BASK (Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu) Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, Çorum Valiliği yemekhanesinin Ramazan ayında kapatılmasının insan hakları ihlali olduğunu bildirdi.
Hayati Çam, "İnsan haklarının temeli eşitliktir. Eşitliğin olmadığı yerde insan haklarından bahsedilemez. Bu bahisle Valilik bünyesinde bulunan İnsan Hakları Başkanlığı ise göstermelik olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Valiliğin İnsan Hakları konusunda daha duyarlı ve örnek olması gerekmektedir" dedi.
Hayati Çam, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bildiğimiz gibi gerek ülkemiz gerekse ilimiz farklı inanç ve kültürlerin harmanlamış bir halidir. Hal böyle olunca devlet yetkililerinin her zamankinden daha adil ve eşitlikçi olması ülke huzuru için son derece önem arz etmektedir.
Mübarek ramazan ayını yaşadığımız şu tarihlerde Çorum Valiliği bu sene yıllardır süregelen uygulamaya rağmen İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 21/04/2015 tarihinde yapılan denetiminde eksikliklerin giderilmesi için 21/05/2015 tarih ve 5847 sayılı yazılarında bildirilmiş, bu eksiklikler;
- Tavanda oluşan küflerin giderilmesi
- Gıda konulan ambalajların gıda ile teması uygun malzemeden seçilmesi,
- Deponun düzenlenmesi, hammaddelerin altlarına palet konulması,
- Bıçak sterilizasyon dolabı alınarak, bıçakların dolap içerisinde muhafazasının sağlanması,
- İşletme girişinde temiz bone galoş bulundurulması gerekçeleri gösterilmek suretiyle önce yemekhane ramazan boyunca kapatılmış ayrıca Valilik çay ocağı kapatılmıştır.
Ancak ne hikmetse vali yardımcılarına ait çay ocağı hiç kapatılmamıştır. Görüşmeler sonucunda Valilik çay ocağı tekrar açılmıştır. Yemekhane kapatılmış ama alternatif yer örneğin Defterdarlık veya Milli Eğitim Müdürlüğü yemekhaneleri açılıp gösterilmemiştir.
Yemekhanenin 10 günden beri kapalı olması Valilik de çalışan ister oruç tutsun isterse oruç tutunmayan tüm memurları da üzmüştür.

DİNDE ZORLAMA YOKTUR
Dinimizce de belirtildiği gibi bayanların özel halleri nedeniyle oruç tutamadıkları dönemler bulunmaktadır. Nüfusun yarısı bayanlardan oluşmaktadır. Memurların arasında yaşlılar ve hastalar bulunmakta, bunlar tansiyon ve benzeri rahatsızlıklar nedeniyle ilaç içmek zorunda kalmaktadır, doğal olarak oruç tutamamaktadır.  Bunları yetkililerin iyi bilemesi gerekir. Kaldı ki dinimiz zorlama dini değildir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 9. Maddesinde Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü başlığında “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir" denilmekte, yine Anayasanın din ve vicdan hürriyeti başlıklı 24. Maddesinde “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” hükmü bulunmaktadır.
Yemekhanenin kapatılması gerekçesine konu olan yazıda belirtilen gerekçelerin giderilmesi en fazla 2 günlük bir zaman diliminde istenirse giderileceği açıktır. İstenilseydi hafta sonunda dahi giderilebilirdi. Bu gün Başbakanlık, Adliye, Hitit Üniversite yemekhaneleri açıktır. İnsan haklarının temeli eşitliktir. Eşitliğin olmadığı yerde insan haklarından bahsedilemez. Bu bahisle Valilik bünyesinde bulunan İnsan Hakları Başkanlığı ise göstermelik olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Valiliğin İnsan Hakları konusunda daha duyarlı ve örnek olması gerekmektedir.
Çorum halkı geçmişte sıkıntılar çekmiştir. 1980 Çorum olaylarının yıl dönümünü yaşadığımız bu günlerde yetkililerin daha hassas olması gerektiği açıktır.

VALİ YARDIMCILARINA VE MÜDÜRLERE AYRICALIK TANINIYOR
İdareciler bir emir verirken planlamayı iyi yapmalı tüm artı ve eksileri ile mevzuatı düşünmelidir. Bir şeyi yaparken başka bir çok şeyleri yıkmamalıdır. İdareciler yönetişim yerine yönetimi tercih etmektedir. Bu ise bize  1980'lerdeki zihniyetin hala 2015'lerde devam ettiğini göstermektedir. Bu zihniyet ben yaptım oldu zihniyetidir. Karar alınmasında yararlanıcıların temsilcilerine sorulmamakta ben ne dersem o olur anlayışı devam etmektedir. Vali yardımcıları ve müdürler memurlardan ayrı yerde özel olarak ayaklarına kadar servis imkanı sağlanmakta, memurlar ise yemek sırasına girerek dinlenme zamanını sıralarda harcamaktadır. Yetkililer gerçekten sorun çözmek için samimiyse insan haklarına aykırı bu kas düzenini değiştirmelidirler. Samimi olup olmadıklarını zaman gösterecektir. Ayrıca Valilik yemekhanesi açılmaması durumunda oruç tutan ya da tutmayanlarla birlikte Valilik bahçesinde kardeşlik iftarı düzenlemeyi düşünüyoruz."