Gün geçmiyor ki yeni bir iddia, yeni bir belge ortaya dökülmesin.
Gün geçmiyor ki, siyaset ve medyada yeni polemikler oluşmasın.
Her geçen gün giderek daha da kirlenen siyaset ortamında bahar havasının yerini yağmur, rüzgar, fırtına aldı; güneşli, aydınlık gündüzler yerini; karanlık, ürkütücü gecelere bıraktı.
Sizin anlayacağınız iklim değişti.
Daha da kötüsü iklim, siyaseti ve medyayı da derinden etkiledi.
İklimin önceki o cazip, sıcak, insanın içini ısıtan yüzü, şimdi kabusa dönüştü.
Birden değişen bu iklim yüzünden çoğu insanın sağlığı bozuldu, ekseni kaydı, birçok insan neye uğradığını şaşırdı!
Baharın o sevgi, barış ve özgürlüğe çağıran coşkusu şimdilerde yerini karanlık odalardan esen sert, yalçın rüzgarlara bıraktı.
İklim değiştiği gibi, çevresindeki her şeyi ve herkesi de değiştirdi.
Bazen öyle sert esiyor ki, kılıç gibi yalıyor insanın yüzünü.
Balyoz gibi iniyor umutlarımızın üstüne………
Yağmuru önleme şansınız yoksa şemsiye taşımak zorundasınız.
İklimin nasıl olacağını, rüzgarın nereden eseceğini, ne zaman kasırgaya dönüşeceğini kestirmenin mümkün olmadığı günlerden geçiyoruz.
Aniden bastıran yağmurun ardından açan güneş, sizi aldatmasın.
İklime hiç güvenilmiyor, farkına varmadan sizi etkisine alan değişken ve tehlikeli hava bir bakmışsınız sizi hasta edebiliyor, güçten düşürüyor.
İşte o zaman etrafınızda geçmiş olsun diyecek vefalı bir dost bile bulmakta zorlanabilirsiniz!...................
İklim değişikliklerini dikkate almadan, iklimden kaynaklanacak tehlikeyi hesap etmeden adım atmamak gerekiyor.Sanıyorum hepinizin aklı karıştı.
Doğrusu benim aklım da çok karışık ve çoğu zaman gelişen olayları değerlendirmek de zorlanıyorum.
Geçmişimizle hesaplaşma adına çok önemli bir fırsat doğmuşken, yine birileri, kimi mağdurlar yaratarak, onlar üzerinden, ülkemiz açısından yaşamsal öneme sahip bazı davaların önünü kesmeye çalışıyorlar.
İktidar partisi, bir dönem başlattığı demokratik açılım ve yenilenme çalışmalarına mola verdiği gibi, güçsüz muhalefetten kaynaklanan, rakipsiz olma avantajını demokrasi yerine, otoriter yönetim anlayışı lehine kullanıyor.
Öte yandan siyasetin sol yanı boş kaldığı, kalıcı ve etkin güç birlikleri oluşturulamadığı, sağdaki partiler yeterince mevzilenemediği için ne yazık ki AKP tek kale maç yapıyor.
İklimin sağladığı olanakla rüzgarı da arkasına aldığından, maç hep rakip kale sahasında geçiyor.
Bir anlamda sonucu belli bir maç izlemenin iç sıkıntısıyla, biran önce maç bitsin diye bekleyen seyircilere döndük.
Hele de birilerinin maçı garantiye almak için hakemlerle pazarlıklar yaptığı söylentileri ortada dolanıyorsa, siyaset liginin nasıl biteceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
En önemlisi de tüm bu olup bitenlere karşın, medyanın ikiyüzlü kalemşörleri de girdiğimiz karanlık tüneli aydınlatma yerine tünelin ucuna dinamit koymaya çalışıyorlar.
Değişen iklim, anlaşılan o ki, medyayı da fazlaca etkilemiş.
Ne değişen ekonomik koşullardan, ne farklılaşan üretim ilişkilerinden, ne de iklimden etkilenmeyen ve umudunu iklime bağlamayan bir siyaset ve medya oluşmadan; sağlıklı bir demokrasiyi kurma, yaşatma şansımız mümkün olmayacak gibi görünüyor.
İklim nasıl olursa olsun, sizler iyi olun…………….