Düğünlerin çoğaldığı ve son sürat devam ettiği günlerdeyiz. Belli aşamalardan sonra aile kurmak için örflerimizin, adetlerimizin gereğini yaparak evlenir gençlerimiz.
Geleneklerimizin ve göreneklerimizin tam anlamıyla uygulanan cemiyetlerimizdendir düğünlerimiz. Davetiye dağıtımıyla düğünlerin resmen başladığını anlarız. 
Günü gelince de gelin adayının ve damat adayının evlerinde hangi usulle yapılacaksa düğün ona göre hazırlıklar yapılır.
Düğünler ya davul zurna eşliğinde, ya da ilahili, mevlitli olur. Tercihleri neye göre yaparsa aileler ona göre düğünlerini ircaa ederler. 
Genelde yöremizde davul zurna eşliğinde düğünleri yaparlar aileler. Düğünün çalgısız olamayacağını düşünür çoğu insanlar.
Düğün aşamasına gelinceye kadar da gençlerimiz birbirlerini yüzeysel de olsa tanırlar, nişanlılık aşamalarında ise biraz daha yakından tanışırlar. 
Uygun görürlerse gençlerimiz ve ailelerde onaylarsa, devamında resmi nikâh kıyılır.
Son günlerde ülkemizin dört bir yanından sevinçle ve coşkuyla başlayan düğünlerin sonu aynı coşkuyla bitmemektedir.
Ne yazık ki, mutlu sona ulaşamayan gençlerimizin haberlerini duyuyoruz.
Düğün merasiminin sonuna gelindiği anlarda daha çok facialar yaşanmaktadır. Ülkemizde ne acıdır ki, bir türlü hoşgörü kültürünü yerleştiremedik. 
Trafik kurallarına uymayı öğrenemedik.
Düğünlerde konvoy oluşturuyoruz. Konvoylarda düzeni bozmak içinde elimizden geleni yapıyoruz. Konvoyda en önde olma hevesimizden dolayı yarışa giriyoruz.
Konvoyun ilk çıkışından sonra düzeni bozmadan devam edilse kazalar olmayacak. Hasarlar meydana gelmeyecek. Ölümler olmayacak.
Ağzımızın tadı bozulmayacak. Sevinçli günümüz kedere dönüşmeyecek. Trafikteki yanlış tutum ve davranışlarımızın tavan yaptığı durumlardan biride düğün konvoyları.
Araçların çok olmasını evlenen çiftler önemsediği kadar her iki tarafta önemsemektedir. Araç çokluğundan gurur duyanlar, bir de araçların kurallara uymasını candan dilemektedirler.
Çünkü evlatlarının mutlu anlarının kedere dönmesini hiçbir aile istemez.
Fakat araç sahipleri kuralları ihlal etmektedirler.
 Araçlarımızın sırasını takip etsek kazaların önüne geçebiliriz. Dönülmesi gereken yerden dönmeliyiz. Trafiği aksatmadan yola devam edilmeli ki, trafiğin akışını bozmamalıyız.
Trafikte sadece kendimizin olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı da konvoyun önüne geçerek oyunlar oynanmakta, akan trafik engellenmektedir.
Böyle olunca da yoldan geçmenize imkân yoktur. Hangi birine laf anlatacaksınız da yolun açılmasını sağlayacaksınız? 
Belki bazıları için bunlar çok basit olabilir.
Düşündüğümüzde çok yanlış yaptığımızı anlarız. Kimimizin mutlu günüdür. Sevinmeleri haklarıdır, eğlenmeleri uygundur. 
Fakat mutlu günlerini topluma ve bireylere zarar verecek hale getirmeleri hiç uygun değildir. Uzaklardan gelin alımında ise daha farklı acılara tanık oluyoruz. Araçlara kapasitesinin üzerinde yolcu alınıyor. Eğlenceye araçta da devam ediliyor.
Bir an önce yuvalarına kavuşmak için süratli araç kullanılıyor. Hızlı araç kullanmak faydasından çok zarar getirmektedir. 
Kimi zaman gelin kazaya kurban gitmektedir. Kimi zamana da damat kurban gitmektedir.
Kimi zamanda düğünlerin farklı şehirlerde olmasından dolayı düğün sahibinin yakınları araçlarını uykusuz, yorgun, hızlı kullanmalarından kazaya sebep olmaktalar. 
,Son haberlere bakınca buna yakından şahit olduk.
Düğün bitmiş gelinle damat yola çıkmışlar. Ama ikisi bir araya gelemeden ebediyen ayrılmışlar. Gencimiz rahmetli olmuş.  
Ne düşüncelerle yola çıktılardı kim bilir? Düğün aşamasına gelinceye kadar çektikleri zorlukları unuttular derken, kara haber sonunda eşler ayrılmış oldular.
Gelin hanımın mutluluk umutlarının sönmesine mi yanarsınız? Gencimizin en mutlu gününde kaybetmenin acısını derinden yaşayan ailesinin ruh haline mi?
Düğünlerin acıya dönüşmesini hiç birimiz istemez. Düğünlerin mutlu sonla bitmesi için tedbirli olmalıyız. Konvoylarda öne geçmek için zorlamamalıyız. Aradan girmeye çalışmamalıyız.
Trafik kurallarını ihlal etsek ne olur dememeliyiz? Kendimizi, çevremizi, ülkemizi düşünmeli, ona göre araç kullanmalıyız.
Damatlıklar, gelinlikler kefen olmamalı.