Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Faruk Cıdık, Başbakan Erdoğan’ın Kapitalist devlet yönetiminde kurumlar arasında uygulanan ‘Kuvvetler ayrımı’ sisteminden şikâyetçi olduğunu belirtmesi üzerine Meclis Başkanı ve Muhalefet Partilerinin konu hakkındaki görüşlerini beyan ettiklerini ancak hiçbirisinin şikâyet edilen konuların nasıl ortadan kalkacağı konusunda dişe dokunur bir çözüm önerisi getiremediklerini belirterek, “kuvvetler ayrılığı ne kuvvetler birliği ne de kuvvetler çatışması arzu edilen dengeyi sağlayamaz. Hakkı üstün tutan kuvvetler paralelliği ilkesine dönülüp Adil Düzen kurulmadıkça bu kısır tartışmalar son bulmayacaktır” dedi.
‘Kuvvetler Ayrımı’ ilkesinin yasama, yürütme ve yargı erklerinin yönetimde dengeyi sağlaması düşüncesi üzerine bina edildiğini, oysa Kapitalist sistemde bütün devlet yapısı sermayeyi elinde bulunduran güçlerin hesaplarına göre düzenlendiği için; her zaman sermayenin bu erklerden birini etkileyerek kendi menfaatleri doğrultusunda sonuçlar elde etmekte ve hiçbir zaman varsayılan denge sistemi oluşamadığını dile getiren Faruk Cıdık, konuşla ilgili yaptığı açıklamada böyle dedi: 
“Buna mukabil Sayın Başbakan; kuvvetler ayrımından şikâyet ederek kuvvetler birliği fikrini çağrıştırır şekilde beyanat vermektedir. Bunun diktatörlüğe yol açacağı ihtimalinden dolayı da buna karşı çıkılmaktadır.
Oysa biz Milli Görüş olarak diyoruz ki ne Kuvvetler Ayrılığı ne Kuvvetler Birliği ne de Kuvvetler Çatışması arzu edilen dengeyi sağlayamaz. Hakkı Üstün tutan Kuvvetler Paralelliği ilkesine dönülüp Adil Düzen kurulmadıkça bu kısır tartışmalar son bulmayacaktır. 
Bilindiği gibi tarihin çeşitli dönemlerinde uygulanan Hakkı Üstün Tutan İslam medeniyeti, ne Kuvvetler Birliği, ne Kuvvetler Ayrılığı, ne de Kuvvetler Çatışması şeklinde uygulanmamıştır. 
Devletin ve milletin menfaatlerini paralel hale getiren Kuvvetler Paralelliği ilkesi şeklinde uygulanmış ve yüzyıllar boyu İslam toplumları huzur bulmuşlardır. Ne zaman ki kurumlar arası denge Hakkı Üstün Tutan Kuvvetler Paralelliği ilkesinden vazgeçilip, kuvveti üstün tutan yapıya döşünmüşse; işte o zaman çöküş ve kargaşa her defasında mukadder olmuştur. 
İfade ettiğimiz Kuvvetler Paralelliği ilkesinin ne olduğunu anlayabilmek ancak Adil Düzeni çok iyi anlamakla mümkün olacaktır. 
Kapitalizmde yönetim erklerini sermaye gücü etkilemekte, sosyalizmde siyasi güç etkilemekte, monarşide de tek kişi bütün erkleri kendi elinde toplamaktadır. Oysa devlet yönetimi insanları adaletle yönetme ve üretimi hakça paylaştırmadır. Aynen insanın yapısındaki organların birbiriyle uyum içinde ve paralel çalıştığı gibi devlet kurumları da birbiriyle uyumlu ve paralel bir şekilde çalıştırılmalıdır. Bunun için biz Milli Görüş olarak diyoruz ki Yasama, Yürütme ve Yargı erklerine ek olarak Denetleme erkini de aynı seviyede kurumsallaştırarak yönetimdeki sapmaları dengelemek gerekir. Bu ihtiyaç Ombudsmanlıkla sağlanamaz. Bu yapılmadığı takdirde kuvveti eline geçiren her yapı sistemi kendine göre şekillendirecektir. Siz hem kuvvetler ayrılığından bahsedeceksiniz hem de kanunu yapanda, uygulayanda, denetleyende siz ve sizin bizzat seçtikleriniz olacak. Bu kabul edilemez. Bu bir aldatmaca ve yutturmacadır.
Bilinmelidir ki! Mevcut Kapitalist Düzen Hakkı Üstün Tutan Kuvvetler Paralelliği şeklinde yeniden yapılandırılmadıkça ve düzeni oluşturan;
İlmi Kurumlar; Yasamayı yaparak Doğruyu Yanlıştan ayırt edip doğruyu seçmeyi sağlamadıkça, İktisadi-Mesleki Kurumlar; Yürütmeyi yaparak Faydalıyı Zararlıdan ayırt edip faydalıyı seçmeyi sağlamadıkça, Adli Kurumlar; Yargıyı yaparak Adaleti Zulümden ayırt edip Adaleti seçmeyi sağlamadıkça, Ahlaki Kurumlar; Denetlemeyi yaparak iyiyi kötüden ayırt edip iyiyi seçmeyi sağlamadıkça, Erkler arası denge asla sağlanamayacaktır.
Saadet Partisi olarak diyoruz ki; Kuvveti Üstün tutan Kapitalist sistemin kuvvetler ayrılığı ilkesinden vazgeçilip Hakkı Üstün Tutan Adil Düzene geçilmedikçe İnsan Hakları, Özgürlükler, Kalkınma, Refah, Barış ve Sosyal Dayanışmanın gerçekleşemeyeceğine inanmaktayız. Bu nedenle Hukukun Üstünlüğü ancak Hakkı Üstün tutan, Kuvvetler Paralelliğini esas alan Adil Bir Düzene geçerek sağlanabilir”