Tarihi, içinde yaşanan döneme göre değerlendirilmelidir.
Nedense hep geriye dönük sorgulamalarla, milletimizin zihni karıştırılarak istediklerini almak için algı oluşturuyorlar…
Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, İstiklal Mahkemelerince idam edilen, İskilipli Atıf Hoca’nın idam kararının alındığı süreci anlatırken çok duygulanmış ki, kelimeler boğazına düğümlendi, ağlamaya başladı.
İskilipli Atıf Hoca’nın "devletçe olmasa da milletçe şehit" olarak sayıldığını da söyledi… Milletçe derken?
Nedense Tarihe bakıp, bakıp ağlıyorlar…
Yarınki tarihlerde de bu günümüze ağlamasak bari…
Dana önce Başbakan, Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nun Mektubundan kendince bölümler okuyarak, ülkücü camia üzerinde etki yaratmak istediler…
Ama mektubun özünden hiç bahsedilmedi…
!2 Eylülden hesap sorulacak demişlerdir… Ülkemiz 12 Eylül 80 öncesinden dahi her konuda geriye doğru yol alıyor…

***
Kurtuluş Savaşı’nın sonrasında yeni bir DEVLET kurulmuştur…
Nelerin yaşandığını, iç ve de dış düşmanların, işbirliklerinin hainlik boyutların da olduğunu biliyoruz…
Günümüzde de ADALETE güven sarsılmış durumdadır…
Hukukçular Allah kimseyi adliyelere düşürmesin demektedirler…
İstiklal Mahkemeleri belki ilerde ülke birliği için yeniden kurulması gereği duyacaktır… Tanrım korusun…
Adalet kişiler için ve günü birlik değil, herkes için eşit hukukla kurulmalıdır…
Bir gün herkes için ADALET gerekli olabilir…
Ergenekon ve Balyoz davalarından içeri girenler geldi aklıma..
Birde Habur’da Kurulan mahkeme… İlerde Nasıl anlatılacak Bilinmez ki…

***
Gelelim konuya;
İskilipli Atıf Hoca 1926 yılında İstiklal Mahkemelerinde yargılanıp idam edilmiş. İstanbul hükümeti Anadolu’daki Kuvva-i Milliye hareketine karşı halkın yönelişini kırmak için bir fetva yayınlamış, ama Anadolu ulemasının (âlimlerinin) karşı fetvası İstanbul’un tertibini boşa çıkarmıştı. Bunun üzerine Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin marifetiyle Teali-i İslam Cemiyeti namına yazılmış ve bastırılmış bir beyanname zorla Teali-i İslam Cemiyeti idare heyetine imzalatılmaya çalışılmıştı.(Atıf hoca bu cemiyetin kurucu üyesidir. N.T) Ama Atıf Hoca ve Tahir-ül Mevlevi’nin şiddetle karşı koymaları üzerine de mühürsüz olarak Yunan uçaklarınca Anadolu’ya atıldı.
Buna karşın, o zamanın Vakit Gazetesinde, Atıf Hoca tekzibname (yalanlama) yayınladıysa da, Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında okuduğumuza göre bu beyanname nedeniyle asıldı. Cemiyet üyeliği ve cemiyetin dağıttığı bildiriler zihinlerde kaldı…
İskilipli Atıf Hoca’nın İstiklal mahkemelerinde yargılanıp o zamanki anayasaya göre İngilizlerle işbirliğinden, dolayısıyla vatan hainliğinden asıldığı pek öne çıkarılmamakta…
Şapka devrimine karşı çıktı diye asıldı diyenlerde var…
Tarih yaşandığı zamana ve olaylara göre değerlendirilmelidir…
Yaşadığımız zamanın penceresinden geçmişe aynı açıdan bakamayız…
Yarınlarda ağlamamak için bu günün koşullarını top yekûn millet adına adilane değerlendirilmelidir…
Ağlamamak adına Adalet Herkes İçin olmak zorundadır...
Kalın Sağlıcakla__Yarınlara__