Bu günlerde bize bir şeyler oluyor. Ortam geriliyor seviye düşüyor. Kimsenin, kimsenin sözüne tahammülü kalmadı. Bunları yapan kimse…
Köşe yazarları köşelerinden birbirlerine giydiriyor. Elbise son giyenin üstünde kalıyor, giydiren bundan feyz alıyor.
Belediye başkanı kürsüden sesleniyor. “Elinde belge olup da ispatlamayan” Şerefsizlik diyor. Şeref ayaklar altına alınıyor.
Bunda kazanan yok kaybeden çok. Toplumu germenin kime ne faydası var anlayan beri gelsin anlamayan öte gitsin.
Herkes bir ötekileştirme derdinde. Dün dost olanlar bu gün kılıç kuşanmış diğeri kalkanı siper ediyor. Amaç kılıç kalkan oynamak değil tabi ki. Tek amaç var karşısındakine en ağır darbeyi indirmek.
Bu savaşın galibi olmaz. Sonuçlarına hep beraber katlanır yine üzülen biz oluruz.
Peki neden şeref bu kadar ağza düştü. Nedir şerefin manası.
 
Vikipedi özgür ansiklopediye göre :
Şeref kavramı aşağıdaki anlamlarda kullanılabilir:
  • Kelime anlamı olarak:
  1. Diğer insanların gösterdiği saygıya dayanan kişisel değer, onur.
  2. Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret.
  • Büyüklük, ululuk, üstünlük anlamına gelen erkek adıdır.
  • Şeref (din), insan olma erdemlerinin tümüne sahip olmak.
Yani yukarıdaki tanıma göre Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ne diyor?
Saygılı, değerli ve onurlu iseniz. Gözü pek ve yetenekli iseniz iyi bir şöhret sahibi iseniz açıklayın belgeleri... Yoksa Şerefsizsiniz… Bu kadar basit... Çünkü insan olma erdemi buna bağlı. Belgeyi açıklayamazsanız insan bile değilsiniz manasına getiriyor lafı.
Ya belgeler ortaya çıkarsa, ya söylenenler doğruysa o zaman şeref sadece bir erkek ismi olarak mı kalacak literatür de. Ben aslında şeref den bahsettim. Şeref kim, hangi kadroda çalışır, ne yer ne içer bilen yok. Her konuda olduğu gibi bu seferde günah keçisi şeref olacak.
  • “Zenginlik ve şeref, herkesin istediği şeylerdir. Eğer bunlar doğru bir yolda kazanılmazsa, pek çabuk kaybedilir” der, Konfüçyüs.
Bakalım son raunda kazan kim? kaybeden kim olacak.
Daha bu film çok vizyonda kalır… Hadi hepinize iyi seyirler…