Çorum Kadın Platformu, Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren FLORMAR firmasının 132 işçinin işten çıkarılmasına tepki gösterdi.

Pir Baba Parkı önünde dün akşam saatlerinde bir araya gelen Çorum Kadın Platformu üyeleri ellerinde meşaleler ile 132 işçinin işten çıkarılmasını protesto etti.

Topluluk adına bir konuşma yapan Çorum Eğitim Sen Sekreteri Ergül Öztürk, “Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren FLORMAR firması Mayıs ayı içerisinde sendikaya üye olduğu için çoğunluğu kadın 120 işçiyi işten çıkardı. Ardından direnen işçilere destek veren 12 işçinin de atılması ile toplam 132’ye ulaşan işçilerin bu saldırıya cevabı direniş oldu” dedi.

Bugün direnişlerinin 296. Günü olduğunu kaydeden Öztürk, “15 Mayıs 2018’de başlayan fabrika önündeki direniş, işçilerin halayları, sloganları, dik duruşu, ulusal ve uluslararası dayanışma ile devam ediyor. Direniş fabrika yönetiminin, polisin ve kaymakamlığın tüm engellemelerine, baskılarına ve soğuklara rağmen kararlılıkla ve inatla sürüyor. Gece gündüz, sıcak ayaz, demeden hakkının peşinden giden, umut olan, yüreklere su serpen, organize kötülüklerin karşısında dimdik duran Flormar işçililerine, selam olsun.

Çorum Kadın Platformu olarak, direnen Flormar işçisinin yanında olduğumuzu bir kez daha dile getirmek için buradayız. Haklı mücadelelerinde, tüm Flormar işçilerinin sesini Ankara’ya ve tüm Türkiye’ye yeniden ulaştırmak için üzerimize düşen ne varsa yapacağımızın sözünü veriyoruz” diye konuştu.

Ergül Öztürk, konuşmasının devamında şunları söyledi;

“Yaptığınız yüzde 70 indirimlerde işçilerin daha fazla çalınan emeği, ucuz ojelerinizde işçi kadınların alın teri var. Bir yandan kadınlar üzerinden reklam yaparken, diğer yandan kadınların en temel haklarına saldıran Flormar’ı ve Yves Rocher’i firmasını boykot ediyoruz. Tüm kadınları da boykot etmeye davet ediyoruz. Flormar direnişini dayanışma ile büyütüyoruz.

Flormar işçilerinin anlattıklarından biliyoruz ki kadınlar son derece düşük ücretlerle, kötü koşullarda, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğu koşullarda çalıştılar. Yıllarca çalışmalarına rağmen eşit işe eşit ücret alamadılar. Tacize, hakarete, aşağılamaya, şiddete ve mobbinge maruz kaldılar. İşte tüm bu haksızlık ve sömürü karşısında anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye oldular.

Bizleri güzellik algısıyla şekillendirmeye çalışan, kozmetik sektörüne boyun eğdirmeye çalışan sisteme karşı diyoruz ki, Flormar değil direniş güzelleştirir; Flormar değil dayanışma güzelleştirir.

Kadının sesinden, saçından, kahkahasından korkan, eve kapatmaya çalışan erkek egemen zihniyete karşı; tecavüzcülere kadın katillerine haksız tahrik indirimleri verip öz savunma yapan kadınlara müebbet hapsi reva görenlere karşı; istismarcıları aklayıp, çocukları her türlü sömürüye maruz bırakanlara karşı Türkiye’nin her yerinde kadınlar, feministler sosyalistler, muhalif olan her kesimden tüm kadınlar, ‘kadınlar birlikte güçlü’ şiarıyla sokakları, alanları, meydanları, salonları dolduruyoruz. Bizim sesimizi kısamayacaksınız, sözümüze engel olamayacaksınız. Bizler direnişteyiz, grevdeyiz, bizler yaşamın her alanındayız.

Bizler kadınız. Bizler dünyanın yarısıyız. Ve hakkımız olan o yarısını öyle ya da böyle elde edeceğiz. Dünya bizimle güzelleşecek. Dünya direniş ve dayanışmayla güzelleşecek. Yaşasın kadın dayanışması”