“kıymetsiz değildi anılar. O anıları taşıyan yorgundu sadece.”
Bu cümleyi bir yerde okuduğumu anımsıyorum. Ya da aklımdan geçti ama ben okudum sanıyorum. Kafamın içinde garip görüntüler, bana ait olmayan düşünceler, radyoda çalan “ah bir ataş ver…”. Yorgun değil de neyim ben? Kendi çayımı yine çok demli yapmışım; fark edemedim.
Tek kişilik odada yaşlanıp ölen şairlerden mi olacağım acaba? Hani şu çirkin ve kimsesiz. Anılardan bile bıktığım anlar var. Ne kadar sahte gülmüştüm ben orada? Asla umursamadığım onca insanın sesi duvarlarımda. Sen suçlusun, yalnızsın, çirkinsin, o şarkıyı hak etmiyorsun, senden nefret ediyorum… Sonra fark ettim de en çok düşündüğüm insanın ne cümleleri var aklımda ne duvarlarımda sesi. Aşık değil miydim ben? Değilmişim. Yazık oldu çocuğa! 
Masanın köşesinde bir paket sigara. Başlamadım daha. Başlamam belki. Olsun, görünüşü ben kadar kederli. En azından kabuğu beyaz. Şarap kadehleri de almıştım. Ama daha şarap alamadım. Şimdi bir düşündüm de; sigara içmem be, şarabın tadını bilmem. Ölmekten bahsediyorum. Demli demli içtiğim çaylarla mı öleceğim? Yok; ben ölmeyeceğim. Apollon’un ışık saçan kılıcını almadan ölemem. Neyse; ne diyordum ben? Hah! Kadeh diyorum içine şarap döksene…
Şurada bari yalan söyleme diyorlar. Anlatamıyorum ki kimseye; hayat yalan! Kafamın içinde iki kişi yaşıyorum. Gerçi kim iki kişi yaşamıyor ki? Bir taraf korkak, ezik, yalnız. Diğeri ise tam bir yaşam kaynağı. Biri her ortamda cayır cayır yanarken diğeri sakin su. Çarpıştıklarında ise elde olan buhar. Bir hiç. İşte sonuç: 1+1 her zaman 2 değilmiş. Bazen de hiçmiş. Öyle silikmişsin ki bir bankta oturduğunu hiç kimse görmemiş. Kafanın içindeki savaşı da duymamış. Halbuki az önce biri diğerinin kolunu kopardı. Sis çöktü bankın olduğu parka. Sonra da güneş açtı. Bank boştu. Buhar yoktu. Yağmur da yağmamıştı. Hafif bir rüzgar salladı ağaçları. Fark ettim… Hiç…
Ne güzel demiş anonim: sen sallan gel ben boyuna bakayım. Aşık değildim ki ben. Hiçler hiç aşık olur muymuş? E bu türkü neden böyle dokunuyor? Bilmiyorum. Yazık oldu çocuğa...!