İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu,"Siyaset güzel söz söyleyenlerin değil güzel iş yapanların itibar alanlarıdır" dedi.

İYİ Parti'nin Osmancık seçim bürosunun açılışında bir konuşma yapan Ağıralioğlu, AK Parti iktidarının 17 yıldır verdiği vaatleri yerine getiremediğini savunarak, "Yalan söyleyerek nezaketsizlik ederek seçim kazanacağımıza doğru söyleyerek seçim kaybetmek bizim için bin defa daha iyidir" ifadesini kullandı.

Yavuz Ağıralioğlu şöyle konuştu:

"Belediye Başkanlığı seçimi sürecindeyiz. Siyasetin dili seçim finaline doğru biraz cev ve celale gelir.Siyaset kazanmayı göze alınca daha dingin, kaybedeceğini anlayınca daha hırçındır. Hükümet cenahının sesi sözü eski tahammülüne, eski hoşgörüsüne, eski anlayışına uygun olmayacak şekilde yükselerek nezaketsizliğe dönerek, hakarete dönerek yükseldiğine göre bu bir kayıp alametimiz. Belediye Başkanlığı seçimine gidiyoruz. Ama zannedersiniz ki iktidarımızın takdiminde Belediye Başkanlığı seçimine değil de savaşa gidiyoruz gibi. Siyaset coşkun bir iştir aziz Osmancıklılar, düşmanlık işi değildir. Garez işi kin işi değildir. Sevme işidir. Tahammül işidir. Hoşgörü işidir. Biz AK Parti'deki veya MHP'deki arkadaşlarımızın düşmanı değiliz. Biz onların rakipleriyiz. Onlar da memleketi kötü yönettiklerini iddia ettikleri insanların düşmanı değildir. AK Parti 2002 yılında kendilerinden öncekilerin memleketi iyi yönetmediklerini iddia ettiler ve milletimiz onlara teveccüh gösterdi. Biz bir Türkiye vaat ettiler. Haksızlığın olmayacağı, adaletin hakim olacağı, zayıfların haklarını rahatlıkla alacağı, ömrünü çalışarak geçirip emekli olanların çoluğuna çocuğuna muhtaç olmadan yaşayacakları, çocukların iş ve aş sahibi olacağı, ev hanımların mağduriyetlerinden dolayı çocuklarına mahcup olmayacağı ve istihdam edileceği bir Türkiye vaat ettiler bize. Hükümetimizi bu vaadine 17 yıldır teveccüh gösteriyor. Eğer ki Ak Partili arkadaşların Sayın Cumhurbaşkanımızın bize vaat ettikleri Türkiye’yi kurduklarını görseydik, şahit olsaydık bugün burada bu büroyu açmak yerine onlara dua etmek için toplanmış olurduk. Eğer işlerinizi düzgün yapsaydınız bugün Osmancık’ta sizler dua eden bir program düzenlerdik. Allah razı olsun 2002 yılında bize verdiğiniz sözleri tuttunuz. Ülkemizi şen bir Türk yurdu yaptınız. Karnı tok, başı dik insanların yurdunda biz sizden olan veya olmayanların tasnifine tabii tutulmaksızın herkesin birbirine güvenebildiği bir Türkiye’yi sayenizde bulduk. Sağolun, varolun diyecek kadar alicenap insanlarız. Bize söylediklerinizi yapamadınız. Siyaset kine, gareze cümle kuranların değil, ümide, umuda cümle kuranların işidir. Bu her ne kadar da belediye seçimleri olsa da biz iktidara talibiz. Ne yapacağını bilen bir kadro değil de ne yapmayacağını bilen bir kadro ile talibiz. En azından sizin gibi yapmayacağız. Yani iktidarda olanlar gibi yapmayacağız. İktidara gelirken yüzde 99 Müslüman bir ülke cümlesi kurup iktidara geldikten sonra yüzde elliye gâvur muamelesi yapmayacağız. İktidara gelirken bütün yurdu sarıp sarmalayacağız deyip iktidara geldikten sonra sadece kendisine oy verenleri sarıp sarmalamayacağız. İktidara gelene kadar ülkenin kaynaklarını israf etmeyeceğiz. Fakirle fukara ile bir ve beraber olacağız. Lükse, şaşaya dur diyeceğiz. İsrafı önleyeceğiz. Diyerek başladığınız yarışı saraylarda bitirmenizi ibret olarak göreceğiz ve biz böyle siyaset yapmayacağız.

Sevgili Osmancıklılar siz bu kürsüye çıkıpta Belediyenin malını mülkünü talan edeceğiz, yandaşlarımıza peşkeş çekeceğiz. Çoluğumuzu çocuğumuz paranın içinde yüzdüreceğiz diyen siyasetçi gördünüz mü? Görmediniz kimse demez… Biz gelince malınıza mülkünüze musallat olacağız demez.

Bu mikrofon öyle bir alettir ki çıkan insana güzel güzel cümleler kurdurur. Siyaset güzel söz söyleyenlerin değil güzel iş yapanların itibar alanlarıdır.

Dolayısıyla memleketin bağrına saplanmış bir hançerdir PKK. Abdullah Öcalan gibi bir alçak ağzına hükümetin dayadığı mikrofondan ben bir alçağım demedi hiç. Hatırlayın bakın. Bağrımıza saplanmış bir hançerdir. 40 yıldır çocuklarımız düğüne gider gibi mendil sallayarak gittiler askere albayraklar içinde hüzünle geldiler evlerine. Bunca alçaklığın arasında bulunan bir şebekeye hükümet mikrofon dayadı. Şimdi siz memleket meselesi diye konuştuğumuz bunca mevzu arasında beka diye bir şeyle karşı karşıyasınız. Biz ülkemizin kaynaklarının çarçur edilmemesi için çalışacağız. Geldiğiniz gibi gidememenizdir itibarsızlık. Siyasetin ağzı sözdür ama siyasetin itibarı şahsiyettir. Yola tevazu ile başlayıp kibirle bitirmektir itibarsızlık. Biz yalan söyleyerek nezaketsizlik ederek seçim kazanacağımıza doğru söyleyerek seçim kaybetmek bin defa daha iyidir.’’