Çorum Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Arif Akar, 6 Temmuz Dünya Zoonoz Hastalıkları günü nedeniyle bir açıklama yayınladı.

Açıklamasında zoonoz hastalıklardan biri olan sığır tüberkülozu hastalığı hakkında bilgiler veren Akar, hayvan sağlığının güvence altında olmadığı durumlarda, insan sağlığı ve sürdürülebilir gıda güvenilirliğini temin etmek mümkün olmadığını kaydederek, “Çünkü insan sağlığını tehdit eden mikroorganizmaların birçoğunu hayvansal gıdalardan ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar(zoonoz) oluşturur. Tüberküloz özellikle hayvansal gıda arzında, gıda güvenilirliğini tehdit eden hastalıklardan biridir” şeklinde ifade etti.

GIDA GÜVENİLİRLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ
Akar, açıklamasının devamında şunları kaydetti;

Tüberkülozlu etlerin tüketilmesi insan sağlığını tehdit eder; ancak kesimhanelerde veteriner kontrolü altında hastalıklı etlerin gıda zincirine katılması mümkün değildir. Tüberküloz hastalığından korunmak için kesimhaneler dışında, veteriner hekim kontrolü olmaksızın kesilen hayvanların etlerini tüketmekten kaçınınız. Kırmızı eti çiğ veya az pişmiş olarak tüketmeyiniz. Isıl işlem görmemiş süt ve süt ürünlerini kullanmayınız.

Etkenlerin (Mycobacterium tuberculosis, M.bovis, M. avium )asitlere ve dış ortama karşı dayanıklıdır. Merada, toprakta 2-6 ay canlı kalabilir. Hastalığın başlıca insan, sığır ve kanatlı olmak üzere üç tipi bulunur. Tüberküloz etkeni daha çok solunum ve sindirim yolu ile bulaşır. Etkenler girdikleri yerde ürerler ve ilk bozukluğu (lezyon) oluştururlar. Daha sonra organa ait en yakın lenf düğümlerine geçerek hastalık yayılmaya başlar. Ancak hayvanın vücut direnci kuvvetli ise bu lezyonlar ilk girdiği organda gizli ve sınırlı bir şekilde uzun yıllar kalabilir. Bakım ve besleme şartlarının değişmesi veya farklı hastalıkların vücut direncini azaltması nedeniyle etken tekrar üremeye ve yayılmaya başlar.

Etken vücut dışında yalnızca birkaç hafta canlı kalabilir. Isıda, doğrudan güneş ışığında veya kuru ortamlarda, çok uzun süre yaşayabilir. Etken dayanıklı bir mikroorganizma olup, gübre ve idrarla karışık sularda 469 gün, güneşe maruz balgamda 20-30 saat, çiğ sütten yapılmış tereyağı ve peynirde 1ay, kokuşmuş maddelerde 75-150 gün, gömülü akciğer parçalarında 167 gün, kuru balgamda aylarca, toprak ve suda 5 ay yaşar. Kaynama derecesindeki suda 5 dakikada, 70-90 derecelik alkolde 10 dakika, 80 C de 5-10 dakika, 70 C de 30 dakikada aktive olur.

Tüberküloz hastalığı özellikle sığır yetiştirilen ülkelerde çok yaygın olarak bulunur. Ancak ileri ve iyi bir kontrolün yapılabildiği yerlerde çok düşük düzeye kadar indirilebilmiştir.

Hayvanların
Barınaklarda çok sık olarak bir arada bulundurulması,
Hijyenik koşulların iyi olmaması,
Uygun olmayan bakım ve beslenme,
Kirli hava ve egzersiz yeterliliği,
Reaktörlerin zamanında ayrılmamaları,
Dışarıdan sürüye kontrolsüz hayvan girişi,
Sığırların kanatlılarla aynı yerde barındırılması,
Enfekte hayvan sütleriyle buzağıların beslenmesi, bulaşma ve yayılmayı kolaylaştırır.


BULAŞMA BAŞLICA 5 YOLLA GERÇEKLEŞİR;

1 Kongenital yol(anne karnında)

Yavrular doğmadan önce hastalığı anasından ve göbek kordonu aracılığı ile alabilirler. Yavrular ya ölerek atılır ya da normal olarak doğarlar. Ancak doğanlar yaygın tüberküloz sonucu ölürler.

2 Alimenter Yol(ağızdan)

Buzağılar meme tüberkülozu olan veya sütleriyle mikroorganizma çıkaran analarından süt emmekle veya mikroplu sütle beslenme sonucu hastalanırlar.

3 Solunum Yolu

Hava yoluyla bulaşmada açık akciğer tüberkülozlu hayvanların öksürüp, tıksırması sonucu dışarı çıkan mikroplu damlacıkların yanında bulunan hayvanlar tarafından solunum yolu ile alınması enfeksiyon meydana getirir.

4 Genital Yol

Testislerinde tüberküloz bulunan boğalar doğal ve yapay tohumlama suretiyle mikroorganizmalı spermaları ile sağlam dişileri bulaştırabilirler. Uterus ve vagina tüberkülozu olan hayvanlar akıntılarıyla çevreye bulaştırırlar.

5 Deri Yolu

İnsanlarda sık görülen kasap ya da et ile iştikal eden kişilerin derisinde bulunan yara sıyrıklar yolu ile etken alınabilir.

Tüberküloz hastalığı insanlara;

1- Doğrudan

2- Dolaylı olarak bulaşır.


Hayvanla doğrudan teması olan bakıcılar,
Hayvan sahipleri,
Veteriner hekimler.

Hasta hayvanların öksürük, tıksırıkları ile yaydıkları mikroorganizmayı soluyarak veya kesilen hasta hayvanların etlerine temas ederek sindirim yoluyla hastalığa yakalanırlar.

Dolaylı olarak insanlar; hasta hayvanlardan elde edilen iyi pişmemiş et, kaynatılmadan veya pastörize edilmeden tüketilen süt ve bunlardan elde edilen krema, tereyağı, peynir, yoğurt v.b. ürünlerin yenilmesi ile tüberküloza yakalanırlar.

BELİRTİLER

Sığırlarda solunum yolu ile enfeksiyona ve dolayısıyla akciğer tüberkülozuna çok fazla rastlanır.

Kuru, kısa ve hafif öksürük,
Tüylerde bozulma,
İştaha rağmen ilerleyen zayıflama,
Yorgunluk ve halsizlik,
İleri olgularda dyspnoea (solunum zorluğu), solunum sayısında artma,
Burundan gelen irinli/kanlı akıntı,
Bronşial lenf yumrularının şişmesi ve soluk borusuna basınç yapması sonucu solunum güçlüğü.

BARSAK ENFEKSİYONLARINDA:

Karın bölgesinde sancı, karına bastırınca ağrı, gerginlik, sertlik,
İshal/kabızlık,
Dışkının sümüksü/kanlı olması.

MEME ENFEKSİYONLARINDA:
Memede sertleşme, şişkinlik ve şekil bozukluğu,
İleri devrede sütte purulent ve kanlı görüntü,
Süt salgısının azalması/durması.

Böyle bir durumda sütün çiğ olarak içilmesi, bu sütün suni emzirmelerde kullanılması, iyi pastörize edilmemesi veya kaynatılmaması tehlikelidir.


TESTİS ENFEKSİYONLARINDA:
Testislerin üst kısımlarında şişkinlik ve ağrı, ödem oluşur.

Karaciğer, dalak ve böbrekteki lezyonların genellikle klinikte tanınma ve saptanma olasılıkları genellikle azdır. Ancak bu organlarda büyüme, idrarda bulanıklık, irinli ve kanlı görüntü olur. Tüberkülozlu hastanın yukarıda anlatılan belirtileri birçok enfeksiyon hastalıkları ile karışabildiğinden tanısını koymak güçtür. Ancak hayvanın gün geçtikçe zayıflaması, halsiz ve iştahsız oluşu hastalıktan şüphe edilmesine neden olur.

Kesilen hayvanda akciğer enfeksiyonlarında burun ve civarında şişkinlik ve ülserlere, akciğer lenf yumrularında tüberküllere,(yara) sindirim sisteminde enfeksiyona, sindirim kanalında yaralara, yara ve ülserlere rastlanır. Barsak lenf yumruları şişkindir. Hastalık şiddetine göre karaciğer, dalak, genital organlar, böbrek, testis ve memede de yaralar görülür.

TEŞHİS:

Klinik Teşhis: Klinik olarak kesin teşhis yapılamaz.

Laboratuvar metodu ile teşhis: Hasta hayvana ait kan veya kan serumu, balgam, irin, süt, gaita, vajen akıntısı, idrar veya kesilmiş hayvandan alınan marazi maddenin laboratuvar olarak bakteriyolojik, histopatolojik ve hayvan deneyi ile yapılan muayene sonucu teşhise varılır.

Allerjik Teşhis: Bu metot kesin teşhiste en emin yöntemlerden biridir. Tüberkülin testi olarak bilinir. Ülkemizde tüberkülozun saptanmasında deri içi tüberkülin uygulanır.

OTOPSİ:

Otopside; enfeksiyonun yerleştiği organlarda ve bunlara ait lenf yumrularında hastalığa özgü lezyonlar göze çarpar. Akciğerlerde çeşitli büyüklükte nodüller bulunur. Akciğer lenf yumruları şişmiş ve kireçleşmiş bir görünüş almıştır. Barsak tüberkülozunda ise oval/yuvarlak tüberküloz ülserleri görülür. Etkenlerin kan yoluyla yayılması sonucu olaylarda birçok küçük nodül dikkati çeker. Bunlar karın zarında çok sayıda bulunabilir ki böyle olaylara “İNCİLİ TÜBERKÜLOZ’’ adı verilir. Göğüs boşluğunda sıvı toplanır. Uterus tüberkülozunda organın çeşitli yerlerinde değişik büyüklüklerde nodüller görülür.

TEDAVİ:

Tüberkülin testi ile (+) reaksiyon veren sığırlar sağaltılmazlar ve mecburi kesime tabi tutulurlar. Kemoterapotik olarak izoniazidin 100mg/kg dozda 6-12 ay süre ile kullanılır. İnsanlarda streptomisin. pas, isoniazid kullanılır. Tüberküloz ile en etkili mücadele hastalıktan korunma ve sağlık tedbirlerine riayetle mümkündür. Tüberkülozlu hayvanlar çevreye devamlı mikrop saçarak diğer hayvanlara hastalığı bulaştırır.

Tüberküloz hastalığı 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanunu’na göre ihbarı mecburi bir hastalık olup aynı zamanda tazminatlı hastalıklar kapsamındadır. Bu nedenle hastalık tespit edilen hayvanlar mahalli raice göre kıymet takdiri yapılarak, mecburi kesime sevk edilir. Ve hayvan sahibine tazminat ödenir.

Etler veteriner hekimce kontrol edilir. Tüberkülozun organ ve dokularda yaygın olmadığı etler kavurma olarak değerlendirilir. Yaygın ise tüm gövde imha edilir.

Hastalığın hayvanlarda tedavisi olmadığı için koruyuculuk ön plana çıkmaktadır.

KORUNMA:

Hastalıktan korunma ve etrafa yayılmasına mani olmada alınması gereken önlemler özetle şunlardır:

1- Gençlerle yaşlıların bir arada barındırılmaması ve otlatılmaması.

2 -Buzağıların sağlam ve kontrollü hayvanlardan sağlanan sütlerle beslenmesi, bilinmeyen veya kontrolsüz yerlerden süt alınmaması ve böyle yerlerden alınan sütlerin kaynatılması veya pastörize edilmesi.

3- Enfekte analardan doğan sağlam buzağıların hemen ortamdan uzaklaştırılması.
4- Sürüye dışarıdan bilinmeyen, kontrolsüz ve karantinaya alınmamış hayvan sokulmaması.

5 -Sürüdeki hayvanlara tüberkülin tatbik edilmesi, müspet olanların kesime sevk edilmesi ve testin 2 ay sonra tekrar edilmesi.

6- Sağlamların dezenfekte edilmiş ahıra alınması, sağlamlar ve hastaların ayrı bakıcılar tarafından bakılması.

7 -Reaktör grupta klinik olarak tüberküloz alameti gösterenlerin kesime sevk edilmesi.

8- Sütten kesilen buzağılara tüberkülin tatbik edilmesi ve reaktörlerin ayrılması."