BOP Eş-Başkanı’nın Mayıs ayında yapacağı ABD ziyareti öncesi AKP’liler Washington ve havalisini mekân tutmuş durumdalar…
Ali Babacan, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarına katılmış… Hayırlara vesile olur inşallah!...
Egemen Bağış ise ATAA liderlik toplantıları için Washington’daymış ve buradaki Türklerle görüşecekmiş. “Çanak sorular” gelmezse sıkıntı kaçınılmaz… Korumalar biber gazı ikramı için tetikte beklemeliler.
Yeter mi? Yetmez…
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Los Angeles ve Chicago’dan sonra Washington’a gidiyormuş. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ile Ulusal Sağlık Enstitüsü ziyaretlerinden sonra Türk Dernekleriyle toplantılara katılacakmış.
Burada iki sıkıntı var! ABD Sağlık Enstitüsü’nün başındaki “Ulusal” ile derneklerin başındaki “Türk” ifadeleri…
Sayın Bakan, ABD’li yetkilileri ve dernek yöneticilerini sanırım uyaracaktır. ABD kurum ve kuruluşlarının isimlerindeki “ulusal” kelimesi derhal kaldırılmalıdır. Türkiye'deki uygulamalar "KOPYALA-YAPIŞTIR" tekniği ile uygulamaya konulmalıdır. 
Bakanlarımız ABD’ye gider de Meclis geri kalır mı hiç? İç Tüzük Komisyonu üyeleri de Washington’dalar… ABD Kongresi’nin yasama prosedürlerini inceleyeceklermiş.
İnceleme bahane, ziyaret şahane… Ancak bir konu dikkatimizi çekti. Heyetin temasları basına kapalıymış. Kokusu çıkar elbet, bekleyelim…
Eş-Başkan’ın lejyonerlerinin bu temaslarının Beyaz Saray ve Washington gezisi öncesine denk gelmesi tesadüf müdür dersiniz? Malum, siyasette hiçbir şey tesadüf değildir.
Bütün bunlar olurken ABD’de yaşanan iki patlama yeni bir küresel hamlenin işaret fişeği olarak görülmelidir. Boston Maratonu  ve Teksas gübre fabrikasındaki patlamalar...
Boston patlamasından sonra ABD medyası tarafından terör saldırılarının Arap veya Müslümanlar tarafından kaynaklandığı ile sürülmüştür.
Kamuoyuna yönelik bu hamlenin iki ayağı olabilir. Birincisi ABD kamuoyunun Afganistan ve Irak işgallerinden sonra azalan desteğini kazanmak… İkincisi ise yeni bir Haçlı Seferi için bahane icat etmek… Sırada kim veya hangi ülke var? İran mı Suriye mi?
Teröristlerle müzakere konusunda engin deneyimli olan Eş-Başkan, bu yaşamsal, çözümleyici ve barışçı birikimini Obama ile paylaşmalıdır.
Bu hamlesiyle de bir zamanlar Time Dergisi’nde “en etkili liderler” arasında gösterilirken, terörist-başı Öcalan ile cemaat-başı Gülen’e kaptırdığı yeri biraz zor da olsa geri alabilir.
Hepsi bir yana Washington hava durumu raporları titizlikle izlenmelidir. Serin hava ve rüzgâr nedeniyle doktor raporuyla 23 Nisan törenlerine katılamayan Eş-Başkan’ın sağlığı ABD için yaşamsal önemdedir.
Eş-Başkan’ın ödev defterinde Türkiye’nin şehir devletlerine ayrılması ve terörist başının özgürleşmesi maddeleri henüz tamamlanmamıştır.  Ah bir de atanan Akil Adamların sakil temaslarına karşı çıkan çapulcular olmasa…
Antalya'daki "çapulcular", akilleri beklemekte... Bayraklar hazır ve nâzır... Ama Akiller ortada gözükmemekte ısrarlı...
Serin hava ve rüzgâr onları da mı etkiledi? Ne dersiniz?