‘İktidar, memura yokluk, fakirlik ve haksızlıktan başka bir şey getirmedi’
Kamu-Sen Konfederasyonu’na bağlı Türk Eğitim-Sen üyeleri, istişare toplantısında buluşarak yapılan ve yapılması planlanın çalışmaları değerlendirdi.
Bugün, Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’nde yapılan toplantıya; Kamu-Sen İl Başkanı ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Mahmut Alparslan, yönetim kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri ve üyeler katıldı.
Toplantıda konuşan Şube Başkanı Mahmut Alparslan, sendika olarak hem 2011-2012 yetki sürecini değerlendirmek, hem de 2012-2013 yılında neler yapılacağını istişare etmek amacıyla bu toplantıyı düzenlediklerini belirterek, “her yıl daha da yukarıya taşıdığımız bu bayrağı nasıl en zirveye taşıyacağımızı görüşerek istişare etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
İktidarla kol kola hareket eden, çalışanın, memurun hakkını savunamayan sendikaları eleştiren Alparslan, “Siyasi iktidarın kamu çalışanlarını yok sayarak açlığa ve sefalete karşı mahkum etme gayretleri karşısında iş bırakma eylemine dahi katılma kararı alamayan, meydanlara inmek yerine ağababalarının eteği altına sığınan bu yandaş anlayış maalesef bu gün kamu çalışanların yaşadığı sorunların başlıca sebebidir” şeklinde konuştu.
Alparslan, konuşmasında şu konulara değindi:
 
“HÜKÜMETLE KOLKOLA MEMURU BİTİRDİLER”
“Allah’a şükürler olsun tam on yıldır her gün daha da yükseğe taşıdığımız sendikamızda geçen yıl da %10’un üzerinde artış sağlayarak 1704 olan üye sayımızı 1845 ulaştırdık. Birilerinin siyasi iktidarların koltukları altına sığınarak tüm bürokrasinin yandaş ve devşirilmiş kadrolarının mevcut siyasi iktidara yaranma gayretiyle bir sendikacıdan daha gayretli, bir siyasetçiden daha istekli bir şekilde üye çalışmalarına katılarak malum sendikaların her türlü faaliyetinde boy göstererek arzı endam etmelerine, başbakan yardımcılarından başbakanlarına kadar her türlü tarafgirliklerine rağmen Türkiye Kamu-Sen teşkilatlarının onurlu ve şerefli mücadelesini asla sekteye uğratamamışlardır.
Türkiye Kamu-Sen’in ilkeli önceliğini memur ve memurun sorunları olarak önceleyen duruşu her zaman doğru ve hak olan savunan yaklaşımı bizlerin her gün büyümesinin en önemli sebeplerindendir.
Siyasi iktidarın kamu çalışanlarını yok sayarak açlığa ve sefalete karşı mahkum etme gayretleri karşısında iş bırakma eylemine dahi katılma kararı alamayan, meydanlara inmek yerine ağababalarının eteği altına sığınan bu yandaş anlayış maalesef bu gün kamu çalışanların yaşadığı sorunların başlıca sebebidir.
Kamu çalışanları yavaş yavaş sözleşmeli hale getirilirken, çalışanların iş güvencesi ortadan kaldırılmaya çalışılırken, seslerini çıkaramayanlar, maalesef yetkilerini kötüye kullanarak doğalgaza %60, bezine %30, elektriğe %40’a varan zamlar yapılırken kamu çalışanlarını % üçlük zamlara evet diyerek bugünkü mağduriyetine sebep olmuşlardır. Kamu çalışanlarını enflasyona ezdirmeyecekleri iddiası ile gelenlerin son zamlardan sonra acaba bunu söylerken yüzleri kızarmayacak mı?
Bu siyasi iktidar kurulduğu günden bu yana kamu çalışanlarına yokluk, fakirlik ve haksızlıktan başka bir şey getirmemiştir.
Kendi devletinin memurunu halka şikayet ederek değersizleştirmeye başarısızlığın sebebini kamu çalışanlarına ödenen maaşlara bağlayan şark kurnazlığına kaçmıştır. Ancak kamu çalışanlarının her geçen yıl gayri safi milli hasıladan aldıkları azalan payları yüzlerine tokat gibi çarpmıştır.
Eğitim çalışanlarımız ve öğretmenlerimiz artık kamu çalışanları arasında en az ücret alan, buna rağmen bakanlık ve hükümet yetkililerince aşağılanan ve horlanan bir kitle haline gelmiştir.
 
“BAKANI ARTIK KİMSE TAKMIYOR”
Eğitim ve pedogojiden uzak bir anlayışa sahip bakan ve avenesi her gün yeni bir probleme sebep olmaktadır. Sayın bakanın birinci önceliği eğitim öğretim değil, öğretmenleri huzursuz ve mutsuzlaştırmak haline gelmiştir. Son bir yılda rotasyon zırvalarından, tatillerin uzunluğundan, öğretmenlerin haftada 15 saat çalıştığına kadar her türlü hakarete kalmış ancak sendikamızın koyduğu tavır sonunda kimyası bozulmuş olacak ki bizi bırakıp atanamayan öğretmenlerle uğraşmaya başlamıştır. Alo taciz hatlarından medet uman öğrenci ve velileri ispiyonculuğa teşvik eden sayın bakan, maalesef yaptığı işin ciddiyetinden uzaktır. Alan değişikliğinden vekaleten görevlendirmelere, eş durumundan Anadolu liselerine kadar her işi yüzüne gözüne bulaştıran sayın bakanı adeta kimse takmamakta, herkes bildiğini okumaktadır. Halen bakanın emir ve yazılarına rağmen vekaleten görevlendirmeler devam etmekte bir ilin ret ettiği müracaatı diğer il kabul etmektedir.
Böyle bir anlayışın milli eğitimin başında olması yalnızca eğitim çalışanları için değil, çocuklarımız için de çok büyük bir şansızlıktır. Maalesef okullarımız sınıf öğretmenliğinde oluşan norm fazlasını eritmek adına sayın bakanın dahiyane fikriyle kendi branşında çok başarılı olan öğretmeler norm fazlası durumuna düşme ile karşı karşıya bırakılarak yan branş adı altında branşa geçmeye mahkum edilerek sorun çözülmeye çalışılmış, hem sınıf öğretmenliğin de uzmanlaşmış öğretmenler branşlarından uzaklaştırılmış, hem de orta okullarımız temel branşlarda yeterince yetişmemiş öğretmenlerce doldurulmuştur.
Kuran-ı kerim bilme zorunluluğu olmayan din kültürü, hiçbir enstrümantal çalmayan müzik öğretmeni, hiç yağlı boya yapmamış resim öğretmeni, İngilizceyi bilmeyen yabancı dil öğretmenlerimiz olmuştur.
Şimdi merak edilen acaba 4+4+4 savunarak öğretmenin mağdur olmayacağı yalanını söyleyenler bu öğretmenlerin kendi çocuklarının dersine girmelerini isterler mi?
Sonuç olarak siyasi iktidar onun yardakçıları ideolojik ve siyasi ihtiraslarından dolayı eğitimi ve eğitim çalışanlarını perişan etmişlerdir. Türk Eğitim Sen olarak bu sakat ve art siyasi iktidar niyetli yaklaşım ve davranışları kınıyor, öğretmen ve eğitim çalışanlarının huzurunu bozan kim olursa olsun her iki cihanda da huzur bulamayacağına inanıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen, vatanın bölünmez bütünlüğü, milli ve manevi değerlerimizin açıkça saldırıya uğradığı milli kimliğimize ve devlet yapımıza, bayrağımıza saldırmanın dayanılmaz bir haz verdiği malum siyasi ve bürokratların sahne aldığı şu günlerde şehit annelerinin gözyaşları ile PKK leşlerini kıyaslayan, Tunceli’ye alevi polis isteyecek kadar basiretsiz ve öngörüden uzak ihanet tiyatrosun açılım figüranlarının sahnelerini başlarına yıkma konusunda asla geri durmayacağı herkesçe bilinmelidir.
Bu tür söylemlerin vatanı için ölmeyi göze almış şerefli bir teşkilatın mensupları tarafından ifade edilmesi bu teşkilattaki kuşatmanın nerelere geldiğinin en açık delilidir.
Türkiye Kamu Sen, cumhuriyetin, devletin nitelikleri olan al yıldızlı bayrağımızın şeklini ve rengini istiklal maşımızın, ülkemizin bölünmez bütünlüğünün teminatıdır.
Unutulmamalıdır ki her zaman olduğu gibi bizim ilkemiz önce ülkemizdir.”