“Olmak ya da olmamak, bütün mesele bu.”
 
                  “İşler kimin elinde ?”
 
                  “Herkes kendi işini yapsın ! Bizim işimiz tiyatro.”
 
                  “Korkuya karşı özgür sanat ! “ sloganları ve de ;
 
         Antalya Televizyon Ödülleri töreninden sanal aleme yayılan Fırat Tanış , “Yani” adlı                        
         şarkısına yazdığı ,
   
                       “Hamlet tespih çekiyor
                       Juliet için Romeo dağları deliyor
                       Muhafazakar sanat böyle laflar ediyor
                       Artık oyunları bile Fen İşleri yazıyor” sözleri ve elinde davuluyla haykırıyor:
 
                      “İstanbul uyuma ,tiyatrona sahip çık !”
 
         1 Mayıs İşçi bayramı kutlamalarında ise ; Tiyatro oyuncularının pankartı:
  
                        “To BElediye or not to Belediye “
    
          Aynı gün genç oyuncular hem eğleniyor hem slogan atıyor :
 
                     “Serseriler burada Tayyip nerede…”
 
İstanbul Şehir Tiyatrolarının,İstanbul Büyükşehir Belediyesince yeniden !   yapılandırılması çerçevesinde ,sanatçıların tepkisi üstüne Sayın Başbakan’ın haykırışı:
 
“Soruyorum siz kimsiniz ? Bu ülkede sanat sizin tekelinizde mi?
 
İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) adına Engin Alkan okuyor hazırlanan bildiriyi.
 
“Her şeyin farkındayız. 1914’ten beri ehil ellerde olan İstanbul Şehir Tiyatrosu göz göre göre ehlileştirilmeye çalışılıyor.Dünyada-herhalde-ilk kez bir tiyatro,tiyatro insanlarından arındırılıyor.Sanatın içinden sanatçı kovuluyorHedefin ne olduğunu görüyoruz.Özgür düşünceden korkmayan herkes görüyor.Çok sesliliği tek bir notaya dönüştürecek olan ‘muhafazakar sanat’ gibi söylemler,demokratikleşme diye sunuluyor.Sanatsal yaratı siyasi iradeye teslim ediliyor…”
 
Fazla kızmaya da ne hakkımız var ki ; Ne güzel işte “Sanatı muhazakarlaştırıp,
‘muhafaza’ altına almak istiyorlar” kötü mü ?
 
Hep biliriz,söyleriz ama yine de anımsamakta fayda var !..
 
Şöyle diyor Atatürk 1932 yılında :
“Tiyatro yalnız hoş bir vakit geçirme,bir eğlence aracı değildir.Bir ulusun fikri seviyesini yaşayışını ve zevkini de yansıtan büyük bir sanat dalıdır.”
 
Yine bir gün :
                    
        Atatürk turnedeki İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçılarına Ankara’da bir davet verir.
Sanatçılar ayrılırken Reşit Galip,Atatürk’e :
-Paşam müsaade ederseniz ayrılırken elinizi öpmek istiyorlar,diyor.
Atatürk,”Hayır” diyor ,şaşıran sanatçılara hitaben o ünlü sözleri söylüyor:
-Hayır olmaz.Sanatkar el öpmez,biz hepimiz mebus oluruz,vekil oluruz,hatta reisicumhur oluruz ama hiçbirimiz sanatkar olamayız…” Ve sözü noktalıyor.
“Sanatkar el öpmez sanatkarların eli öpülür.”
 
Tüm yazılarımı “İYİ SEYİRLER” dileğiyle bitirirdim.Ama bu sefer içimden gelmiyor.
 
                                                   “SEYRE DALMAYALIM , HOŞÇAKALIN.”
 
Dip not : Has bir tiyatrocu ,beyefendi sanatçı Cüneyt TÜREL usta’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun.)