Ben bu örneği her daim veriyorum, vurgulamakta da yarar olduğunu düşünüyorum...
Bir erkeği eğitirseniz ''Eğitimli bir insan kazanırsınız''
Oysa bir kadını eğittiğinizde, bütünüyle bir kuşağı eğitmiş olursunuz.  Demiştir Brigham Young 1843 de...
Çok yerinde bir sözdür anlamını üstlenenlere... Kadının toplumdaki yerinin farkında olan ve köleleştirmeye çalışan zihniyet 2014 de bakın ne diyebiliyor...
Okula giden kızlar baldır_bacak açarak erkek öğretmenleri tahrik ediyorlar… Kızlar okula gönderilerek fahişe olmaya teşvik ediliyor...  Diyen bir zihniyet... Ve bu zihniyete yol alan bir toplumla karşı karşıyayız...
Galiba bunların beyni başka yerde, ota b.k a tahrik oluyor...
Geleceği biz kadınlar yetiştirip şekillendireceğiz... Başkalarının elinde hamur olup, şekillenmemeliyiz... Biz kadınız, adımız değil kişiliğimizle var olup, yerimizi almalıyız...
***
Ve Tanrı kadını yarattı...
Kadın ve erkek bir elmanın iki yarısı gibidir... Biri öbürüne asla üstün değildir...
Fiziksel koşullar dışında... Akıl dışında... Fikir dışında... Kişilik dışında... Tabii ki farklı yaratılmıştır... Bu da hemcinsler arasında olduğu kadardır, erkekle kadın arasındaki farklılıktır...
Kadın bir eşya, mal, kullanılan malzeme gözüyle görünmeye başkandı... Cahiliye dönemine yol alınmakta gibiyiz... 
Nedense kadınlarda bunu kabullenir haldeler ve erklerin hükmüne saygı duyama itaat ediveriyorlar... Telkin öyle....
Arapların cahiliye dönemindeki tutumları örnek alınıyor... Bize de İslamiyet’in gereği diye iknaya ve uyuma yönlendiriyorlar…
Neden Arapların cahiliyesini örnek alıyoruz onu da anlamış değilim...
Bizim dinimiz kadını CENNETE KAPI yapmıştır… Cenneti ayaklarının altına sermiştir...
Peygamber efendimiz eşini sırtına alarak deve güreşi seyrettirmiştir... Eşine evde yardım etmiştir... Bu güzelliklerden hiç bahsedilmiyor… Bunlar örnek gösterilmeyip, İslamiyet öncesi Arap yaşantılarına özendiriliyor...
Biz Türkler her zaman TEK TANRIYA İNANMİŞİZDİR... Ve kadın erkeğinin yanında ortak karar merci olarak, erkek kadının diğer yanı olmuştur... Tarihte Türk kadını yaşadığı dönemin şartlarında her daim kendini eğitmiş ve geliştirmiş, söz hakkı almıştır... Sözü geçmiştir...
Mete han hanlarını çağırdığı toplantıda eşi de yanı başında otururken, onlara dönüp eşini işaret ederek
__Sizler benim Hanımsınız bu da benim Hanımdır demiştir... Bizdeki Hanım lafı da oradan kalmıştır... Hanım Kadın Yönetici sıfatındadır... Yaratılış Destanında Tanrı'ya insanları ve dünyayı yaratması için fikir ve ilham veren "Ak Ana" adında bir kadındır.
Türk destanlarında ise kadın ilahi bir varlık konumundadır… Kadına kutsallık katan töreye göre, dövülmesi, horlanması veya itilip kakılması mümkün değildir ki zaten Türk kültüründe ve destanlarında böyle bir durum göze çarpmamaktadır. Türk destanlarında kadın daima erkeğinin yanındadır. Onların güç ve ilham kaynağıdır…
Kendi Han ve Hanımlarımızı, neden önder almıyoruz?
O kadar uzağa gitmeyelim Atatürk adına yerini verip, saygısını, değerini yerli yerine vermedi mi? ...
Ve gelinen nokta!!! ... Ve Türk Kadını şimdi buna hasret mi acaba?
Cahiliye  dönemine neden saplanıp kalıyoruz anlamıyorummmmm...!!!
Kalın sağlıcakla__Kadının Değeriyle__