Oğuzlar Çorumun ilçelerinden birisidir. Kenarda köşede kalmış, ama Çorum ölçeğinde bütün güzelliğini korumuş ve saklı tutmuş ender yerlerdendir. Öte yandan Oğuzlar ilçesi tipik bir mikro klimadır. Aynı zamanda bu bölge; doğal şartları, barajı, yeşilliği, ceviz üretim ve işleme merkezi olması, kirlenmemiş bir doğal ortama sahip olması, trekking ( uzun mesafeli yürüme sporu) imkânları, yamaç paraşütüne uygun konumu, yeterliliği tartışılsa bile sahil tesislerinin mevcut hizmet potansiyeli, su sporları ve tekne seyahati gibi özelliklere de sahiptir. Kısacası turistik potansiyeli yüksek olan bu ilçenin, çevre yerleşim birimleri ( Çorum, Osmancık, Dodurga ve Lâçin vb.) açısından cazibe merkezi olma ihtimali yüksek gerçekleşecek gibi görünüyor. Çünkü küresel konjonktürde Gelecek Bilimcilere göre, geleceğin en önemli sektörlerinden birisi turizm sektörü olacaktır.
Gelelim yazının başlığının vermeye çalıştığı mesaja. Oğuzlar kırsaldan şehre sürekli olarak göç veren ve bu yüzden her geçen gün küçülen bir yerleşim birimidir. Yaşlı nüfusun arttığı bu yerleşim biriminde, çalıştıracak eleman bile bulmak zor hale geliyor. Alt yapının( arazi yollarının) yetersizliği tarımsal faaliyetleri engelliyor ve verimsizliğe mahkûm ediyor. Diyelim ki bu durum bütün kırsal kesimler için geçerlidir. Ancak bir husus var ki, o da yanlış bilgilendirilmediysem eğer, baraj çevre yolunun devamı olan ve İskilip yolu ile bağlantısını sağlayan yol projesinin hazır olduğudur.
Maalesef bu proje yıllardır beklemektedir. Ne kadar daha bekleyeceği de belli değildir. Oysa bu projenin Oğuzlara katkısı büyük olacaktır. Neden mi? İki sebebi vardır. Birincisi düz ve yeteri miktarda arazi, sadece Kızılcapelit Köyünün çevresinde ve özellikle altında (proje güzergâhının geçtiği bölge) ki bölgede vardır. İkincisi ise, Oğuzların İskilip’e ( Bayat ve Çankırı dâhil) bağlanması, pek çok alanda potansiyelin Oğuzların lehine artmasına katkıda bulunacaktır. Yani Oğuzlar için müşteri sirkülasyonu artacak ve yatırım yapmayı planlayan yatırımcıların hem tereddütleri ortadan kalkmış olacak ve hem de yatırım kararları daha kolay uygulanabilecektir. Çünkü hayatı ve medeniyeti ancak güçlü bir alt yapı( yol, su, elektrik ve iletişim) üzerine kurmak mümkündür. Takdir edersiniz ki, bu görev de devletin görevidir.
Bulunduğumuz konumda Oğuzlar sahipsiz. Yerel yönetim- genel yönetim zıtlaşmasının ceremesini Oğuzlar halkı çekmektedir. Bu yüzden yatırımlar ya hiç gerçekleşmemekte ya da gecikmektedir. Oğuzlar halkı; “ben yatırımlarımı bana oy veren bölgelere yapıyorum ( Dağ Köylerine)” söylemi ile “ben farklı bir siyasi görüşün temsilcisi olduğum için engelleniyorum” mazereti arasına sıkışmış vaziyette. Yani yırtılan kürkçü Bekir’in yakası oluyor. Görüştüğüm vatandaşlardan birisinin “Hocam hiç olmazsa devletimizin İskilip Oğuzlar çevre yolunun Akseki ye kadar (Oğuzlar çayı ile Akseki arası yaklaşık 5-6 km civarında) olan kısmını yapmasını bekliyoruz. Çok mu şey istiyoruz? ” sözü, hem makul bir talebi ve hem de dışlanmışlık duygusunun ürettiği bir sitem ya da ironiyi temsil etmektedir. Bu doğru sözü ve haklı talebi, kamuoyunun ve yetkililerin takdirine bırakıyorum.
Kaynaklar ülkenin kaynağıdır. Bu kaynağın oluşumunda herkesin hakkı vardır. Kaynak dağılımı noktasında bulunanlar kaynakların dağılımında mümkün olduğunca eşit ve adil bir tavır sergilemek zorundadırlar. Eğer kaynak tahsisinde yanlı, siyasi ya da duygusal davrananlar varsa onlar biliniz ki, vebal altındadırlar. Geçenlerde Çorumun bazı yerlerini gezdim. Asfaltın ve kilit taşlarının Köyün içine kadar gittiğini gördüm ve çok ta mutlu oldum. Çünkü kazanan ülkemiz ve ülkemiz insanı.
Buralar düşünülürken, Oğuzların talep ve isteklerinin görülmesini de arzu ediyorum. Bu bölgede yaşayanlar da insan. Hem de memleketine kendisini tartışmasız bağlı hisseden insan. Burada esas olan iş; Oğuzlar yerel ve genel yönetimini oluşturan tarafların, Oğuzlar halkının menfaati için bir araya gelmeleridir. Bu yapılabilirse pek çok sorun kolaylıkla çözülebilir ve yatırımları Oğuzlara taşımak daha kolay olabilir. Oğuzlar bunu fazlasıyla hak ediyor.
Bir Oğuzlar evladı olarak, sosyal sorumluluk hassasiyeti çerçevesinde bu hususları paylaşma ihtiyacı hissettim. Zira dilsiz şeytan olmayı beceremiyorum. Kazanan Oğuzlarla birlikte Çorum olsun istiyorum.