Çoğumuz içinde bulunmuş olduğumuz nimetlerin farkına bile varamıyoruz. Allah sağlık, afiyet, başarı vermiş olduğu kişiler bile rabbimize şükretmiyor.
Ne üzücüdür ki içinde bulunmuş olduğumuz maddi manevi zenginliklerin farkında değiliz. Zenginliklerimizin farkına çok geç varıyoruz. Elimizden gittikten sonra.
Ne zaman ki elimizde bulunan fırsatları kaçırdıktan sonra içimiz yanar ama faydasıdır üzülmek. Önemsemediğimiz varlıklarımızın değerini çok iyi takdir etmeliyiz.
Teşekkür etmesini bilirsek, yüce yaratıcımıza şükret etmesini öğreniriz.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde sağlığımız, sıhhatimiz yerindeyse halimize binlerce şükretmeliyiz. 
Çocuğumuz dünyaya geldiğinde genelde kontrol edilir. Sağlıklı olduğunu öğrenince sevincimize diyecek yoktur.  Çocuğumuzun sağlık doğması çevremizi, bizleri sevince boğar.
Allah göstermesin sağlığında sorun olduğunu duyarsak dünyamız yıkılır.
Olur, olmaz konularda canımızı sıkarken, dertlenirken, gerginlik yaşarken böyle üzücü sağlık meselesiyle karşılaşılırsa o ailenin durumunu anlamaya çalışmak için düşünürsek, o zaman ne kadar basit olaylara kafa yorduğumuzu anlarız. Kendimizi strese sokmanın ne kadar lüzumsuz olduğunun farkına varırız. 
Çoğu insanımızın konuşmalarına kulak verdiğimizde,  gerçekten insanımızın kendi içinde büyütmüş olduğu birçok hadisenin ne kadar önemsiz olduğunun farkına varırsınız.
Geçmişe takılır kalırsak mutlu olamayız. İki kişinin kurduğu yuvanın sağlam temeller üzerine kurulması zaman alabilir. Bu arada karşılıklı hatalar meydana gelmiştir.
Geçmiş yıllarda ki, çilelerimizi, dertlerimizi içimizde büyütürsek hem kendimize, hem de çevremize zarar veririz.
Geçmişte yaşadığımız zorlukları unutmalıyız. Yoğun olarak sıkıntı çektiğimiz yılların etkisinde kalmamalıyız. Geçmişin sıkıntısıyla beynimizi meşgul edersek kendimize zarar veririz.
Dünyamızda hepimiz bir şekilde sıkıntı çektiğimizi inkâr edemeyiz. Allah’ın vermiş olduğu nimetlerin içinde şükretmesini bilmeli insanlar.
Paylaşmak, insanların derdini görmek insanlar için çok yüce ahlak göstergesidir. Uzlaştırıcı olmalıyız.
Bende olsun, başkasında olmasın demek insanların menfaatçi olduğunu anlatır. Mutluğu yak alabilmişsek, içimizde sıkıntı yoksa ailemizde sıkıntı yoksa gerçek nimetin içindeyiz demektir.
Günümüzde evliliklerin devamlılığının zorlaştığını ve bunun yanında boşanmalarında arttığını hepimiz biliyoruz.
Boşanmaların arttığı günümüzde aile yuvamızda mutluysak bundan daha büyük zenginlik olur mu?
İnsanların çevresiyle birlikte tahmin edilmez şekilde para harcayarak yuvaların kurulması amacıyla fedakârlık yapılıyor sonrasında ise maalesef. Harcanan paraya mı acırsınız, geçinmenin bozulmasına mı?
Oğlumuzun kızımızın geçimlerinin yolunda gitmesini gördükçe mutluluğumuz kat kat artmalı.
Allah kimsenin yuvasını yıkmaya kimseye fırsat vermesin. Aile kurumumuzun değerinde zedelenme olmaması için elimizden geleni yapmalıyız.
Kazançları yerinde olan bazı insanların hiç yoktan kavgalarına şahit olursa insan üzülüyor. Hele bunlar en yakınınızdakiler olursa sıkıntınız katlanarak artmış oluyor.
Yokluk zamanında olmuşları sürdürmenin anlamı yoktur. Geçmişi göz önüne alarak hayat sürmeye çalışırsak en büyük nimetlerden biri olan mutluluğumuzu kaybederiz.
Gönlümüz ister ki, aile içindeki diyaloglarımız, meslek hayatımızda her iş yolunda ve rayında gitsin.
Bu kuralın dünyada mümkünatı yoktur. Yollar bile hep düz değildir. O zaman mutluluğumuz için, evlatlarımız için yanlış düşünüyorsun deniyorsa birilerine, o kişi de durup düşünmeli.
Şapkasını önüne almadan da düşünebiliriz.