Engelli olmak toplum nazarında garip karşılanıyor. Allah takdir buyurmuşsa yapacak amelimiz teslim olmaktır.

Tüm tıbbı müdahaleleri yaptırmışsınız, sonucunda engelli birey olarak kalacağı kesinleşmiş ise yaratana itaat etmeliyiz. Ben niçin böyle oldum diye sorgulamamak gerekir.

İnançlı biri olsak da zaman zaman canımız sıkılabilir. Komşularımızın hor bakması, yakınımızın engelli olması çok garip bir hadise olarak algılanması insanı çok üzer.

Özürlüler denirdi bir zamanlar. Taşrada ise “sakat” tabiri kullanılırdı, belki yine kullanan kişiler vardır. Ağabeyimin özürlü olmasına hiç isyan etmedim. İmkânımız kadar nimetleri paylaştık.

Kendisine ağabey dediğimde oldu, ismiyle hitap ettiğimde, onların koruyucusu Allah olduğuna adım gibi inanırım. Ne kadar iyi baktık desek de mutlaka sağlam kişiler gibi imkânlarımızı paylaşmamışızdır.

Kış günlerinde üzerlerine kışlık elbise giymeseler de hasta olmazlar. Soğuk algınlığı yaşamazlar. Her gün çorap giydirdik dersem yalan söylemiş olurum.

Annem kalp, tansiyon, astım hastasıydı. Babam amele, çiftçi, gündelikçiydi. İmkânımız sınırlıydı. Hayvanlarımız vardı. Evet, önce insan olmalıdır.

Ağabeyimin çift çorabı olmadı. Çift lastik, naylon ayakkabısı olmadı. Ayağına denk geleni giyerdi. Evden dışarı pek gitmezdi. Yemeğimizi aynı tablada yerdik. Kesinlikle tabağını ayırmazdık.

Yatağı özeldi. Yediğimizden yedirirdik. İnsanın yüreği katlanıyor ama birde onu yaşayanlara sormak gerekir. İnsanın evladının özürlü olması kolay değil. Hele misafirlerin, bazı kişilerin alaycı sorularına katlanmak çok zor oluyordu.

Kırsal kesimde özürlü evladı olan ailelere Allah sabır versin.

Eski dönemlerde devlet koruması yoktu. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Özürlü kişiye sosyal devlet anlayışıyla maaş, aile bireylerinden birinci derece bakmakla yükümlü olana da aylık verildiğini duydum.( bu konuda kesin bilgim yok.)

Ağabeyim özürlüler ( engelliler) haftasında vefat etmişti. On bir sene olmuş. Evde engelli birinin olması o evdekilerin “sınava” tabii tutulduklarını düşünüyorum.

Asla kim olursa olsun engelli insanlarımızı üzecek, hayıflanacakları, yüreklerine oturacak, inceden laflar dokundurma huyumuz varsa, onları hemen terk ederek tövbe edelim.

Engelli evlatları Allah annelerinin arkasında bırakmasın. Annem Allah’ımıza hep öyle dua etti. Ağabeyimden utanmadım, geride kalmış olsaydı, Allah bilir ben ona sahip çıkardım. Onu rezil etmezdim.

Üzülür müydüm? Çok üzülürdüm, annenin yerini tutmazdım. Kardeşi olarak ağabeyimden toplum içinde utanır mıydım? Asla utanmazdım. Çekinmezdim, ayıplasalar da önemsemezdim.
Engelli ağabey, kardeş, çocuk sahibi olmak zordur. Akranları evlenir, askere gider, yeni elbiseler giyer, çocukları olur. Karanlarının durumunu göz önüne alırsa insanın hayatı zorlaşır.

Çekilmez olur. En güzeli Allah’ım sen bilinmeyeni bilirsin, hikmetinden sual olunmaz. İmtihanını kazanan kullarından eyle diye dua etmek en büyük tesellimiz olur.