Türkiye’de hukukun özellikle kadınları koruyamadığını savunan Kamile Anar, son olarak N.Ç. davasında verilen kararla kadınlara ‘sen kendi kendini koru, evinden çıkma, çalışma, sosyal hayata katılma, hatta kız çocuklarını okula bile gönderme, başına gelenlerden biz sorumlu değiliz” denilmek istendiğini savundu.
Türkiye’de yılda 7 bin çocuğun cinsel istismara, 4 kadından birinin tecavüze maruz kaldığını anlatan Anar, “lütfen bu acı tabloya hep birlikte son verelim” çağrısında bulundu.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar, N.Ç. davasında verilen kararla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Başbakan’ın ‘3 çocuk doğurun’ mesajının arkasından ‘sakın sokağa çıkmayın, kızlarınızı çıkarmayın, başınıza gelecek olaylarda kamu sizi koruyamıyor’ mesajı veriliyor.
Kanun koyucuların kanunları rastgele işleme konuluyor. 13 yaşındaki kıza ‘kendi rızası ile birlikte olmuş’ diye suçlularda ceza indiriminde bulunuluyor.
Ogün Samast ve Garipoğlu hakkında yaşları küçük olduğu için ceza indiriminde bulunuluyor.
Sorgusuz, sualsiz ne yaptığını bilmeden suçunun ne olduğu söylenmeden yüzlerce insan yıllardır tutuklu, suçları sabit yaptıklarını itiraf eden insanlar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor ve mahkeme devam ediyor, ‘yargılama sürüyor’ deniliyor. Kaç kişi serbest kaldıktan sonra tutuklanıyor yada tutuklanmak için bulunabiliyor.
 Yargı tutuklu gazetecilerin davaları konusunda kaplumbağa adımları ile yol alırken, nedense Deniz Feneri davasında tavşan hızı ile yol alıyor.
Hakimler öyle karar veriyor, yapacak bir şey yok!
Hakim amcaları 13 yaşındaki çocuğa ‘hadi kızım göster sana nasıl tecavüz ettiler?” diye soruyor. Nasıl böyle bir vicdan olabilir? Herkesin kızı var, herkesin kız kardeşi var, anası, hanımı var, hiç kimse empati yapmıyor mu?
Demek ki yargı Hüseyin Üzmez davasından beri hiç değişmemiş. 
Yani demek isteniyor ki tecavüz meşru, sen kendini koru yoksa yasalar seni koruyamıyor. Önceki yasalarda tecavüzcü ile evlenmek ceza indirimi idi. Yoksa o yasalar geri getirilmek mi isteniyor?
Daha günler önce Müzeyyen Yanık isimli eşi tarafından öldürülmeden, hayati tehlikesi var beni koruyun diye devlete başvurduğu halde, ölümünden 3 ay sonra koruma için polis görevlendirildi.
Türkiye’de kadın olmak zor. Çünkü kadını koruyan bir merci yok. Ne yazık ki kadınlarda kendi haklarını ve onurlarını savunmada yetersiz kalıyorlar.
Şikayet merciinin olmayışı, yasaların kadın aleyhine işlemesi, boca, baba baskısı ve şiddeti kadınların haklarını ve kendilerini savunmalarına engel olmaktadır.
Yılda 7 bin çocuk cinsel istismara, 4 kadından biri tecavüze uğruyor. Lütfen bu acı tabloya hep birlikte son verelim.
Bu kadın terörüne son verelim. Bu toplumu üreten, çoğaltan, işgücünün yüzde 90’ını karşılayan kadınları ve özellikle kız çocuklarını koruyalım. Koruyucu yasaları derhal getirelim. Çünkü bu hükümet istediği yasayı gece bile çıkartıyorlar, bunu da çıkartsınlar”