MHP İl Başkanı Arslan Kaynar, 31 Mart 2019’da yapılacak seçimlere iddialı bir şekilde hazırlandıklarını ifade ederek, “Merkezde, ilçelerde ve beldelerde milletle kucaklaşacağız. Tüm belediyelerimizde üç hilali dalgalandırmak için çalışacağız” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplantılar devam ediyor.

Her ay bir ilçede, ilçe başkanlarının katılımı ile düzenlenen toplantılarda gündeme ilişkin değerlendirilmeler yapılırken, yerel seçimde izlenecek yol haritası da masaya yatırılıyor.

Bu kapsamda Ekim ayı toplantısı ise Ortaköy ilçesinde yapıldı.

MHP İl Başkanı Arslan Kaynar başkanlığında düzenlenen toplantıya Çorum genelinde bulunan ilçe başkanları katıldı.

KAYNAR: YEREL SEÇİMLERE İDDİALI GİRECEĞİZ

Toplantı da gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan MHP İl Başkanı Arslan Kaynar, 31 Mart 2019’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’yle ilgili MHP Lideri Bahçeli’nin ve Genel Merkezin işaret edeceği istikamette hazır olmak için değerlendirmeler yaptıklarını ifade ederek, “Çorum’da 31 Mart seçimlerine iddialı şekilde gireceğiz. Biz belediyeciliği millete hizmetin ilk mevkii, ilk mercii, ilk merkezi kabul ediyoruz. Biz belediyeciliği milli ve manevi vecibe addediyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimi altında bulunan belediyelerde akıl vardır, iman vardır, gönül vardır, vicdan vardır, empati vardır, aşk vardır, sevda vardır, özveri vardır, öz değerlere bağlılık vardır. Belediye demek umut demek, uzlaşma demektir. Belediye demek uzakları yakın eden ümran ve uygarlık demektir. Belediye demek uhuvvet, yani kardeşlik demektir, veren elin alan elden üstünlüğünü tescil eden ufuk demektir. Belediye demek açı doyuran, çıplağı giydiren, üşüyeni ısıtan, hasreti dindiren, toplumsal bünyeyi dengeleyen, darda ve zorda kalanı sarıp sarmalayan müşfik ve müthiş bir uğraş demektir. Vatana adanmış ömürler, millete hizmetle meşhun gönüller Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimi altındaki belediyelere mührünü vurmuştur. Bizim Üretken Belediyecilik anlayışımız fedakârlığın erdemi, kılı kırk yaran çalışmanın, titiz hazırlıkların eseridir. Belediyecilik ilkelerimizden sapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Milli belediyecilik, başarılı yönetim diyoruz. Bizim ve milletimizin adam gibi adam olanlara, mertçe, fedakârca, vefakâr ve ahlaklı bir şekilde görevini yapacak şehri eminlere ihtiyacı vardır ve bu çok açıktır” dedi.

31 Mart 2019’da yapılacak seçimlere iddialı bir şekilde hazırlandıklarını, merkezde, ilçelerde ve beldelerde milletle kucaklaşacaklarını ifade eden Kaynar, “Tüm belediyelerimizde üç hilali dalgalandırmak için çalışacağız” şeklinde konuştu.

Kaynar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Milliyetçi Hareket Partisi olarak belediyelerimizi muhafaza edip bunların yanında daha fazlasını kazanmak, daha çok gönüle girmek, daha çok teveccüh elde etmek için bütün gücümüzü seferber edeceğiz, Allah’ın izniyle de hedefimize ulaşacağız.

MESELE VATANIMIZIN GÜVENLİĞİ, MİLLETİMİZİN HUZURU

Sandıkta bulamadığını sokakta arayan müflis siyasi tükenmişlere Mahalli İdareler Seçimleri’nde bir kez daha ibretlik ders verilecektir.

Türkiye’nin huzuru, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesi, ilke ve kurumlarıyla yerleşmesi için 31 Mart 2019’un istikrar ve dengeli şekilde aşılması şarttır, beka meselesidir.

Önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimleri’nde sadece belediye başkanı seçilmeyecektir. Sadece belediye meclis üyeleri, sadece il genel meclis üyeleri, sadece köy ve mahalle muhtarları belirlenmeyecektir. 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimiyle resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin süreklilik içinde istikrarı ve istikbali de sağlanmış olacaktır.

Türkiye’nin toplumsal huzuru, anti demokratik arayış ve arzuların söndürülmesi için 31 Mart 2019 tünelden önceki son çıkış, 2023’ün müjdesidir.

Biz 31 Mart 2019’da kayyumla yönetilen belediyelerin bir daha asla terör örgütü yandaşlarının kontrol ve denetimine geçmemesini tarihi önemde addediyoruz. Mesele Türkiye’dir. Mesele bekamızdır. Mesele vatanımızın güvenliği, milletimizin huzurudur. Bizim duruşumuz Türk milletiyle aynıdır. Değişmeyen pozisyonlarını sürekli vurgulayanlar duruşumuzun bozulmayacağını da bilmelidirler.

Zillet İttifakı hazırsa, Cumhur İttifakı dünden hazır ve kararlıdır. CHP, PKK’yla ittifak hedefinin bedelini elbette pahalıya ödeyecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak için gün sayan, çetele tutan, papatya falı açan siyasi bedhahlara, hıyanet çetelerine fırsat verilmemelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi sorumluluk içinde hareket edecektir.

Türkiye’yi yeni göç dalgasıyla felç etmek, insani dramlarla beşeriyet vicdanını sızlatmak için pusuda bekleyenlere karşı uyanık ve şuurlu olacağız.

Sosyal ve ekonomik yıkımımız için el ovuşturanların heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakacağız.

Enflasyona eğilmeyeceğiz, kura boyun eğmeyeceğiz, ekonomik sömürü çarkına kapılmayacağız.

Zor günleri aşacağız, azımızı çok yapıp, eksiğimizi vakit geç olmadan tamamlayacağız.

TERÖRLE MÜCADELE KANDİL’LE SINIRLI KALMAMALI:

Türkiye terörle mücadelesini haklı ve meşru yollarla sürdürmektedir. Öyle ki milli bekamızın geleceği ve güvencede kalması buna bağlıdır. Teröristlere en ufak müsamaha, en ufak gevşeklik, en küçük taviz vahim sonuçlara davetiye çıkaracaktır. Türkiye de hainlerden, hain terör örgütlerinden, mütecaviz niyetlerden kat be kat büyük ve üstündür.

Sınır ötesinde, mesela Kandil’de nefret kuluçkasına yatan, ihanet ve melanet üretimi yapan terör elebaşları niye yakalanamaz, niye derdest edilip Türk adaletinin önüne çıkarılamaz?

Terörle mücadelede kayda değer gelişmeler yaşanmaktadır. Biz bu katillerin kökünün tümden kazınmasını istiyoruz. Savaş uçaklarımız vurdukça kaçıyorlar, mağara deliklerine saklanıyorlar, arazide izlerini kaybettiriyorlar, inlerinden başlarını çıkarmıyorlar. Türkiye de her rezil örgütten üstünse, PKK’nın beş tepe yöneticisinin bir gece ansızın karga tulumba ülkemize getirilmesinin önünde de herhangi bir mani hal bulunmayacaktır.

Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Rıza Altun, Bahoz Erdal’dan müteşekkil beşli katil grubunun ve çete başlarının hakkından gelmek, döktükleri kanların hesabını sormak bugün değilse ne zaman olacaktır? Türk devleti nice gözü kara yiğitleri bağrında taşımaktadır. Bizde yiğitlik yapacak deli de çoktur, veli de çoktur.

FETÖ’cüler yabancı ülkelerden teker teker getirilirken, terör örgütünün elebaşları enselerinden tutulup kafaları çuvala sokulduğu gibi Türkiye’ye niye getirilmesin, şerefsizlere hayat neden zindan edilmesin?

Şayet sınır ötesinde alan savunması yapamazsak, şayet terör örgütlerini kaynağında imha edemezsek Anadolu harap olacak, bitap düşecektir. Terörle mücadele süreci yalnızca Kandille sınırlı kalmamalıdır. Fırat’ın doğusunda hainler faaliyet halindedir. Görüldüğü yerde yok edilmelidir.

Çok şükür Türk devleti Fırat’ın doğusuna kilitlenmiştir. Fırat’ın doğusundaki terörist yuvalanmaya, silah ve mühimmat yığılmasına sessiz kalınırsa Türkiye’nin maruz kaldığı kuşatma daha da pekişip güçlenecektir.

TÜRK DEVLETİ MENBİÇE’E ÇUKUR KAZAN HAİNLERİ O ÇUKURA GÖMMELİ

Sayıları beş bine ulaşan teröristlerin Menbiç’te hala ne iş vardır, açıktan kazılan çukurlar neyin nesi, neyin fesidir? Hani teröristler Menbiç’i terk edeceklerdi? Hani Menbiç’e huzur gelecekti? Menbiç mutabakatına ne olmuştur?

ABD, PKK/YPG’li hainlerin emel ve eylem hazırlığı içinde olmalarına tepkisizdir, terör örgütü PKK/YPG’ye silah yardım ve takviyesine devam etmektedir.

Madem hainler Menbiç’e çukur kazmakla meşguller, o zaman Türk devletinin asalet ve şanına yakışan da, hazır çukur kazılmışken içine hainlerin alayını birden gömmektir. Adaletin yerini bulmasını istiyorsak, son terörist, son kanlı silah teslim alınıp veya tenkil edilip bu iş bitirilmelidir.

ABD’nin güven vermeyen, sözünde durmayan, samimi olmayan duruş ve tutumuna bakarak terörle mücadelemizi sürdüremeyiz. Böyle bir ittifak hukuku, samimi değildir. ABD Başkanı, Türkiye’yi tek kullanımlık çay poşeti gibi gördüğü, eline vurup ekmeğini aldığı, beraberce kılıç dansı yaptığı ülkelerle karıştırmasın. Ona buna parmak sallayarak korkutmasına fazla güvenmesin.

Dünyanın gözü önünde egemen bir devletin kralından haraç isteyen, onu aşağılayan, adeta tacını ve tahtını başına geçiren bir devlet adamına, bir siyaset anlayışına herkes suskun kalsa da Milliyetçi Hareket susmaz, herkes minderden kaçsa da Milliyetçi Hareket kaçmaz, kaçmayacaktır.”