Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum Şubesi Başkanı Uğur Demirer, ülkemizde yaşanan terör olaylarını eleştirerek, bir dönem 12 Eylül öncesine dönmekle tehdit edilen Türk milletinin, şimdi de 90’lara dönmekle korkutulmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Demirer, "ülkeye kan ve gözyaşı egemen olmuştur. Bütün bu olanlar 1920’lerde coğrafyamızla ilgili planları suya düşüren Gazı Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyetin kurucularının ertelettiği Sevr planlarının yeniden ısıtılmasından ibarettir ve milletin yüzde altmışı 7 Haziran'da bu planlara hayır demiştir" ifadesini kullandı.
Demirer, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"7 Haziran seçimlerinden istediği sonucu alamayan siyasal çevreler Suruç Olayı ile düğmeye basıp, kargaşa ve kaostan hedefledikleri siyasal başarıyı elde etmeye çalışmaktadır.
Suruç Olayı düğmeye basıldığının en açık göstergesidir. Halkımız 45 günde 52 şehit verdi. Emperyalizmin maşası işbirlikçi ve taşeron gruplar ülkenin güney doğusundan İstanbul’a dek uzanan sivilleri ve kolluk güçlerini hedef alan saldırılarını arka arkaya gerçekleştirdiler. Çözü-lü-m süreci sırasında insan ve lojistik açıdan gerekli hazırlıklarını yapan terör örgütü harekete geçti. Siyasal uzantıları arka arkaya özerklik ilan etmeye başladı.
Bu bir senaryonun sahneye koyulmasından başka şey değil. Roller önceden dağıtılmış ve oynanmaya başlanmıştır. Yurdunda huzurlu olmanın komşularla iyi geçinmeye bağlı oluğunu bilen Türk Ulusu, “değerli yalnızlık” vb. kavramlarla tanımlanan ve komşularının içişlerine doğrudan veya dolaylı bir biçimde müdahil olmasıyla ülkenin güney sınır illeri yaşanmaz duruma gelmiştir. Basın Türkiye’de 3 milyon Suriyeli’nin yaşadığını, Kilis gibi bazı illerde sığınmacıların sayısının toplam il nüfusunu geçtiğini yazmaktadır.
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş biçimde ve siyasal eğilimlere aykırı biçimde sayısal olarak büyükten küçüğe doğru hükümet kurma görevi vermesi gereken Aksaray, partileri devre dışı bırakmış ve fiili olan fakat hukuksal olmayan başbakan ve hükümet gasıp  konumundadır, hukuksuzdur.
BOP (GOP) projeleri doğrultusunda okyanus ötesi güçlerin direktifleri ile hareket eden egemen güç; kazanırsa milli irade kazanamazsa yeniden seçim mantığı ile hareket etmektedir.
Kurumlar durumdan vazife çıkarıp seçim tarihi ve bu tarihi öne alma konusunda yetki açıklamaları yapabilmektedir. Ülkenin büyük bir coğrafyasını gayrı yasal güçlerin denetimine adeta terk edenler vatana ihanet suçu işlemektedirler.
7 Haziran öncesi kendisi önceki partisinin hala genel başkanı gibi hisseden Aksaray mukimi 400 vekillik ve başkanlık isteği ile alanlara çıkmış, istediği sonucu alamayınca ekonomik göstergelerle, güvenlikle oynayarak “bizim dediğimizi yapmadınız bu tablo ortaya çıktı” demektedir.
Bir dönem 12 Eylül öncesine dönmekle tehdit edilen Türk Milleti, şimdi de 90’lara dönmekle korkutulmaya çalışılmaktadır.
Kısaca ülkeye kan ve gözyaşı egemen olmuştur. Bütün bu olanlar 1920’lerde coğrafyamızla ilgili planları suya düşüren Gazı Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyetin kurucularının ertelettiği Sevr planlarının yeniden ısıtılmasından ibarettir ve milletin yüzde altmışı 7 Haziran'da bu planlara hayır demiştir.
Bu bağlamda ülkemize ve ulusumuza baş sağlığı diler, büyük Türk Ulusu’nun bu badireleri de atlatacağına olan inancımızı ve güvenimizi vurgulamak isteriz."
Editör: TE Bilişim