Eğitim-Sen Çorum Şubesi Başkanı Mehmet Öztürk, AKP hükümetinin milli iradeye ipotek koymaya çalıştığını belirterek, sendikaların siyasi partilerden bağımsız olması gerektiğini kaydetti.
Mehmet Öztürk, "Devletin AKP’lileştirilmesi, AKP’nin devletleşmesi uygulamalarından sendikal hareket de nasibini almış, AKP’nin arka bahçesi haline gelen yandaş sendika ve konfederasyonlar eliyle emekçilerin hak ve çıkarları gasp edildi. Güdümlü sendikacılık devri hayata geçti. TİS yapma ve grev hakkı yok sayıldı. Çalışanların hakları tırpanlanırken, tırpancılarla beraber olundu. Hak, hukuk yok sayıldı" dedi.
AKP'nin basın-yayın organlarında sivil toplum kuruluşları adına ilan verdirterek, seçimlerde AKP'nin desteklendiğine dair bir algı oluşturmaya çalışmasını sert dille eleştiren Öztürk, "Adı sendika kendisi iktidar uzantısı kimi çevreler sorumluluklarını unutmuşlar, yandaşlıkta sınır tanımaz hale gelmişlerdir. Amaç “Milli İrade”nin sandığa yansıması ise sizin iradeniz milletin iradesi nasıl olmuştur" ifadesini kullandı.
Mehmet Öztürk'ün konuyla ilgili açıklaması şöyle:

"KİMSE KİMSENİN ASKERİ DEĞİLDİR"
"Ülkemiz 7 Haziran seçim sürecine yaklaşırken hiç olmadığı kadar büyük bir gerilimin içinde. Siyasette, ekonomide ve yaşamın her alanında gerilim, kutuplaşma ve şiddet giderek tırmandırılmıştır. Bu kutuplaşmanın ülkemize hiçbir faydası yoktur. Herkesin kendisine ait bir siyasal tercihi mutlaka vardır. Kimse kimsenin askeri değildir. Toplumsal çelişkiler, yaşadığımız büyük sorunlar seçim sürecinde görünmez gelinmektedir. 
Devletin AKP’lileştirilmesi, AKP’nin devletleşmesi uygulamalarından sendikal hareket de nasibini almış, AKP’nin arka bahçesi haline gelen yandaş sendika ve konfederasyonlar eliyle emekçilerin hak ve çıkarları gasp edildi. Güdümlü sendikacılık devri hayata geçti. TİS yapma ve grev hakkı yok sayıldı. Çalışanların hakları tırpanlanırken, tırpancılarla beraber olundu. Hak, hukuk yok sayıldı.

"İRADEYE İPOTEK KOYAMAZSINIZ!"
7 Haziran seçimlerine giderken ilimizde ve ülkemizde bazı Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde en başta  kimi güdümlü sendikalar, üyelerinin iradesini ipotek altına almak için yarışa girmişlerdir. Milyonlarca kamu çalışanının ekonomik, sosyal, özlük hakları yok edilirken “gık” çıkarmayanlar şimdi gazetelere “ Milli İrade Güç Platformu” adı altında ilanlar verilerek binlerce insanın iradesine ipotek konulmuş, kendi üyelerinin tercileri yok sayılmıştır.  Bu ilanlar kimi yerde DSTP (Demokratik Sivil Toplum Kuruluşları) kimi yerde ise Sivil Dayanışma Platformu adı altında çıkmıştır.

"SENDİKALAR SİYASAL PARTİLERDEN BAĞIMSIZ OLMALIDIR"
Adı sendika kendisi iktidar uzantısı kimi çevreler sorumluluklarını unutmuşlar, yandaşlıkta sınır tanımaz hale gelmişlerdir. Amaç “Milli İrade”nin sandığa yansıması ise sizin iradeniz milletin iradesi nasıl olmuştur. 
 Kanun Hükmünde Kararnameler, torba yasalar ve “dönüşüm” programlarıyla çalışma yaşamı parçalanmış, güvencesizlik, esnek istihdam, taşeronlaşma ve kayıt dışı çalışma yaygınlaştırılırken ortada olmayanlar neyin diyetini ödemektedirler. 
Tüm cumhuriyet tarihinden daha fazla özelleştirme yapılmış, kamusal hizmetler piyasaya açılmış, sosyal devlet uygulamaları birer birer ortadan kaldırılırken sizler neredeydiniz?
Şimdi kamu emekçileri güvencesizlik, yoksulluk,  ile mevcut gidişata razı olma seçeneklerinden birini tercih etme dayatması ile karşı karşıya bırakılmıştır. Dolaysıyla 7 Haziran 2015 genel seçimleri tüm yurttaşlarımız kadar biz kamu emekçilerini de yakından ilgilendirmektedir.

"VARLIĞIMIZI HİÇ BİR SİYASAL PARTİYE ARMAĞAN ETMEYECEĞİZ"
Eğitim Sen olarak;
-Yıllardır uygulanan neo liberal politikaların ret edilerek; 
-Çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için;
-Eşit, özgür, demokratik ve laik bir Türkiye’de halkların kardeşçe bir arada yaşamasını sağlayacak, 12 Eylül hukukunun aşılacağı demokratik dönüşüm için;
Devletin ve sermayenin mutlak iktidarına, toplumun ve doğanın talan edilerek nesneleştirilmesine, insanın ve toplumun güvencesiz kılınmasına, piyasanın dokunulmazlık zırhına büründürülmesine dur diyeceğiz.
Yaşam alanlarımız üzerinde denetim kurulmasına karşı demokrasi mücadelesi yürüten, cinsiyet özgürlükçü, sermayeden ve devletten bağımsız sendikacılığı savunan, söz-yetki-kararı gerçek sahipleri olan emekçilere, halklarımıza veren, eşit ve özgür yurttaşlığı yeni anayasanın esası olarak gören, fikir ve inanç özgürlüğünü, özgürlükçü laikliği vazgeçilmez ilke olarak kabul eden,  farklılıklarımızla birlikte olacağız.
Eğitim Sen olarak; geleceğimize sahip çıkacak, eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir gelecek için taleplerimizi daha güçlü savunacak ve takipçisi olacağız. Varlığımızı hiç bir siyasal partiye armağan etmeyeceğiz."