Hayretle izliyoruz insanoğlunun tutarsızlığını…
Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin köküne dinamit atan, dershaneleri yoluyla çocuklarımızı zehirleyen, yargıyı ele geçirip askerlerimizi Silivri zindanlarında çürüten, Fethullah Gülen adlı Amerikan ajanına karşı en olmadık yazıları yazan adamlar, birdenbire “cemaat dershanelerinin” de içinde olduğu bu çürümüş sisteme dokunulmasına karşı çıkıyorlar.
Neresinden bakarsanız savunulacak tarafı yok bunun. Elbette ki bu tartışma bilimsel odaklı bir tartışma değil. Ancak, bana ne Tayyip ile Fethullah’ın savaşından!.. Ben dün ne diyorsam, bugün onu söylemeliyim. Bu ülkenin devlet okullarında emek veren binlerce öğretmenine ”siz hiçsiniz” dercesine türeyen ve milyonlarca çocuğu yarış atına çeviren sınav ve onu türeten dershanelerin kapatılma kararına karşı çıkanlar neye hizmet ettiklerinin farkındalar mı? Bugün her yıl değiştirilen “müfredat, yönetmelik, kanun, yasa” türünden her ne varsa eğitimde ağır depremlere ve deformasyonlara yol açarken, faturayı öğretmenlere ve devlet okullarına çıkaranlar, kör olmuş gözlerine uygun gözlükler bulduklarında göreceklerdir… Sanıldığı gibi öğretmenler, dershanelerden büyük kazanç sağlamıyorlar. Hatta özel okulların pek çoğundan da öyle… İşte bu nedenledir ki öğretmenler kadrolu olmak için KPSS sınavına yıllarca hazırlanmakta, kadrolu olmak için büyük bir savaş vermekte ve pek çoğu da bu savaşta yenik düşmektedirler.
Özel okulların pek çoğu, akşam liselerinin pek çoğu, dershanelerin pek çoğu, öğretmenlere resmi olarak bordrolarında gösterilen ücretlerini ödemiyorlar. Devlete gösterilen rakamlarla öğretmenlere elden ödenen rakamlar farklı yani. Çaresizlik içinde çalışan öğretmenler, eylül-haziran dönemlerinde çalışmakta ve yazın istifa ettirilerek bu dönemde para ödenmemektedir. Eylülde yeniden sözleşme yapılarak, pek çoğu ucuza köle gibi çalıştırılmaktadır. Bu nedenle devletin kadrolu memuru olmak uğruna büyük bir mücadele verilmektedir. Şayet sanıldığı gibi özel okul veya dershaneler öğretmenlere iyi koşullar sağlasaydı, bugün tam tersi bir istikamette mücadele verilir ve devlet okullarındaki öğretmenler istifa ederek özel okul veya dershanelere girmeye çalışırlardı. 
Tayyip’in tek başına aldığı kararlarla eğitim sisteminden laikliği silmesi, 4+4+4 denilen ucube sisteme Türkiye’yi mahkum etmesi ayrı bir sorundur. Ancak bunun alternatifi dershaneler değil, eğitim sisteminin bilimsel temellere oturtularak yeniden laik ve çağdaş eğitime dönmektir. Bu ülkede, dershane parasını ödeyemediği için hapse atılan ve 13 yaşındaki oğlu intihar eden anneyi unutmadık. Bu ülke bunları hak etmiyor. Evet, dershanelerin kesinlikle kapatılması lazımdır, ancak bunların paralı özel okullara dönüşmesiyle oluşacak yapıya da dikkat edilmelidir. Hoş, Türkiye’de zaten bir yığın özel okul var zaten ve buralarda da şişirilmiş notlar, paralı çocuklara verilerek zaten apayrı bir problemi de yaratmaktadırlar. Pek çoğu bilgiden yoksun öğrenciler, SBS ve YGS gibi sınavlarda “sıfır” çekmektedirler.
Yıllardır ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Sistemin içinden bir öğretmen olarak, dönen dolapları en iyi bilenlerdenim. Akşam liselerindeki rezaletlere 10 yıldır göz yuman Milli Eğitim Bakanlığı, ancak bir gazetenin haberiyle müfettişleri akşam liselerinin üstüne salarak, öğretmenleri “günah keçisi” yapmıştır. Şu anda onlarca öğretmen, “yoklama almadıkları” gerekçesiyle “evrakta sahtecilikten ağır cezada” yargılanmaktadırlar. Ancak Milli Eğitim Bakanlığına selam olsun ve müfettişleri biraz da özel okullara yollasın… Bugün 10-30 bin TL arasında paralar vererek ve hiç okula gitmediği halde sınıf geçen “liseli öğrenciler” var. 
Cemaatin özel liselerini de araştırsın, diğerlerini de… Ve gitsin o müfettişler oralarda yoklama alsınlar: Kayıtlı kaç öğrenci var? Okula gelen kaç kişi? Ve adil olalım, öğretmeni buralara ekmek parası uğruna mahkum edenler, onları ağır cezada nasıl yargılayabilirler? Bu okulların sahibi yok mu? Milli Eğitim İl Müdürü yok mu? Milli Eğitimin Bakanı yok mu? 10 yıldır her şeye göz yumanların faturayı en alt kademede çalışanlara çıkarmaya hakları yoktur. 
Buradan ana muhalefet CHP’ye de selam olsun! Yerel seçimlerden önce, oy kapmak adına “cemaat dershanelerine” sahip çıkmak yakışıyor mu size? Yazıklar olsun! Fethullah Gülen isimli ABD’li bir ajanın oylarını alacağınıza eskisi gibi kalın da hiç olmazsa elinizdeki oyları yitirmeyin. Devletin bütün kurumlarına sızmış ve sistemi felç etmiş hasta bir cemaat reisinin oylarına mı muhtaçsınız? Sizin kendi iradeniz, kendi aklınız ve idealleriniz yok mu? Mustafa Sarıgül denilen şahsın cemaate ya da başka şeylere dolanmasından size ne? CHP’nin bir omurgası yok mu?
Hayretle izliyorum; AKP ile Cemaat denilen ve ikisi de pisliğe bulaşmış organizmanın birbiriyle kavgasından medet umanları… Siz kendi yolunuzda yürüyünüz ve şu unuttuğunuz 6 ok’a sahip çıkınız. Sizin ihtiyacınız olan yol ve kudret zaten orada vardır. Ya ATATÜRK ilkelerine sahip çıkınız, ya da oklarınızı kırıp atınız. Ve ATATÜRK’e layık olan gerçek kişilere yol açınız…