Türkiye, uzun yıllar kendi içinde bir takım sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı. Özellikle 2002’den sonra tüm sorunlarıyla akılcı bir şekilde baş etmesini bildi. Sorunlarını çözdükçe olgunlaşarak büyümeye devam etti ve ediyor da.
2013 yılında ülke olarak ihracat rakamlarımız 151.7 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.  2023 yılında hedeflediğimiz ihracat rakamı 500 Milyar dolar.
2013 yılında sektör olarak en fazla ihracat payı otomotiv sektörüne aitti. Sektörün ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 12 artarak 21,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Otomotivin ardından İkinci sırayı 17 milyar 441 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörü, üçüncü sırayı ise 17 milyar 327 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü almıştı.

Dünya Bankası Piyasaları Tedirgin mi Etmek İstiyor?
Geçtiğimiz günlerde Dünya Bankası bir rapor yayınladı. Raporda Türkiye’nin ihracat politikasına yönelik, bana göre haksız, bir takım uyarılar vardı. Onlara göre Türkiye tekstil ve konfeksiyon gibi her ülkenin ürettiği ürünleri ihraç ediyordu. İhracattaki ürün çeşitliliği de az bulduklarını ifade ediyorlardı. Ayrıca dünyayı saran ucuz ve kalitesiz uzak doğu mallarını göremeyecek kadar kör olmuşçasına ihraç ettiğimiz ürünlere de kalite eleştirisi getiriyorlardı.
Hemen altını çizelim. Belki biz ülke olarak kalitesiz uzak doğu mallarının yurda girmesine izin vermiyor olabiliriz ama halen dünyanın birçok ülkesine bu mallar, uzak doğu ülkeleri tarafından ihraç ediliyor.
Bu noktada rapordaki bir takım eleştirileri manidar buldum. Bu eleştiriler piyasaları tedirgin edecek türde eleştirilerdir. Bunlara prim vermemek gerekir diye inanıyorum. 
Konuyla ilgili olarak belki bir miktar şu hususun üzerinde durulabilir;
Bugün, orta teknolojili ürün ihracatımız oldukça iyi durumda ancak yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı konusunda daha fazla ilerlemeye ihtiyacımız var. İhracatçılarımızın marka, tasarım, AR-GE ve inovasyon konularına daha fazla önem vermesi gerekiyor olabilir.
Ancak Türkiye ekonomisinin, geçmişin sıkıntılarını üzerinden attığı ve ciddi bir rekabet gücü kazandığı yadsınamaz bir gerçektir. Yaşanan onlarca iç ve dış kaynaklı olayları başarıyla atlatmış bir Türkiye gerçeği var bugün.
Biz Türkiye olarak sahip olduğumuz birikim her türlü sorunlarını çözecek olgunluktayız. Ufka bakalım. İstikrar ve güven ortamına sahip çıkan ve büyüyen bir Türkiye var. 2023 yılı için hedeflediğimiz 500 milyar dolarlık ihracat bana göre mümkün.

AR-GE ve İnovasyon demişken.
Çorum bir sanayi şehri. Geçtiğimiz yıl ihracatta kırmış olduğumuz rekorlar Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Ancak rekabet dünyası içerisinde daha yüksek kaliteli mallar üretmek, kalite ve teknolojiyi sürekli artırmak zorunda olduğumuzda bir gerçek. Artık bir üniversitemiz var. Yakında Teknokentimiz de olacak. Fakat bunların önemini yeterince kavrayabildik mi bunu sorgulamamız gerekir. Özellikle Teknokent algısını. Teknokent ve Üniversite’yi optimum verimlilikte kullanmaya gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.
Tekrar görüşünceye dek hepinize saygılar…