Gerçek adı Sofia, o dönemde Venedik Cumhuriyeti’nde Korfu Adası valisinin kızı. 1562’de henüz 16 yaşındayken bir gondolun içinde kendisini seven Venedikli bir gençle beraber korsanlar tarafından kaçırılarak Osmanlı sarayına cariye olarak satılıyor. Yanındaki genç ise Kapalı Çarşı’daki tüccarlar tarafından zorla hadım edilerek, aynı şekilde saraya yollanıyor. Safiye adı verilen Sofia, Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu Şehzade Murad’ın “gözdesi” ve doğacak veliahdın annesi oluyor… O bir “gözde”, çünkü Fatih’ten sonra Osmanlı Sultanları “evlenme” geleneğini büyük ölçüde terk etmişler. Aslında dev bir prodüksiyonla film yapılacak bir roman ama bu kadar hoşgörüsü sınırlı bir ülkede neler olabileceğini tahmin edebiliyoruz…
Safiye Sultan dev bir eser bence… Romanın yazarı Ann Chamberlin, arkeoloji ve tarih alanında eğitim almış, eski Akatça, İbranice ve Hiyeroglif okuyabilen, Türkiye’ye de gelmiş olan araştırmacı bir bayan yazar. Üç ciltten oluşan bu romanda, karakterler gerçeğe dayanıyor. Benim yaklaşık üç yıl önce tanıştığım üç ciltlik dev roman, tıpkı bir film şeridi gibi okudukça akıyor. Tarihi tarih tadında, romanı roman tadında bırakabilmemiz, bu toplumda ne kadar zor, ne kadar imkansız. Sevgili İlhan Akansoy’un değindiği şu malum “Muhteşem Yüzyıl” dizi filmine yapılan “hadım etme girişimi”ne bakılırsa, bu toplumda “demokrasiyi” hadım etme girişimlerini de daha iyi anlayabiliriz…
Öncelikle şunu belirteyim ki ben dizi izlemem, bunu yakından tanıyanlar bilir. Hatta çok fazla televizyon da izlemem. Buna rağmen haberlerde dinledikten sonra izlediğim o filmi, Safiye Sultan romanının içeriğiyle oldukça özleştirdim. Birisi Türk yapımı bir film, diğeri bir yabancı yazarın kitabı ama Osmanlı Sarayıyla ilgili konular birebir örtüşüyor…
Evet, tarihi tarihte bırakmalıyız ve tarih gibi okumalıyız. Şu anda bulunduğumuz şartlardan o günleri yargılamak yerine, sadece gerçekleri ve merak edilenleri öğrenmek neden günümüz insanını rahatsız ediyor, anlamış değilim… Bu ülkede aynı şekilde Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu ilk yılları “demokrasi yoktu” diye eleştirenler aklı fakirler, o takdirde Osmanlı dönemini de “demokrasi yoktu, kadınlar köle gibi satılıyordu, erkekler hadım ediliyordu, devşirme çocuklar orduya katılıyordu” diye neden eleştirmiyorlar acaba? Atatürk’e gelince tek kusurunu sigara içmek olarak çoluk çocuğa belleteceksin de, padişahlarla ilgili gerçekler film yapılınca neden “Osmanlıya uzanan eller kırılsın” diyeceksin?.. Ve neden “Atatürk’e uzanan eller kırılsın” demeyeceksin?.. 500 yıl öncesine sahip çıkacaksınız ama 85 yıl öncesinde kanla yazılan bir tarihi hiçe sayacaksınız…
Üstelik çok daha yakın tarihimizin kahramanına, şu anda sisteminde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuna vefasızlık edecek, o sistemin temel taşları sallanırken gıkını bile çıkarmayacaksın?..
Osmanlı gerçekten de büyük bir tarihtir ve ABD kurulurken bile emin olun onların devlet adamları Osmanlının tarihini bizimkilerde çok daha iyi okuyup bellemişlerdir. Zaten kimi tarihçiler de bunu itiraf etmişlerdir. Onlara ışık tutan devlet anlayışından, ancak günümüze ışık tutacak şekilde faydalanmak yerine Ortaçağ’daki yamyamlar gibi bir filmi makaslatıp protesto eden zihniyet, şayet yargılayacaksa bile o dönemde “kadınlara ve hadımlara” yapılan muameleyi düşünüp yargılasınlar. Ve ondan sonra da yaşadığımız çağdaş Türkiye’de Atatürk’ün kadınlara nasıl dünyaları verdiğini düşünsünler. Yabancı kadınları “gözde” yapıp Türk kadınını aşağılayan zihniyeti görmek için, günümüzdeki Türk erkeklerinin kaç tane Rus, Moldovyalı veya Ukraynalı kadınla evlilik yaptıklarına baksınlar. Ve günümüz Türk erkeği önce aynaya baksın, geçmişte kendini görür gibi olup onu mu protesto ettiğini düşünsün… Aşağılanan, hor görülen, emekçi-çalışan, çocuk büyüten, dayak yiyen ya da töre cinayetine feda edilen kadınları kaldırıp bir kenara iten zihniyet, belki de aynada kendisini görüp onu protesto ediyordur…
Herkes tarihi iyi bilmeyebilir ama bilenlere saygı duymalıdır. Bunu yaparken de “o yaşananlar tarihte yokmuş gibi davranmak yerine”, tarihi bir roman ve bir film tadında görmek ve bununla ilgili daha çok araştırma yapıp okumalıdır. Tarihini protesto eden bir cahiller ordusu, tarihinden ders alıp geleceğe ışık tutmaya çalışanları da engelleyebilirler. Kitap okumayan, bilgi sahibi olmayan insanın geçmişine ve tarihine saygısı da olmaz. Bu bağırışların tek sebebi, “gerçekleri kabullenememenin verdiği korku” olabilir...