Anadolu Gençlik Derneği Harun Kaplan yaptığı yazılı açıklamada, “Özgür ve hak sahibi olarak doğan insanların özgür ve hak sahibi olarak yaşamlarının önündeki her türlü engeli reddetmek insan olmanın bir gereğidir” dedi.
“Biz hangi inanç ve düşünceden olursa olsun her insanın yaşama hakkının kutsallığına inanıyoruz” diyen Harun Kaplan, “Yine aynı şekilde her insanın mülkiyet edinme ve mülkünü koruma, ailesini ve neslini koruma, akıl sağlığını koruma haklarının da olduğuna inanıyoruz. Ayrıca her insanın inanç ve düşünce özgürlüğünün de vazgeçilemez haklarından olduğunu savunuyoruz. İnsanlar başkaları üzerinde şiddete başvurmaksızın ve dayatma yapmaksızın inandığı değerleri öğrenebilmeli, bu değerler etrafında örgütlenebilmeli, bu değerleri kendi çocuklarına öğretebilmeli ve en önemlisi de inandığı değerleri yaşayabilmelidir. Bir toplumda inanç ve düşünce hürriyetinin olması insanların inandıkları değerleri yaşamasıyla mümkündür. İnsanların varlığını hedef almayan, şiddet içermeyen, dayatma olmayan bir inancın yaşanmasına engel olmak zulümdür, haksızlıktır, insan hak ve hürriyetlerini gasp etmedir” ifadelerini kullandı.
27 Kasım 2012 tarih ve 28480 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kılık kıyafet yönetmeği ile lise, ortaokul ve ilkokulda isteyen öğrencilerin inançlarına uygun bir şekilde giyinmesi ve örtünmesinin yasaklandığının altını çizen Kaplan, “İmam-Hatip Liselerine ve ortaokullarına giden kız öğrencilerine derslerde başörtüsü serbestisi verirken diğer okullara giden kız öğrencilerin bu haktan mahrum edilmesinin geçerli bir açıklaması yoktur ve bu durum bizim için kabul edilemez. Aynı yönetmeliğin 3.maddesinin 6. fıkrası ortaokul ve liselerde seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde kız öğrenciler başlarını örtebilirler demektedir. Kur’an-ı Kerim dersinde izin verilen başörtüsünün Coğrafya ya da Türk Dili ve Edebiyatı dersinde yasak olmasının mantığı nedir? Böyle bir kural konulurken hangi inanç referans alınmıştır? Hangi inanca hizmet etmek, toplumun hangi kesimini mutlu etmek gayesiyle böyle bir düzenleme yapılmıştır? Bu yönetmeliğin insanların temel hak ve özgürlüklerini kullanmasına yönelik bir katkısı olmadığı gibi akla ya da mantığa uyan bir tarafı da bulunmamaktadır. Bir Müslüman mükellef olduğu dönemden itibaren inancının gereğine uygun olarak örtünmek ister. Bu örtünmenin nerede nasıl olacağı inancımızın temel referansı olan Kur’an-ı Kerim’de mevcuttur. Her müslümanın bu hakkın kullanılmasını talep etmesi en doğal hakkıdır. Bu hakkın kısıtlanmasının hiç bir gerekçesi olamaz. Hele hele Kur’an-ı Kerim dersinde örtebilirsin ama Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi de dahil olmak üzere diğer derslerde açacaksın demenin akılla temellendirilecek bir yanı hiç yoktur. Hükümetlerin ve iktidarların görevi halkların haklı taleplerini ve ihtiyaçlarını yerine getirmektir. Bu konuda yapılacak çalışmalar ya da atılan adımlar hak sahiplerine karşı bir lütuf değil bilakis yönetici olmanın bir zorunluluğudur. Bu böyleyken hak ve ihtiyaçları giderme yerine yeni yeni yönetmeliklerle en temel hakların bile yasaklanması hele bir de bunun kılık kıyafet özgürlüğü olarak sunulması kabul edilemez.  Bizler Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak zulüm ve haksızlık kimden gelirse gelsin karşısındayız. Hangi inanç ve düşünceden olursa olsun her insanın temel ve hak hürriyetlerden istifade etmesinin yanındayız. Bu anlayışla başörtüsü ve tesettür tercihinin hangi okulda ya da hangi kurumda olursa olsun hayatın ve kamunun her alanında inanan bir kimsenin hakkı olduğunu bir kez daha halkımızla paylaşıyoruz. Yetkililerin yönetmelikle yaptıkları bu hak gaspından biran evvel vazgeçmelerini istiyoruz. Hak ve özgürlüklerin birilerinin kınamasından ya da ayıplanmasından korkarak kısıtlanmasını doğru bulmuyoruz. Hükümetin ve yetkililerin insanlarımızın meşru isteklerine korkusuzca cevap vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.