Yüreğimiz yanarak,
Muhabbetimiz artarak…
Hepimizin malumları olduğu üzere, Hz.Peygamber Efendimizin ailesine Ehl-i Beyt denmektedir. Hz.Peygamber Efendimize, Ehl-i Beytinin kim olduğunun sorulması üzerine Hz. Ali, Hz. Fatımat’üz Zehra, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i kolları arasına alarak, Ehl-i beytim bunlardır buyurmuşlardır. Onlar- Allah razı olsun- onun mektebinde yetişmiş, güzel ahlakını görerek yaşamış, sevgisine ve övgüsüne mazhar olmuşlardır. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, onun gül kokulu tenini koklayarak büyümüşler, kucağında oynamışlar, omuzlarına sıçramışlardır. Bir gün Hz. Peygamber Efendimiz minberde hutbe okurken Hz.Hasan ile Hüseyin’in düşe kalka mescide girdiklerini görünce, konuşmasını yarıda keserek aşağı inip onları kucaklamış” Cenab-ı Hak, -Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir buyurmuştur.”Onları görünce dayanamadım dedikten sonra konuşmasına devam etmiştir. Sevgili Peygamberimiz başka bir hitabesinde de "Bende insanım. Bir gün ecelim gelecek size Alah’ın kitabını ve Ehl-i beytimi bırakıyorum. Kur'an-ı Kerim’in gösterdiği yola sarılınız: Ehl-i Beytim'in kıymetini biliniz!" Buyurdu. Hz Peygamber efendimiz Gadir-i Hum da irad ettiği hutbesinde “Ehl-i Beytten birisine sözle bile eziyet etmek beni üzmektedir. “Ali'den ne istiyorsunuz Ali bendendir bende ondanım. Benden sonra o her mü'minin velisidir." buyurdular. Bunlar sadece Hz Ali için değil Hz Hasan içinde "Ya rabbi, onu seviyorum. Onu sende sev, onu sevenleri de sev buyurmuşlardır." Kur'an-ı Kerime sarılanların, Ehl-i beyti sevmesi gerekir. Ehl-i beyti sevmek demek onların hüznünü hüzün, sevincini sevinç bilmek demektir. Hz Peygamberi ve onun Ehl-i beytini sevmek bir ibadettir.
-Onlar Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin (R.A) Hz.Peygamber efendimizin iki Reyhanesi olarak sevilmişlerdir. Asırlardır Müslümanlar bu ortak sevgi etrafından bir yumak olmuşlardır. Bu ortak sevgimizi bu ortak manevi değerimizi hiçbir taassup şimdiye kadar yok edememiş ve bundan sonrada edemeyecektir. Bu Peygamber ve Ehl-i Beyt muhabbeti yine gönüllerimizi coşturmakta birliğimizi pekiştirmektedir.
Bu cümleden olarak milletimiz top yekûn asırlardır sevginin en samimisini en güzelini aşk ve vecd içerisinde Hz Peygamber ve Ehli Beytine göstermiştir. Onların yaşadığı, ayaklarının bastığı topraklara yüz sürmüşler yanık yüreklerle kasideler söylemişledir.
Ali ile Hasan Hüseyin anda
Sevgi gönülde Muhabbet canda
Yarın mahşer günü ulu divanda
Ya Muhammed canım arzular seni. Diyerek, Onların aşklarıyla gözyaşı dökmüşlerdir.
Özellikle Ehl-i beytin birleştirici ve kaynaştırıcı nefesi her zaman milletimizin ortak paydası olmuştur. Edebiyattan sanata kadar kültürümüzün pek çok alanında Ehl-i beyt sevgisi ve muhabbeti damgasını vurmuştur. Bu sevgi ve çok özel muhabbet milletimizin gönlünde çiçek çiçek açılan bir gül bahçesi olmuştur. Her biri ayrı ayrı renkleri ile gözümüzün süruru, türlü türlü kokularıyla ruhumuzun huzuru olmuşlardır. Her biri manevi semalarımızda parlayan güneş ve ışıl ışıl yıldızlar olmuşlardır. Onlar Hz. Peygamber mektebinin müstesna öğrencileridirler. O'nun ilim kaynağından faydalanmışlar, irfanda onu örnek alarak büyümüşler ve güzel ahlaklarıyla hikmetli rahmet ve merhamet dolu yaşantılarıyla insanlığa örnek olmuşlardır.
Onlar Gül-i Muhammedi'nin hoş kokusunu tarihin her sayfasına işleyen nesillerdir. Her birisine ayrı ayrı salât ve selam olsun. Şehadetlerinin her bir yıl dönümü ve her bir etkinliğin onların sevgisini ve muhabbetini yeni nesillere aktarılmasına vesile olmasını dilerim. Bu sevgi, her gün biraz daha artarak, milletçe yüreklerimizi sararak kıyamete kadar daim olsun. Saygı ve muhabbetlerimle.