Sarıbal, CHP Çorum İl  Başkanlığının, Devlet Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen 37. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, kongrelerinin demokrasiye, kardeşliğe, barışa ışık tutacağını ifade ederek, birliktelik vurgusu yaptı.

20 yıl önce bu ülkenin saman ithal edeceğinin kimsenin aklına gelmeyeceğini dile getiren Sarıbal, “Bugün Bulgaristan’dan sürekli saman geliyor. İktidar 300 bin ton et almış. 5 milyon büyükbaş hayvan, 3 milyon küçükbaş havyan. Yem, küspe, mısır, buğday arpa aklınıza ne gelirse. 17 yıllık iktidar döneminde 104 milyar dolarlık tarımsal ürünler ithal ettik. Bugün ki kurla hesapladığımızda 600 milyarın üzerinde yapıyor. Oysa 17 yıl boyunca iktidarın bütünüyle halka destek olarak verdiği para 120 milyar civarında” dedi.

“ÜRETİCİYİ KÖYDEN KOPARDILAR”

2020 yılında toplam bütçeden çiftçilere verilecek desteğin 22 milyar lira olduğunu dile getiren Sarıbal, çiftçinin bir yılda zam gelmezse mazota vereceği paranın 20 milyar olduğunu, toplam verilen desteğin çiftçilerin cebinden çıkan mazot parası kadar olduğunu savundu.

Tarımın Türkiye’nin kalkınabilmesi için en önemli araçlardan birisi olduğunu dile getiren Sarıbal, “Bu kentte yaşanan yoksulluğun sorumlusu kim. Bu kentte yaşanan travmanın sorumlusu kim. Köyden kopup geldiniz de kentte sizi bekleyen mutlu bir hayat mı vardı? 5 yıldızlı villalarınız içinde her türlü lüksün olduğu hayat mı vardı? Köyden kopardılar. Ne yazık ki bugün dünyanın en çok buğday ithal eden ülkeyiz, yine en çok mısır ithal eden ülkeyiz. Yine 2019 yılında rekor kırdık patates. Yine soğan. 2019 yılında dünya rekoru. Bu bölge soğan bölgesi. Soğan üretiyorsunuz. 2 aydır ihracatı yasak. Kısıt getirdiler. Ama bir önceki seneyi hatırlayalım geçen yıl çadırlar vardı. Varlık çadırları mı, yokluk çadırları mı? Biz yoksulluk çadırları diyorduk, iktidar varlık çadırları diyordu. Ama iktidar varlığı çok seviyor. Madem varlık çadırıydı neden kendileri değil de yoksul halk giriyordu? O yıl patates, soğan 5 liraydı, 10 liraydı bu yıl patates 90 kuruştu. Soğan 60-70 kuruşa satıldı. Depolarda soğanı olanlara terörist dendi. Tarım bu ülkenin aynı Mustafa Kemal döneminde olduğu gibi kalkınabilmesinin en önemli araçlarından biridir. 2002 yılında 2 milyon 800 bin çiftçimiz vardı. Toplam borçları 2.5-3 milyar civarındaydı. Şuanda 2 milyon 100 bin civarında kayıtlı çiftçimiz var. Borç, resmi yasal borç 130 milyar, ilaççıya, gübreciye, tohumcuya borçla beraber 160 milyar borç var. Çiftçiler tarlalarını, bağını, bahçesini evini satsa bile bu borçları ödeyemez” ifadelerini kullandı.

“YÜKSEK VERGİ, ZAMLAR, İŞSİZLİK HALKIN BELİNİ BÜKÜYOR”

Sarıbal, “Anadolu’nun Kemal’i çıktı ve birbirine benzemeyen yapıları bir araya getirdi, yeni bir yapı, yeni bir özlem ve yeni bir umut yarattı. İşte biz 31 Mart ve 23 Haziran’da umut haline getirdiğimiz yeni düzeni büyütmek zorundayız” dedi.

Ülkedeki vergi ve zamlardan herkesin şikayetçi olduğunu, işsizliğin arttığını söyleyen Sarıbal, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin 2020 bütçesi 1 trilyon 90 milyar. 83 milyon insan, tüketen herkesin ortağı siyasal bir iktidar. Verginin en çok verildiği, zammın en çok uygulandığı ülke. Sağ olsun 83 milyon da razı razı ödüyor. Bütün mesele şu; bu parayı savaşa mı harcayacaksınız, barışa ve insanlığa mı harcayacaksınız? Bu parayı cezaevlerine mi harcayacaksınız, yoksul halka mı harcayacaksınız? Bu parayı İngiltere’nin, Amerika’nın bir avuç faiz lobisine mi harcayacaksınız, yoksa fabrika yapıp bu ülke insanına istihdam mı yaratacaksınız? Bir toplum çalışmıyorsa orada gözyaşı, acı, buhran ne yazık ki intiharlar vardır.”

Çiftçilerin ekonomik olarak zor durumda olduğunu dile getiren Sarıbal, ekonomik problemlere işaret ederek, CHP’nin tarım, sanayi, eğitim, sağlık, endüstri, dış ve iç politika, anayasa gibi pek çok konuda programları olduğunu vurguladı.

Sorunların kaynağının, yönetim sisteminin değiştirilmesi olduğunu savunan Sarıbal, sorunların çözümü için parlamenter sistemi geri getirmek istediklerini kaydetti.

“BAŞKA BİR TÜRKİYE MÜMKÜN”

Cumhur İttifakı’nın kaybetmesi için 31 Mart Mahalli İdareler ve 23 Haziran İstanbul seçimlerindeki iş birliğini sürdürmeleri gerektiğini ifade eden Sarıbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“31 Mart ve 23 Haziran’da ‘Başka bir Türkiye mümkün’ şiarını hayata geçirdik. Genel Başkanımız paradigmayı değiştirdi ve ülkenin önünü açtı. Bizler burada konuşurken, bu salondan dışarı çıkarken yapacağımız tek şey, bu ülkenin tüm demokrasi güçlerine, sol, sosyalist, emekten yana, halktan yana, ülkeden yana, yurtsever herkesle bir araya gelmek zorundayız. AKP’ye oy verenler ya da MHP’ye oy verenler çok mu memnun? Onların çocukları işsiz değil mi, onlar bu topraklarda zorluk çekmiyor mu? Bu paradigmayı yıkacağız. Onlar, bu ceberut düzeni, MHP ve AKP sonsuza dek sürdürmek istiyordu ama bir Anadolu’nun Kemal’i çıktı ve birbirine benzemeyen yapıları bir araya getirdi, yeni bir yapı, yeni bir özlem ve yeni bir umut yarattı. İşte biz 31 Mart ve 23 Haziran’da umut haline getirdiğimiz yeni düzeni büyütmek zorundayız.”