Hafta sonu köyümdeydim...
Çocukluğuma gittim...
Karın büyüsü bürümüştü dağları, köyümü...
Her yer beyaz ve koyu yeşildi, birazda kül rengi...
Çocukluğumu buldum, zaman çocukluğumda kaldı...
Kar gibi bembeyazdı, hayatım, ağaçlar gibi yeşildi hayata bakışım...
Kar taneleri kadar güzeldi düşlerim...
Alabildiğince ak ve tertemizdi gelecekten umutları...
Karın aklığı kadar berraktı düşüncelerim...
Su değirmeninde öğütülen yufkanın tadındaydı günüm... Yayık ayranı kıvamında…
Yalan, hile, dolan, ihanet, kötülük yoktu benim çocukluğumda...
Koca Akif'in dediği gibi medeniyet dişini geçirememişti benim çocukluğuma... Dağlarıma…
Bize kötülük öğretmediler köyümde...
Yokluk vardı, ama çaba ve umut aşıladılar… Karamsarlık asla...
Aş için emek vardı, kös, kös oturup kimseden bir şey ummak yoktu...
Her şey doğasında üretilir, bir hırka, bir çomça yenir şükredilirdi...
Deri yayıklarda yayılırdı kaymaklar, yağ olur, ayran olur paylaşılırdı kim varsa... Mis gibi...
Vatan bir sevda idi... Nergis, menekşe, çam kokan dağlarımda…
Ocak başı masallar, hikâyeler anlatırdı nenem... O masallardan dersler verirdi bize...
Kahramanlık hikâyeleri, dürüstlük olayları, insanlık örnekleri verilirdi...
Namus her zaman başköşe misafirimiz olurdu, toprak damlardan akan sularda...
Karda soğukta ayakkabımız zor olurdu, çorap hak getire...
Karlar boyumuzu aşardı, okula gitmek için bata çıka yol arardık...
Hasta olmazdık, mikrop bile ulaşamazdı ki oralara...
Taş yuvaklar olurdu toprak damların üzerinde, bir ileri bir geri hayat gibi sıkıştırılırdı, karda yağmurda akmasın diye damlar...
Akşam gaz varsa lambalarda ne mutlu bize, gölgeler yapar, dersimize çalışırdık kör karanlığın ışığında... Ama aydınlıktı yüzlerimiz…
Hele yağmur yağınca karlar eriyince yollardan şırıl, şırıl akan sularda oynamak bizim için doyumsuz bir zevkti...
Yollar sadece toprak, taştı... Şimdi yamalı, yırtıklı asfalt olmuş, kapkara uzanıyor, çocukluğumun anılarını yırtarcasına....
Elektrik geldi ama bir haftadır KESİKMİŞ, şuracıkta, Tarsus'un köyünde, doğuda değil...
Suyu kuyulardan içerdik, şimdi evlerde akıyor, ama o da kesikmiş, bilmiyorum kaç zamandır evlerde sular akmıyor...
Doyasıya yaşadım, karda kaydım muşambada, yürüdüm, battım çıktım, beyaz örtüde izler yaptım... Çocuklar gibi şendim... ÇOCUKLARIMLA...
Şimdiye bakmadan doyasıya içime çektim tertemiz dağ havasını...
Karda kaldı çocukluğum güneşe inat... Eritmedim... Hamurumdu benim çocukluğum... Sadece pişirdim hayatımı kar suyunda... Dam topaklarına asıp biriktirdim...
Kirli hayata kaptırmak istemedim çocukluğumun güzelliklerini... Hiç olmazsa birgün benim oldu... Çocuk oldum çocukluğumda...
Şimdileri koymadım hiç... Kapkara asfaltları görmezden geldim, yanmayan elektriği,akmayan suyu...
Hep çocukluğumdaki gibi olsaydı dünya... Çocukça kalsaydı…
Kalın sağlıcakla_____Çocukça____