Geçtiğimiz hafta yağan şiddetli yağmur sonucunda Osmancık Dereboğazı çayından gelen sel ırmak suyunun bulanıklaşmasına neden oldu.
Bulanık sel sularının ırmak suyundaki oksijen miktarını düşürmesi neticesinde balıklar yaşam savaşı vermeye ve su yüzüne çıkmaya başladı.
Balıkların su yüzüne çıkması ile birlikte halk ırmak kenarına akın etti.
Fırsat ele bir geçmişti. Bu durum mutlaka değerlendirilmeli ve ırmakta mutlaka bir vurgun gerçekleştirilmeliydi.
Beklenilen oldu ve gözü dönmüş balık vurguncuları ırmak boyuna akın ettiler.
Biraz acemi olanlar kent merkezinde vurgunu gerçekleştirmeye kalkıştılar ve gazetecilerin fotoğraf karelerine yakalandılar.
Uyanık olanlar kent dışına çıkarak daha büyük bir vurgun yaptılar.
Tüfekler çıkarılmış, bel ve kürekler kuşanılmıştı. Balıkçı çizmeleri, ağlar, tuzaklar ve kovalarla genci yaşlısı ırmak boylarında yer kapma yarışına girdiler.
Uzun sopalarla balıkların kafasına vuruldu. Kimisi yaralandı ve kimisi öldü. Yaralı olanları alabildilerse aldılar. Alamadıkları ise ırmak boyu telef olup geçip gitti.
Boyları beşer onar santimetre olan bütün balıklar talan edildi. Kimisi marifetmiş gibi ellerindeki balıklarla kameralar önünde poz verdi.
Zaten barajın doldurulması bahanesi ile ikide bir suyu kesilen Kızılırmak’ta bitme noktasına getirilen ekolojik yaşama son darbe geçtiğimiz hafta vuruldu.
Evet; geçtiğimiz hafta Kızılırmak’ta bir katliam gerçekleşti.
İşin en üzücü tarafı ise hiçbir çevre örgütü orada yoktu. Köylerinin yok olmasına karşı kampanya başlatan ve İnal köyünün var oluş sebeplerinden biri olan Kızılırmak’taki katliama İnal köylüleri dahi sessiz kaldı.
Çevre hepimizindir bilinci ile bir tavır ortaya konulamadı. Memleketin kolluk kuvvetleri de katliamı önlemek için herhangi bir önlem almadı. Belediyeden ırmakta usulsüz balık toplamını suç olduğu ile ilgili bir anons yapılmadı.
Jandarma ırmağın kırsal boylarında hiçbir önlemi yoktu. Polis sirenleri ve anonsları ile uyarı da bulunmadı ırmak boylarında devriye bulundurmadı.
Herhangi bir ceza uygulaması yapılmadığı gibi tutanak vb. resmi hiçbir uygulama yapılmadı.
Evet; yıllar yılı, av mevsimi olsun olmasın fırsat buldukça ağlar, tuzaklar ve torlar ile ırmağın talan edilmesine fırsat verenler, göz yumanlar bir tarafa son darbe geçtiğimiz hafta vuruldu.
Çevreye karşı az da olsa hissiyatı kalanlara Allah sabır versin, Kızılırmak’ın sonunu hayır etsin. 
Kolluk kuvvetlerine gelince devletin ırmağına sahip çıkıp çevreyi korumak, talan ve vurguna karşı önlem almak görevini hatırlatmakta fayda görüyorum. Balık hırsızları için ise bir çift sözüm var. Allah sizleri vicdanınız ile baş başa bıraksın.