakan’ın VİP salonlarında yer almış, aynı fotoğraf karelerinde görüntülenmiş. Sarraf’ın hayır kurumları demek ki bulgur-pirinç-nohut grubunun ötesinde işler yapmaya girişmişler. Ancak bizimkine ne bunlardan, o halen daha bağırıyor: O TIR’ları durduranlar, kendi ülkesinin aleyhine çalışıyormuş. 
Televizyonlara çıkan bir takım adamlar, TIR’ları tartışıyorlar. TIR’lar durdurulabilir mi? Savcı ile jandarma arayabilir mi? Başbakan Recep Tayyip ise mağdur durumdaki MİT’çilerine üzülüyor: Meğerse bunlar aramaya karşı çıkınca, elleri arkadan kelepçelenmiş zavallı adamların. Yazık değil mi bunun MİT’çilerine? Bütün alemin istihbarat örgütleri Suriye’de “gizlice” iş çevirirken, bizimkiler göğüslerini gererek TIR’ları sabah-akşam salıyor, gene de kimselere yaranamıyorlar. Ancak Başbakan bu “yardım malzemelerini” Suriye’ye “gizlice” göndermeye kararlı. Alışmış bir defa, Dünya üstüne de gelse vazgeçemiyor TIR’lardan…
Mart 2011’den beri, neredeyse üç yıl olacak “Esad gitsin” diyeli. 100 binden fazla Suriyeli öldü. Yüz binlercesi göç etti. Batılılar, Müslüman kanlarıyla yıkanırken, Papa bile “durun artık” mesajını verdi. Ancak asıl katliamı, Müslümanlar birbirlerine yapıyorlar… Önce Batılılar ve onlara uyan Tayyip Hükümeti, sıradan muhalifleri ayaklandırıp, arkasından uluslar arası teröristleri Suriye’ye saldılar. Şimdi de muhalif gruplar birbirini öldürüyor. 
Bu arada 2.Cenevre Konferansı toplandı. Konferansa avantajlı gireceği belli olan Esad’a karşı, kimliği belirsiz bir kişinin bulduğu katliam görüntüleri ortaya çıkarıldı, medyaya servis edildi. Yani konferanstan önce insanları aptal yerine koymaya çalıştılar. ABD, İngiltere ve Türkiye bu işkenceleri Esad’ın yaptığını söylerken, BM inandırıcı bulmadı. Bir yandan da Türkiye’yi “terör ihraç eden ülke” konumuna sokmaya çalışıyorlar. Malum, muhalif denilen canavar grupların ciddi bir bölümü, bizim sınırlardan Suriye’ye gidip-geliyor. Hatta sabah gidip savaşıyor, akşama gelip tedavi oluyorlar. Bunu da en iyi Hataylılar biliyor. Günün birinde Ahmet Davutoğlu denen, T.C. tarihinin en başarısız dışişleri bakanı ile başbakan Tayyip Erdoğan savaş suçlusu olarak yargılanabilirler elbette. Ancak durumun ciddiyetini algılamaları imkansız görünüyor. 
Hani şu içinde, teröristlere silah gönderildiği söylenen TIR’lar var ya. İşte bunlar kendilerini fena kaptırmışlar bu işe, durmak bilmiyorlar. O kadar ki devletin istihbarat birimi olan MİT’i bile gizemli halinden çıkarıp, ayna gibi neler yaptığını sergiler hale geldiler. Zaten artık MİT bu dönemde asli görevi olan istihbarat toplama işlerini bırakmış, Tayyip’in kişisel hırslarının bir aracı haline gelmiştir. Esas olan şudur ki, MİT yasadışı ve ülkenin aleyhine olacak hiçbir adım atamaz. Suriye’ye resmî olarak savaş ilan edilmemiştir ve terörist gruplara silah taşıyarak, bir iç-savaşta daha çok insanın ölmesine hizmet edecek hiçbir eylem meşru değildir. Ancak devlet içindeki asıl aksamalar, Başbakanın olaylara şaşı bakışından kaynaklanmakta ve devlet kurumları buna alet edilmektedir.
Türkiye’de devletin kurumları birbiriyle ciddi bir çatışma halindeyken, PKK güneydoğuda yönetim ve denetimi avucuna almışken…
Başbakan ve bakanların rüşvet-yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmışken, polis savcıyı, savcı bakanı, bakanlar hiçbir otoriteyi dinlemezken…
Ve bu çalkantılar içinde, sancılı bir süreçte yerel seçimlere giderken… 
Senin ne işin var bu TIR’larla be adam?
Sen kendi problemini çözdün de başkasınınki mi eksik kaldı?..