İnsanoğlunun yaradılışında olan özelliklerden biride kendini çok düşünmesidir. Önce kardeşlerim de bazen fakat bu sözün içi hiçbir zaman dolmaz. Sözdedir bu tür konuşmalar. Sizinle aynı yolda zannetmiş olduğunuz kişiler vardır. 
Hiçbir zaman ayrı düşeceğiniz aklınıza getirmezsiniz. Hayatın her sahasında yardımlaşacağınızı umarsınız. Ne zamana kadar şahsın içyüzüne vakıf oluncaya kadar böyle devam eder.
Güvenirsiniz, dayanırsınız fakat kritik anda sizi yüz üstü bırakmıştır. Bu ve buna benzer hadiseleri bir kişi yaşamıyor, binlerce kişi yaşamaktadır.
Hatıraları okumaya başlayanınca görünenin tam aksine yaşanmış olanları okuyunca adam yine iyi sabretmiş diyor, üzülüyor, hayata devam ediyoruz.
Dert ortaklığında ki samimiyete göre bakılırsa, kişi size içini dökmeye başlayınca “vay be” diyorsunuz. Hepimizin başına umulmadık olaylar gelebiliyor. 
Sizin yanınızda olduğunu düşünmekte olduğunuz can ciğer tabir edilen özelliklerde ki arkadaşınız ihtiyacınız olduğunuz zamanda arada bulasınız.
Önce dürüst olunmalıdır. Kişiler size itimat ettiyse itimadı suiistimal etmemeli kişiler. Güven tesis eden kişinin ihtiyacını karşılamak görevimiz diyelim.
Toplumcada bilinen, güvenilen insanlara ihtiyacımız var. Güvenilen kişinin yapması gereken her ne olursa olsun, ilkelerinden ödün vermemelidir.
Borç almışsa zamanı gelince tarihinde borcunu ödemelidir. Talep ettiğinde arkadaş, nasıl bizim için fedakârlık yapmışsa, karşılığında bizde borcumuza sadık kalarak zamanında borcu ödemeliyiz. 
Arabası olmayan insanlar arabaya ihtiyaç duyduklarında kimden isteyebileceğini düşünür. Kendisini kırmayacağını umit ettiği arkadaşından arabasını ister.
Kimi isteyerek, kimi de kıramadığı için arkadaşlık namına aracını verir. Aracı alan kişiyi o güne kadar araba sahibi tanıdığını düşünür. Hakikatinde emanetten sonra gerçek yüz ortaya çıkar.
Birçoğumuz duymuşuzdur. Arkadaş bundan sonra kimseye arabamı vermem. Sebebini sorduğunuz da bin ah işitirsiniz. Hatta o kişi belki sizden de aracınızı istedi.
Allahtan işiniz vardı da vermediniz. Emanet veren kişiyi dinlediğinizde “öyle bilmezdim dedirtir size” nelerle karşılamış olabilir? Aracını bir daha kimseye vermemesine sebep olduğundan dualarda etmektedir.
Genelde borç verenle, arabasını emanet olarak verenlerin derdi, emanetlerinin zamanında verilmemesidir. Hatta işlerin daha kötüsü de olabilmektedir.
Veren kişiyi dinliyorsunuz alan kişiyi suçlu görüyorsunuz. Alan kişiyi dinliyorsunuz alan şahıs yerden göğe kadar haklı olduğunu anlatıyor. İki doğru olmaz. Ya veren doğru söylemektedir, ya da alan şahıs, üçüncü şıkkı yoktur.
 İşin gerçeği borç alan, kredi çektirtenlerin itimattan dolayı birçok ocaklar sönmüştür. Birçok ailenin evine haciz gelmiştir. Bana güvenmiyor musun duygu sömürüsüyle kefil ettiği arkadaşlarını mağdur insanlarla dolu etrafımız.
Beş yıldır kefillik ödüyorum. Sanki parayı ben yemişim gibi de bir de adam pişkin davranışı yok mu diye sitemler dinlemişizdir. Sizin bundan sonra hala insanlara güveniniz olur mu?
Araba mevzuunda, arabanın deposunu yeni doldurtmuştum,  arkadaşı kıramadım verdim, deposunu boşaltmış öylece teslim etti. Bende bir şey demedim lakin bundan sonra babam istese vermem diyenleri biliriz.
Yardımlaşmak güzel itirazımız yok. Borç vermek sevap, insanların derdine derman olmaya emanna fakat karşılığında yapılnıda sorgulamalıyız. Çevremizde olup bitenlere kulak verince olaylarla yüzleşiriz.
Emanet vermemeye yemin ettirirler. Borç vermemeye tövbe ettirirler. Emanete ihanet etme günahına girmesinler diye de elinde olanı paylaşmamayı öğretmiş oluruz.
İnsanlarda aslında biz kim olduğumuzu öğrenmiş olurlar.