Öğrencilerin daha bir sene var dedikleri sınavların zamanı geldi. Sayılı günler tez geçer denir. Sınavlara çalışılmalı dediklerinde daha 364 gün var diyenler aramızda. Aynı öğrencilerin sınav kaygısı artmış olabilir. 
Hele aile ve çevrenin de kendisinden ümitli oldukları öğrenciler, çalışmamışlarsa onlar için daha bir zor dönemde olabilir. Birçok öğrenci ne yazık ki üzülecek. Kimi çalışmadığından, kimi ders dışı kaymalardan dolayı hazırlamadığı için pişman olacaklar.
Tedbirli olarak standart ders çalışanlar ve test çözenler de kaygı olmayacaktır. Hiç olmayacak diyemeyiz az da olsa olur. Ama sıkıntı oluşturacak boyutta olmaz. Sınav kaygısı en küçüğümüzün de en büyüğümüzün de yaşadığı ruhsal durumdur.
Sınava gireceğim çok rahatım diyeni pek duymamışızdır. Çünkü milyonun üstünde ki rakiplerle yarışacaksınız. Ders çalışmalısın diyen öğretmene kızan, anneye surat asan, müdüre içten içe kızan gençlerimiz sınav sonunda çalışmamışlarsa büyüklerine hak verecekler. 
Çalışmanın sonu yok. Bilginin sınırı yok. Birçoklarının düştüğü hataya düşmemek için önümüzde ki yaz dönemini verimli kullanmalı öğrenciler.
Öğrenci tatil yörelerine bakma yerine, bol kitap okursa kazanır. Öğrenciler deniz suyunun sıcaklığını takip edeceğine sınav sorularını yakın takibe almalı. Roman, hikâye okuyarak beynini geliştirmeli.
Deniz, sahil, kum düşünmenin yerine kitap okumayı, kendini geliştirmeyi beynine yerleştirmeli. 
Anne babaya başkaları tatile gidiyor biz niçin gitmiyoruz tavırları doğru değil.
Yaz sıcağında ders çalışması zor. Kış ayında da soğuklar var. Baharlarda insanı atalete itiyor. Bu şekilde zihniyetle okuyan öğrencinin başarılı olması zordur. En küçük fırsatı değerlendirmeli öğrenciler. 
Ders yönünden de rahat olduğundan yaz döneminde vakit daha çok, günlük ders sıkıntısı olmayacak, yetişecek proje yok, sadece hazırlıklı olma vakti var. Yani sınava hazırlanacaklar için bulunmaz fırsattır.
Öğrencinin yoğunlaşarak derslerinin gerektiği şekilde çalışması kendisi açısından verimli olur. Kararını vermeli, demeli ki, yaz döneminde belirlediğim konuları öğrenerek testleriyle birlikte sonuca ulaşacağım kuralını koymalı. Her gün disiplin içinde çalışmalıdır.
Dinlenmek demek kitaptan, dersten uzak olmak değildir. Dinlenmek için şehirden şehre seyahat etmek değildir. Dinlenmek demek turizm bölgelerinde gezmek değildir.
Şiirle uğraşmak, yazmak, okumakta dinlenmektir. İnsanımızın öğretim alanındaki durumu malumdur.
 Ben okuyamadım çocuğum okusun diye gayretine imrenilen nice insan var. Aynı azmi maalesef öğrencisi göstermiyor.
Fakat onun gösterdiği gayretin onda birini onun öğrencisi ne yazık ki göstermiyor.  Okumasını canı pahasına isteyen velinin öğrencisi okumayla alakası olmuyor. Sorulan sorulara cevap vermiyor. Sınavlara hazırlık yapmıyor.
Hatta bazen velisini yanıltıyor. Okula gidiyorum diyerek arkadaşlarıyla okuldan başka mekânlara gidiyor. Akşam eve gidice de sanki okuldaymış gibi davranıyor. Okula giden çocuğumuzu okulun takip ettiği kadar, velilerde takip etmeli.
Bazı kişiler sınav dönemlerinde dinle, duayla alakası olmayan hurafelerden medet umuyorlar. Türbelere bez bağlanıyor, okunmuş kalemler satılıyor.  Hazır dini olmayan yanlışa sapılıyor.
Duaya inanırız. Fakat dinde olmayan duaya da âmin denmez. 
Önce kişiler fiili dua dediğimiz bizzat derslerini çalışmalıdır, sınavlara hazırlanmalıdır.  Çalışmadan test çözmeden dua ne kadar kabul olur bilinmez.
Dersleri ihmal etmeden çalışanlar kazanır. Başarılı olurlar. Ders çalışıyor gibi yapanlarda kaybeder. Oda da  bulunmak, kitabı açık bulundurmak yetmez. 
Öğrencinin evde dikkatini dağıtacak konuşmalardan,  televizyon izlenmelerinden, müzik dinlemelerden uzak durulmalı.
Öğrencinin sosyal yaşantıdan da uzak kalmamasına dikkat edilmeli. Her daim kitap, test, defter kitapta bıktırır. İdealine göre davranılmalı.